Kategori arşivi: Sinan Cem Civili

Takasın Boston Celtics Ayağı

Bir önceki yazımızda Boston-Oklahoma takasını Thunder tarafından incelemiştik. Şimdi Boston tarafına bakalım. Thunder yazısını da sitemizden bulabilirsiniz.

 

LeBron’un Cleveland’dan ayrılmasının etkileri tüm NBA üzerinde hala devam ediyor. Carmelo’nun takasını istemesi, Utah’ın Derron Williams’la sözleşme yenileyemeyeceğini düşünüp takas etmesi LeBron’un takım değiştirmesinin hem oyuncular hem de takım yöneticileri üzerindeki etkisinin göstergesi. Boston Celtics’de takas sezonunun sonundaki galeyana katılıp, bu örneklerden etkilenerek sezon sonunda sözleşmesi bitecek olan Kendrick Perkins’i takas etti. Takım’ın yıldızları özellikle yaşlı 3 ‘lü bu takastan son derece mutsuz.

 

Nate Robinson’la Kendrick Perkins , 1. tur Draft hakkı Jeff Green ve Nenad Krstic karşılığında Oklahoma’ya gönderildi.

 

Nate Robinson takım oyuncusu olmayı başaramamasından dolayı ilk beşte point guard pozisyonunu emanet etmek isteyeceğiniz türden bir oyuncu değil. Ancak sahada enerjiyle oynuyor ve kenardan direkt skora katkı yapabilecek bir isim. Bench oyuncusu olarak değerli bir oyuncu ancak onun sorunu kafasında ve bazı maçlarda takıma yarardan çok zarar veriyor.

 

Robinson’un takas edilmesinin nedeni Delonte West’in iyileşmesi. Ancak Delonte West’de kafasındaki sorunlar nedeniyle potansiyelini yansıtamayan oyunculardan. Yine de playoff havasında konsantre olup takıma iyi katkılar verebileceğini düşünüyorum. İyi bir savunmacı, Celtics kadrosunda süre almak için birinci etkende bu zaten. Takımı oynatma konusunda ilerleme kaydeden ve şut sokabilen bir oyuncu.

 

Playofflarda hava oldukça farklıdır. Takımlar birbirleriyle 7 ila 4 arası maç yapacakları için özel olarak hazırlanırlar. Rondo sahadayken onu boş bırakan ve bu şekilde savunma yapmaya alışan takımlar Delonte West oyuna girdiğinde onu birazcık bile riske ettikleri anda cezayı yiyeceklerdir. Eğer West kendisini basketbola verirse Robinson’un yokluğu hiç aranmayacaktır çünkü Carlos Arroyo ile de sözleşme imzalayarak Boston 1 numarada yedek sayısını 2 ye çıkardı.

 

Kendrick Perkins ise şu anki kadro yapısında yeri çok zor doldurulacak bir oyuncu. Orlando Boston’u zorlayabilecek bir takım değildi. Her ne kadar 2009’da Perkins sahadayken Orlando Boston’u elemiş olsa da Kevin Garnett’in yokluğunu çok büyük bir etkendi. Şu an hala Boston takımının en önemli parçası Kevin Garnett. Boston Orlando karşısında zorlanmıyor çünkü Perkins Howard’ı birebir savunabiliyordu. Hücumunun temeli topu Howard’a indirip gelecek ikili sıkıştırma ve yardımları sonucu oluşan boş adamı bulmak olan Orlando’nun sistemini Perkins tek başına çökertebiliyordu. Dwight Howard bu yıl hücumunu oldukça ilerletmiş ve pota altında ayak hareketleriyle savunması geçebilecek duruma gelmiş olsa bile Perkins onu en azından yavaşlatabilirdi.

 

Perkins’in gidişi genel olarak pota altı savunmasını da tabi ki kötü etkiledi. Zaman zaman aşırıyı kaçan derecede sert bir oyuncu olan Perkins içeriye girmeye cesaret edenlere sayıyı durduramasa bile gereken cevabı veriyordu. İçerideki sert Perkins’le karşılaşmamak için Boston maçlarında bazı korkak dövüşen oyuncular içeri dalmaya cesaret edemiyordu. Boston bu silahını kaybetti. Kevin Garnett rakipleriyle çok fazla sert temasa girmek istemeyecektir. Vücudunun yıllarca taşıdığı yük ve geçirdiği sakatlıklardan sonra kendisini birazcıkta olsa sakınması hem onun hem de takımının daha fazla yararına olacaktır.

 

Perkins’in gidişi bir başka olası eşleşme olan Lakers finalinde de Boston’un şansını düşürdü. Gasol ve Bynum ikilisi sahada ikiz kuleler gibi dikilerek rakiplerine büyük sorun çıkartıyorlar. Andrew Bynum daha az skor seçeneği olan bir takımda rahatlıksa 20 sayı ortalama tutturabilecek bir oyuncu ve sağlıklı bir Bynum’la Lakers diğer takımlardan daha önde oluyor. Sayı atmayı NBA tarihinde en çok sayı atmış adamdan öğreniyor. Karem Abdul-Jabbar’ın özel koçluğunu yaptığı Bynum 2.13 boyunda 130 kiloluk çok uzun kollara sahip dev bir cüsse. Bynum-Gasol ikilisini en iyi savunabilecek oyuncular Garnett-Perkins iken bu ikili bozuldu.

 

Bu yazdıklarımızı Danny Ainge’de tabiki de biliyor ve görüyor. Jeff Green’i getirmesi takımın geleceği için bir yatırımdı ve şimdiyi çöpe atmışta değiller. Rondo’nun 86 doğumlu olduğunu unutmayalım.

 

Danny Ainge bu takası yaparken sakatlıktan dönecek Shaq ve Jermaine O’neal’ı düşünüyordu. Boston’a katılmasıyla birlikte Shaq savunmaya daha fazla önem vermeye başladı. Hala bu ligdeki herkesten daha büyük ve daha güçlü… Ancak yaşlanan ayakları, pota altı hareketlerine sahip olan ‘yeni Dwight Howard’ı durdurmaya çalışırken ona güçlük çıkartabilir. Howard Shaq’tan bi anlık kurtulabildiği pozisyonlarında çabuk ayaklarıyla potaya daha çabuk ulaşıp Shaq’ın kendisine yetişmesine izin vermeyecektir. Aynı şeyi Bynum içinde söyleyebiliriz.

 

Jermaine O’neal ise çok ağır sakatlıklar geçirmiş bir oyuncu ve eski günlerini neredeyse mumla aratıyor. Onunda dizleri peynire dönmüş durumda ve ayakları yavaşladı. Ancak Jermaine savunma yapmayı bilen ve iyi savunma yapan bir oyuncu. Kısacası Perkins’in gidişinin ne kadar büyük bir kayıp olacağını Jermaine ve Shaq’ın ne kadar sağlıklı olacağı belirleyecek.

 

Gelen oyunculardan Nenad Kristic sahada olduğunda bazı savunma dezavantajları yaratacaklardır. Boston takım halinde savunma yapan bir takım ancak oyuncuların rakiplerine birebirde en azından geçilmemesi bekleniyor. Bu bağlamda Krstic sahadayken savunmada bazı sorunlar yaşanacaktır. Krstic’in artısı skor üretebilen bir oyuncu olması. Sırtı dönük etkili bir oyunu olmasa da Krstic şut sokabilen bir oyuncu. Rondo’nun saha görüşü ve Allen-Pierce-Garnett üçlüsünün hücum tehditleri Krstic için bol bol boş pozisyon demek.

 

Jeff Green iki yıldır Oklahoma’da kendisini üvey evlat gibi hissediyordu. Westbrook’un yükselişi ve Durant’in ligin en iyi birkaç oyuncusundan birisine dönüşmesi Green’in iyice geri plana atılmasına neden oldu. Kadro yapısı nedeniyle 4 numaraya sıkışıp kalan Green’den tam fayda alınamıyordu.

 

Bu takasta Jeff Green fazla küçümseniyor ki bu bence büyük bir hata. Green hem içeriden atabilen ve iyi atabilen bir oyuncu. Güçlü bir fiziği var. Ribaund alabilen ve savunma yapacak hem fiziksel özelliklere hem de isteğe sahip bir oyuncu. Green’in takıma katılması Boston’un yedek kadrosunda son derece güçlendiriyor. Bu ligde neredeyse her takımda ilk beş başlayacak bir oyuncuyu kenar oyuncuları sahadayken kullanabilecek olan Boston aynı zamanda Green’in varlığıyla farklı kadro varyasyonlarına da gidebilir. Garnett 5 Green 4 numarada skor potansiyeli güçlü bir 5 sahaya koyabilecekleri savunmada çok büyük sıkıntı yaşamayacaklardır. Tabii Howard ya da Gasol-Bynum ikilisinin sahada olmadığı anları düşünürsek.

 

Aynı zamanda 2012 sonunda Garnett ve Allen’ın sözleşmesinin bitecek olması Green ve Rondo’yu elinde bulunduran Boston için yeniden yapılanmanın zor olmayacağı anlamına geliyor.

 

 

Her iki yazımda da Perkins’i fazla övdüğümü düşünebilirsiniz. Birincisi Perkins bir pivot. Point guard ile birlikte oyuncu bulması en zor bölge ve ligdeki şu anki guard bolluğunu düşünürsek en sıkıntı çekilen bölge pivot pozisyonu. İkinci olarak Perkins çok iyi bir savunmacı ve savunma yapmayı seviyor. Başarının temelinin savunmadan geçtiğine defalarca tanık olduk ve Perkins bu yüzden de önemli bir oyuncu. Üçüncü olarak Perkins neler yapıp neleri yapamayacağını öğrenmiş bir oyuncu. Sahada kendisinden ne istendiğini biliyor ve bunu vermek için çabalıyor. Son olarak Perkins iyi bir takım arkadaşı. Takımda sorun çıkaracak türden bir oyuncu değil.

 

Kendrick Perkins bu ligin EN İYİ rol oyuncusu. Bana göre tartışmaya açık bile değil.

 

Sinan Cem Civili – 3SAYI Basketbol Dergisi

Takasın Oklahoma City Thunder Ayağı

Geçtiğimiz ay NBA tarihinin en hareketli takas dönemlerinden birini yaşadık. 20 takımın büyüklü küçüklü takas senaryolarına karıştığı son 4 günde tam 49 oyuncu yer değiştirdi. Takasların üzerinden 1 ay geçti sakatlar oynamaya başladı, oyuncular sistemlere alışıyor ve ligin dengelerini yerinden oynatan bu takas döneminde ses getiren takasların takımlara uzun ve kısa vadede neler katabileceğine bakacağız.

Oklahoma City Thunder:

Takas döneminin son gününde gerçekleşen bu takas basketbol kamuoyunu şaşırtan birkaç takastan birisiydi. Benim sezon başında şampiyonluğun en büyük adayı olarak gördüğüm ve sezon ilerledikçe bunu göz ününe seren Boston Celtics beklenmedik bir şekilde pivot Kendrick Perkins ve guard Nate Robinson’u , forvet Jeff Green pivot Nenad Krstic ve ilk tur hakkı karşılığında Oklahoma’ya gönderdi.

Takasın gerçekleşmesinin nedeni Boston’un sezon sonunda Perkins’i takımda tutmak için gerekli parayı verebilecek finansal imkânlarının olmamasıydı ve oyuncuyu hiç uğruna kaybetmek istemediler. Bu haberi duyanlar oldukça şaşırdı çünkü 3 yıldızının üst düzey oynayabilecek 2 en fazla 3 yılı kalmış gibi gözükürken ve bu yıl şampiyonluğa doğru giderken yara aldılar. Shaq ve Jermaine O’Neal’in sağlık durumu ve performansı bu takası çok akıllı bir hamle olarak adlandırmamıza, onlardan verim alınamaması durumunda ise Danny Ainge takımı şampiyonluktan etti dememize yol açabilir. Takasın Boston tarafını bir sonraki yazımızda ayrıntılı olarak inceleyeceğiz. Şimdi Oklahoma’dan bakınca işler nasıl görünüyor ona bakalım.

Geçen yıl Lakers’a playoffta kök söktüren Thunder’da bu yıl işler çok da iyi gözükmüyordu. İşler iyi gözükmüyordu çünkü bu takımın lig liderliğini zorlaması bekleniyordu. Saha içinde hücumda akıcı bir oyun sergileyemeyen, topu gerektiği gibi dolaştıramayan ve savunmada geçen yılki etkinliği gösteremeyen bir görüntü sergiliyorlar. Ufak bir ihtimalde olsa sezon öncesi acaba finale çıkabilirler mi düşüncesi kafalardaydı. Bu yüzden şu anki derecelerine rağmen Thunder beklenenin altında diyorum.

Ancak Kendrick Perkins’in takıma katılması her şeyi değiştiriyor. Perkins bu ligde Andrew Bynum ve Dwight Howard dahil her uzunun arkasında durabilecek ve onları yardım almadan savunabilecek bir isim. Bogut, Howard, Bynum ve Duncan’la birlikte ligin en iyi 5 savunmacı uzunundan birisi. Onun takıma katılmasıyla Thunder savunma rotasyonunu değiştirebilecektir. Yazının çok kafa karıştırıcı olmaması adına önce savunma açısından sonra hücum açısından bu takasın takıma ne getireceğine bakacağız. Ama hepsinden önce takımdan gidenler neler götürmüş onlara bakalım.

Nenad Krstic boyu uzun olan ancak uzun özelliklerine sahip olmayan bir isim.Sadece orta mesafe atabilen ve ribaundlara ve savunmaya ekstra katkı yapamayan Krstic çok da fazla aranmayacaktır. Çünkü her fırsatta söylediğim gibi Serge Ibaka’nın hücum potansiyeli bilinenden çok daha fazla.

Takımın 3. skoreri Jeff Green’de takımdan gönderildi. Green’in er ya da geç takımdan ayrılması bekleniyordu. Çünkü daha önce de denenen Durant 2 – Green 3 numara dizilişi yeterli efektifliği sağlayamıyordu. Green 4 numara da iken rakiplerine oranla bazı avantajlara sahipti ancak onun yarattığı dezavantajları kapatacak bir pivotlarının olmaması, 4 kısalı bu beşin playofflarun ileri turları için yeterli olmadığını gösteriyordu. Jeff Green kolay kolay vazgeçilecek bir oyuncu değil ancak mevcut durumda gönderilmesi en mantıklı isimdi. James Harden’ın da gönderilmesi düşünülebilirdi ancak Harden henüz beklenen zıplamayı gerçekleştirememiş bir oyuncu. Takas değeri henüz yüksek değil bu yüzden bana göre Oklahoma en mantıklı hamleyi yaptı.

Green’in gitmesi Ibaka’nın 4 numarada daha fazla zaman geçirmesi demek. Aslında 4 numara olan Ibaka mecburiyetten 5 numarada oynuyordu. Geçtiğimiz günlerde 8 blok yapan Ibaka ile yanında Perkins son derece korkutucu bir pota altı oluşturuyor. Pota altında bu ikili olduğunda Thunder kısaları daha dışarıda daha baskılı savunma yapabilir. Rakibin şutu çok zayıf olan oyuncularını riske edebilir. Çünkü içeriye oyuncu kaçırdıklarında arklarında güvenebilecekleri iki koca oğlan, pota altına dalmaya cesaret edenlere tokat atmak için hazır bekliyor olacak. En büyük silahı Kobe değil, Odom-Gasol-Bynum’dan oluşan pota altı olan Lakers’a karşı da ekstra bir önlem.

Hücum yönünden bakıldığında ise Green’in katkısından yoksun olacaklar ancak bu Harden’ın alacağı sürelerin artması demek. Krstic orta mesafe sokabilen bir uzundu, Ibaka’da orta mesafeden şut atabilen bir isim. Bilekleri yumuşak ama şutu üzerinde henüz çok çalışmış değil. Krstic’in ayarında bir şutör kesinlikle değil. Genel olarak bakıldığında Thunder’ın hala sırtı dönük oynayabilen bir uzunu yok. Gelecek sezon Ibaka’nın sırtı dönük oyununu geliştireceğini düşünüyorum ve bu genç kadro, 2-3 yıl sonra Ibaka beklediğim gibi gelişirse, şampiyonluk adayları arasında başı çekicektir.

Bu sezon için konuşmak gerekirse Perkins takviyesiyle Thunder kağıt üstünde sınıf atladı. Spurs ve Lakers haricinde diğer takımlar karşısında Thunder’ı mutlak favori görüyorum. Dallas’ı küçümsememek gerekir ancak onlar her yıl bir şekilde hayal kırıklığı yaşatmayı başarıyorlar. Lakers ve Spurs’e kök söktüreceğini düşündüğüm Thunder’ın finale çıkması beni çok da şaşırtmaz.

Sinan Cem Civili – 3SAYI Basketbol Dergisi

 

NBA All Star 2011 Doğu Künyesi

NBA All Star 2011 Doğu takımı kadrosuna yakından göz atalım.

LeBron James ( 7 kere All-Star 2005–20011, All-Star MVP 2006, 2008 )

Ligdeki 2. yılından bu yana All-Star unvanı ile ödüllendirilen Kral James bu özel görsel şölende belki de en çok görülmek istenen isim. Muazzam atletikliği ve üst düzey saha görüşü ve paslarıyla seyircilerin beklediği göz ziyafetini en iyi sunabilecek adam.

Dwyane Wade ( 7 kere All-Star 2005–2011 All-Star MVP 2010 )

Ligin kalitesini son derece arttıran 2003 Draftının bir başka yıldızı Wade 2 milyondan fazla oy alan 4 isimden birisi ve en çok oy alan 4. oyuncu. Savunmanın son çeyreğe bırakıldığı bu maçta yetenekleriyle seyirciyi en iyi coşturabilecek oyunculardan birisi.  Dwyane Wade bu şovu sevip ondan keyif alırken seyirciyi de son derece keyiflendiriyor.

Dwight Howard (5 kereAll-Star 2007–2011)

2 milyon oy barajını aşmayı başaran bir başka isim ise Dwight Howard. Howard da bu tür etkinlikleri çok seven bir oyuncu. Geçen yıl olduğu gibi Howard’dan yine üç sayılık basketler izleyebiliriz. Bu maçta bolca alley-oop yapıp iş ciddiye bindiğinde dengeyi Doğu tarafına kaydırmak için pota altını Amar’e ile karartacaktır.

Derrick Rose ( İlk kez All-Star 2011)

All-Star olma şerefine kariyerinde ilk kez ulaşan Derrick Rose ligin en iyi oyuncularından birisine dönüştü. Onu top sürerken izlemek gerçekten çok keyifli… Crossoverları çok estetik görünüyor ve konu atletiklik olduğunda onun eline su dökebilecek oyuncu sayısı son derece az.

Amar’e Stoudemire ( 6 kere All-Star 2005, 2007–2011)

Bu yıl New York formasıyla doğu konferansına geçiş yapan Amar’e sevgili koçu Mike D’Antoni’ye ve Knickerbockers yıllardır aradığı yıldızına kavuştu. Knicks formasıyla Amar’e büyük bir yükümlülüğün altına girdi ve gerçek bir superstar gibi oynayıp takımını sırtına aldı. Sayısız oyuncunun üstünden smaç vurup bolca poster malzemesi ortaya çıkaran Amar’e geceye keyif katması beklenen isimlerden.

Chris Bosh ( 6 kere All-Star 2006–2011 )

Miami sezona kötü başladığında en çok eleştirilen oyuncu, kendini çok geri plana atan Chris Bosh oldu. Üst düzey bir guard ile takas edileceği dedikoduları dolaşırken takım kazanmaya başladı ve dedikodular kesildi. Bosh Miami hücumunun en kritik parçası. O olmadığında takımın içeride hiçbir silahı kalmıyor ve savunulması daha kolay bir takım oluyor. Bosh sahada olduğu dakikalarda Wade ve LeBron’un etkinliğinin çok daha fazla artıyor. Bosh atletik yetenekleriyle seyirciyi bu gece heyecanlandırabilecek oyunculardan birisi.

Ray Allen ( 10 kere All-Star 2000–2002, 2004–2009, 2011)

Lig tarihinin en çok üç sayı atan oyuncusu unvanını alan Ray Allen 36 yaşına basmasına birkaç ay kala kariyerinin en efektif yılını geçiriyor. 17.5 sayı ortalamasını %50 saha içi %45 üç sayı ortalamalarıyla tutturan Allen Boston’un lig 2.si olmasında büyük pay sahibi.

Rajon Rondo (2 kere All-Star 2010–2011)

Boston Celtics 2007 yazında büyük üçlüsünü kurarken guard konusunda tereddüt etmişlerdi. Delonte West Rajon Rondo ikilisi arasında hangisinin Ray Allen takasında kullanılacağı düşünülürken savunması çok daha kuvvetli olan Rondo tercih edildi. Celtics kritik bir karardan son derece karlı çıktı. Son 2 yılki oyunuyla Boston’da büyük üçlü değil dörtlü olduğunu kanıtladı. İlk beşteki diğer 4 isim 90 binden fazla sayıya imza atmış oyuncular ancak Rondo bu eski toprakları çok doğru yerde topla buluşturuyor. Henüz 24 yaşında ve 13 assistle oynarken top çalma krallığında 2. sırada bulunuyor.

Paul Pierce (9 kere All-Star 2002–2006, 2008–2010)

Uzun yıllar çok kötü Boston kadrolarını sırtına almış olan Paul Pierce hak ettiği değeri göremeden kariyerinin biteceğini düşündüğüm bir yıldızdı. Lotaryalık kadroları playoffa taşır, sürpriz şekilde takımına tur atlatır ya da rakibe kök söktürüp gerekli anlarda muazzam performanslar sergilerdi. Neyse ki Boston kadroya takviyeler yaptı ve Pierce kazandığı başarılarla hak ettiği değeri görüyor. Kariyer rekorlarını ligin en iyi takımlarına ve en iyi oyuncularına karşı kırmış olan Paul Pierce için bolca yıldızın olduğu bu maçlar çok uygun bir ortam.

Kevin Garnett (14 kere All-Star 1997–1998, 2000–2011 All-Star MVP 2003)

Kötü çocuk Kevin Garnett şu günlerde saha içindeki aşırıya kaçan sertliğiyle gündeme gelse de aslında bu artık inanılmaz boyutlara ulaşan kazanma azminin sonucu. Kariyerinde 1200 e yakın maç oynamış 11 sezonu 40 dakika ortalamayla geçmiş olan 34 yaşındaki Garnett’in performansı onun kalitesinde bir oyuncu için düşük olsa da vücudu yıllarca inanılmaz yükler taşıdı. Belki bu maçta eskisi gibi gözleri boyayamayacak olsa da Boston Celtics için hala çok önemli bir parça ve savunma direncinin temeli. Kevin Garnett’i gençlere hatırlatmakta fayda var. Garnett iyiyken gerçekten iyiydi sıradan bir yıldız gibi değildi. 24 sayı 14 ribaund 5 assist 1.5 top çalma 2.2 blok ile bu ligin tarihinde gördüğü en iyi sezon performanslarından birisine 2003–2004 sezonunda imza atan Garnett Larry Bird ile birlikte 5 sezon arka arkaya 20 sayı 10 ribaund 5 assistin üstüne çıkabilmiş tek oyuncu.

Joe Johnson (5 kere All-Star 2007–2011)

Bu yazın en eleştirilen hareketlerinden birisi Atlanta tarafından Johnson’a verilen 120 milyon dolarlık kontrat. İlerleyen yıllarda bu kontrat Atlanta’nın başını ağrıtacaktır. Johnson’ın şu anki oyunu yılda 20 milyon doları hak ediyor mu o bile tartışılır. Johnson bir takımı normal sezonda sırtında taşıyabilecek yeteneklere sahipken playofflarda şapkadan tavşan çıkarmasını bekleyeceğiniz bir oyuncu değil.

Al Horford (2 kere All-Star 2010, 2011 )

Oyununu her yıl ilerleten Horford, bu yıl sayı üretimini ve asistlerini arttırarak takımına verdiği katkıyı arttırdı. Horford inanılmaz atletik ve ya pozisyonuna göre çok hızlı bir oyuncu değil. Ancak Horford bu oyunu biliyor ve yetenekleri çerçevesinde akıllı işler yapıyor.

NO. Oyuncu (Takım) Pozisyon Doğum Tarihi Şehir
6 * LeBron James (Miami) F 12/30/84 St. Vincent/St. Mary HS
1 * Amar’e Stoudemire (New York) F 11/16/82 Cypress Creek HS (FL)
3 * Dwyane Wade (Miami) G 01/17/82 Marquette
1 * Derrick Rose (Chicago) G 10/04/88 Memphis
12 * Dwight Howard (Orlando) C 12/08/85 SW Atlanta Christian Academy (GA)
20 Ray Allen (Boston) G 07/20/75 Connecticut
1 Chris Bosh (Miami) F 03/24/84 Georgia Tech
5 Kevin Garnett (Boston) F 05/19/76 Farragut Academy HS (IL)
15 Al Horford (Atlanta) C-F 06/03/86 Florida
2 Joe Johnson (Atlanta) G 06/29/81 Arkansas
34 Paul Pierce (Boston) F 10/13/77 Kansas
9 Rajon Rondo (Boston) G 02/22/86 Kentucky
Head Coach: Doc Rivers (Boston)

3SAYI Dergisi, Sinan Cem Civili

NBA All Star 2011 Batı Künyesi

NBA All Star 2011 Batı takımının kadrosuna yakından göz atalım.

Kobe Bryant ( 13 kere All-Star 1998, 2000–2011 All-Star MVP 2002, 2007, 2009)

Kariyeri başarılarla ve ışıkların altında, ilgi odağının merkezi olarak geçen Bryant için All-Starlar alışık olduğu bir ortam. Ne kadar seyircisinin önünde maça çıkacak olsa da şu günlerde All-Star maçı Bryant’ın aklında çok geri sıralarda. Yine de elinden geldiği kadar bu gecenin keyfini çıkartmaya çalışacaktır ancak seyirciyi ne kadar keyiflendirir bilinmez. Maçta güzel hareketler yapmak için ekstra çaba harcamasını pek beklemiyor. Kobe’nin ne yapacağı belli olmaz. 2003 All-Star da boş hücumda basit bir turnike atıp bir kaç pozisyon sonra Jordan’ı bloklamak için efor sarf edebilecek kadar bazı şeyleri kanıtlamaya kafayı takmış bir oyuncu.

Kevin Durant (2 Kere All-Star 2010, 2011 )

Kevin Durant’in rüya gibi kariyeri tüm hızıyla sürüyor. 22 yaşında Batıda en çok oy alan forvet oldu ve bu gecede ilk 5 başlayacak. Durant’den mesafe tanımayan şutlar ve bolca smaç izleyebiliriz.

Carmelo Anthony (4 kere All-Star 2007, 2008, 2010, 2011)

Sadece 4 kere All-Star olmasının büyük bir ayıp olduğunu düşündüğüm Melo’nun elinden 2 All-star maçını zamanında NBA çekip almıştı. Bütün takas dedikodularına ve takımdan ayrılmasına kesin gözüyle bakılmasına rağmen Melo’nun ortaya koyduğu mental dayanıklılık ve izlettirdiği basketbol övgüyü sonuna kadar hak ediyor.

Chris Paul (4 kere All-Star 2008-2011)

CP3 geri döndü, belki rakamları eskisi kadar etkileyici değil ancak hala saha da en doğru işleri yapan oyuncu. NBA’de bu konuda birinci sırada olduğunu düşündüğüm Paul bu yıl biraz daha az dakika süre alıp maçları da daha hafif bir arayla geçiriyor ve kendisini playoffa saklıyor. Chris Paul kalitesinde bir oyuncunun maçları hafif geçtiğindeki istatistikleri 16.5 sayı 9.7 asist 4 ribaund ve lig lideri olduğu 2.5 top çalma. Ayrıca Paul 3 sayı çizgisinin gerisinden önemli bir tehdide dönüştü.

Kevin Love (İlk kez All-Star)

En son Ben Wallace ve Dennis Rodmann’ın sergilediği ribaund performanslarını ortaya koyan Kevin Love bu oyunu ile David Stern tarafından ödüllendirilip Yao Ming’in yerine All-Star maçına çağırıldı. Kötü takımda olduğu için bu rakamları yapabildiğini söyleyen çokça insan var ancak kimse size kötü takımda olduğunuz için ribaundları vermiyor, çıkıp almanız gerekiyor. Rakipler fark açıldıktan sonra vidaları gevşetse de Love son derece yüzdeli bir şekilde şut atıp çok değerli bir oyuncu olduğunu gözler önüne serdi.

Manu Ginobili (2 kere All-Star 2005, 2011)

San Antonio’nun bu yılki başarısında en büyük payı Ginobili’ye verebiliriz sanırım. Özellikle kritik anlarda attığı basketlerle takımına gerekli yerlerde desteği sağlayan 33 yaşındaki Ginobili All-Star maçlarında seyirciyi ayağa kaldırabilecek oyunculardan.

Deron Williams (2 kere All-Star 2010, 2011)

Şu günlerde Sloan’ın 22 yıllık görevinden ayrılmasının nedeni olarak gösterilen Williams All-Star maçlarında görmek isteyeceğiniz türden bir oyuncu. Dribblingi, pasları ve smaçlarıyla seyirciyi coşturacak oyunculardan birisi.

Russel Westbrook (İlk kez All-Star)

Thunder’ın yükselen yıldızlarından Westbrook tahminlerin aksine iyi bir guard olma konusunda ilerliyor. Sayı üretimi üst düzey olan oyuncu takımı oynatma konusunda her yıl olumlu yol kat ediyor. Ligin en atletik kısalarından olan Westbrook’u bu gecede izlemek keyif verici olacaktır.

Dirk Nowitzki ( 10 kere All-Star 2002–2011)

NBA’e adını altın harflerle kazıyan Nowitzki Dallas’a bu yıl çok iyi bir başlangıç yaptırdı. 24-5 lik dereceye kadar ulaşan takım Caron Butler ve Nowitzki’yi sakatlıklara kurban vermeden önce Nowitzki’nin adı MVP adayları arasında en üst sıralarda konuşuluyordu. Butler hala yok ama Nowitzki döndü ve takım kazanmaya devam ediyor. Bu maçta Nowitzki bize inanılmaz smaçlar izletemeyecek olsa da onun oyununu izlemek her zaman keyif verici.

Paul Gasol (4 kere All-Star 2006, 2009-2011 )

Sezonun ilk 2 haftasının tartışmasız MVP’si Gasol’un oyunu ilerleyen haftalarda oldukça düştü. Lakers’dan iki oyuncu eklemek adına kadroya dahil edildiğini düşündüğüm Gasol’dan önce Lamar Odom’un bu gecede bulunmayı daha çok hak ettiğini düşünüyorum. Belki kendisini playoff a saklıyor, normal sezonda fazla efor sarf etmiyor ancak bunlar bir oyuncuyu All-Star maçına seçerken göz önüne alınmamalı.

Blake Griffin (İlk kez All-Star)

Tim Duncan’dan bu yana All-Star maçına çıkacak ilk çaylak olacak olan Griffin birçok basketbol severin bu gecede görmeyi isteyeceği birinci oyuncu. Pota yakınlarında havaya atılan her topu bir şekilde içine vurabilen Griffin bu gece seyirciyi en fazla coşturacak oyuncu olmalıdır.

Tim Duncan (13 kere All-Star 1998, 2000–2011 All-Star MVP 2000 )

Bu gecenin belki de en büyük ayıbı Duncan’ı kadroya dahil etmek oldu. Lig liderinden iki oyuncu seçmek adına yapılmış bu hareket ile Zach Randolp ve LaMarcus Aldridge’in haklarının yendiğini düşünüyorum. İlla ki Spurs’den 2 oyuncu olacaksa Tony Parker bu maça girmeyi Duncan’dan daha çok hak ediyordu. Duncan hala savunmada son derece önemli bir kuvvet ve maçların dengesini değiştirebilecek bir oyuncu. Maç başına 20 sayı rahatça atabileceğini düşündüğüm Duncan bütün enerjisini playofflara saklıyor çünkü takımının ona ihtiyacı yok. Peki takımının ihtiyacı olup bu ihtiyaç doğrultusunda takımlarını playoff potasında tutup 20 sayı 13.2 ribaundla oynayan Randolph ve 22 sayı 9 ribaund ile oynayan LaMarcus Aldridge’e yazık olmuyor mu?

NO. Oyuncu (Takım) Pozisyon Doğum Tarihi Şehir
21 * Tim Duncan (San Antonio) F 04/25/76 Wake Forest
35 * Kevin Durant (Oklahoma City) F 09/29/88 Texas
15 * Carmelo Anthony (Denver) F 05/29/84 Syracuse
24 * Kobe Bryant (L.A. Lakers) G 08/23/78 Lower Merion HS (PA)
3 * Chris Paul (New Orleans) G 05/06/85 Wake Forest
11 | Yao Ming (Houston) C 09/12/80 Shanghai, China
20 Manu Ginobili (San Antonio) G 07/28/77 Bahia Blanca, Argentina
16 Pau Gasol (L.A. Lakers) C 07/06/80 Barcelona, Spain
32 # Blake Griffin (L.A. Clippers) F 03/16/89 Oklahoma
42 # Kevin Love (Minnesota) F-C 09/07/88 UCLA
41 Dirk Nowitzki (Dallas) F 06/19/78 Wurzburg, Germany
0 # Russell Westbrook (Oklahoma City) G 11/12/88 UCLA
8 Deron Williams (Utah) G 06/26/84 Illinois
Head Coach: Gregg Popovich (San Antonio)

3SAYI Dergisi, Sinan Cem Civili

NBA 2010-2011 Sezon Değerlendirmesi

NBA Sezon Değerlendirmesi

Atlanta Hawks

Gelenler: Josh Powell , Etan Thomas , Jordan Crawford , Pape Sy

Gidenler: Randolph Morris , Joe Smith , Mario West

2010 Playoffları’nda Orlando Magic’e 4–0 ile elenen Hawks en yakın geçen maçları(2. ve 4.) 14 er sayıyla kaybederek Magic karşısında ezildi. Howard karşısında pota altında çaresiz bir görüntü sergilediler. Al Horford oyun zekası yüksek, savunmada gayretli ve başarılı, yetenekli bir oyuncu olsa da ligdeki diğer üst düzey pivotların arkasında durmak için gerekli fiziğe sahip değil. Marvin Williams lige girdiğinden bu yana bekleneni vermekten çok uzak. Yetenek konusunda pek bir eksiği olmasa da saha içinde gerekli yırtıcılığı gösteremiyor. Josh Smith neleri iyi yapıp yapamadığını kabullenmiş gibi gözüküyor. Daha olgun bir oyun ortaya koyan Smith bu takımın bağlayıcı gücü. Yaşlanan Mike Bibby savunma zaafları yüzünden takıma yarardan çok zarar veriyor. Mike Woodson tarafından ilk yılında süre tanınmayan Jeff Teague potansiyelli bir oyuncu olduğunu gösterdi. Oyununu bir üst seviyeye taşımalı ve oyun kurucu pozisyonunu Bibby’den almalı. Jamal Crawford kendisi için en makul rol olan benchden gelip skora direkt katkı yapma işinde son derece başarılı oldu. Johnson takımın temel direği ve hücumu sürükleyen isim. Aldığı 6 yıl 119 milyon dolarlık kontratın son senesinde 35 yaşında olacak Johnson 25 milyon dolar gibi bir meblağ alacak. Atlanta Johnson’ı kaybetme korkusuyla bana göre yanlış bir hamle yaptı ve gelecek yıllarını ipotek altına aldı. Marvin Williams büyük bir patlama yapmadıkça veya Al Horford pota altında dominant bir güce dönüşmedikçe Atlanta’nın limiti belli.Orlando , Boston , Miami gibi takımları playoffda geçmeleri oldukça zor.

Boston Celtics
Gelenler: Shaquille O’neal, Jermaine O’neal, Delonte West, Von Wafer, Avery Bradley, Semih Erden, Luke Harangody
Gidenler: Tony Allen, Michael Finley, Brian Scalabrine, Rasheed Wallace, Shelden Williams

2010 finallerinin 7 maçına Kendrick Perkins’den yoksun bir şekilde çıkıp, 13 sayıya kadar açtıkları farkı koruyamayarak, Ron Artest’in sürpriz performansı ve ribauntlarda Lakers’ın ezici üstünlüğü sonucu dramatik bir şekilde şampiyonluğu kaybeden Celtics yazı pota altı takviyeleriyle geçirdi. Perkins Şubat ayına kadar dönemeyecek. Hem sezon başındaki bu açığı kapatmak adına hem de olası Lakers final serisinde fizik ve ribaunt dezavantajlarını kapatmak için Shaq, Jermaine ve Semih Erden ile sözleşme imzalandı. Doc Rivers gibi insanlarla iyi iletişim kurabilen ve yıldızların dilinden anlayıp onları bir arada tutabilen bir koça sahip olması, kadro yapısına baktığımızda Celtics için çok büyük avantaj. Shaq kenardan gelmeyi sorun etmeyeceğini açıkladı ve Rivers koca oğlanı memnun edebilecektir. Delonte West kısa rotasyonuna iyi bir eklenti ancak saha dışı sorunları ve yaşadığı son sakatlık kafalarda soru işaretleri bırakıyor. Jermaine sağlıklı kalabildiği takdirde takıma ribaund ve savunma anlamında yararlar sağlayabilecek olsa bile sakatlıklar hızı ve çabukluğundan çok şey götürdü. Rajon Rondo bir yıldız gibi oynuyor, takıma liderlik edip hücumları yönlendiriyor ve gerektiğinde savunma direncini başlatan isim olabiliyor. Ray Allen şiir gibi şut atmaya devam ediyor ve savunmada aksamıyor. Paul Pierce skor anlamında sıkıştığında takımın kurtarıcısı rolünü üstleniyor, hem içeri penetreleriyle hem de şutlarıyla rakip savunmalara zor anlar yaşatıyor. Kevin Garnett savunmada her açığı kapatmaya çalışıyor. Hücumda eskisi kadar korkutucu bir güç olarak görünmese de enerjisi ile takımın itici gücü. Kendrick Perkins pota altında itiş kakışı çok seven ve zaman zaman pis oynasa da sertliğiyle rakipleri sindiren bir uzun. Glenn Davis ve Nate Robinson benchden gelip skora direkt katkı yapabilecek isimler. Celtics’in bu sezonu şampiyon olarak bitireceğini düşünüyorum.

Charlotte Bobcats

Gelenler: Kwame Brown, Matt Carroll, Sharron Collins, Shaun Livingston, Dominic Mcguire, Eduardo Najera
Gidenler: Alexis Ajinca, Tyson Chandler, Erick Dampier, Raymond Felton, Stephen Graham, Theo Ratliff

Geçen yıl tarihinde ilk kez playoffa kalma başarısı gösteren Charlotte Bobcats’in aynı başarıyı bu yıl tekrarlaması zor gözüküyor. Tyrus Thomas’ın potansiyeli tartışılmaz ancak 4 yıldır bunu yansıtamamış bir oyuncuya verilen 5 yıl 40 milyon dolarlık kontratı bir hata olarak görüyorum. Raymond Felton ile sözleşme imzalamayarak gitmesine göz yumdular ve 1 numara pozisyonunu DJ Agustin’e teslim ettiler. Superstar potansiyeli, peynire dönen dizleri yüzünden yerle bir olan Shaun Livingston ile Agustin’i yedekleme düşüncesine gittiler. Stephen Jackson takımın skor anlamında güvenebileceği tek isim ve dış şut tehdidi. Gerald Wallace içeri driveları, savunmadaki muazzam etkinliği ve ribauntlarıyla takımın bağlayıcı oyuncusu ve temel direği. Boris Diaw çok yönlü oyunuyla iyi bir rol oyuncusu. Genel olarak Bobcats geçen yıl olduğu gibi maçlarını ağır bir tempoda oynayıp yaptığı sert savunma ile kolay basketler bulmaya çalışacak. Stephen Jackson’ın hücumda ne kadar verimliği olacağı onlar için kilit bir etmen.

Chicago Bulls
Gelenler: Carlos Boozer, Ronnie Brewer, Keith Bogans, Kyle Korver, Ömer Aşık, Brian Scalabrine, Kurt Thomas, CJ Watson
Gidenler: Kirk Hinrich, Acie Law, Hakim Warrick, Brad Miller

Doğunun yükselen değerlerinden Bulls bekledikleri gibi olmasa da iyi bir yaz geçirdiler. Serbest oyuncu piyasası için yer açmak adına Kirk Hinrich gibi değerli bir parçayı feda ettiler. Yazın büyük balıklarından sadece Carlos Boozer ile çıkabildiler. Boozer, Elton Brand’den bu yana kaybolan pota altı skoreri ihtiyacına çözüm olacaktır. Derrick Rose Chicago’ya hayat getiren oyuncu. Olgun bir kişiliği var ve tavırlarıyla takım arkadaşlarının saygısını şimdiden kazandı. İçeri penetre konusunda ligin en iyilerinden ve oyun kurucu yetenekleri üst düzeyde. Dış şutunu geliştirdiğinde daha da korkutucu bir skorere dönüşecektir. Takım arkadaşlarını oynatmayı sevmesi ve onlara güvenmesi hem saha içi oyun hem de saha dışı ilişkiler adına son derece olumlu. Joakim Noah pozisyonuna göre kilo olarak zayıf bir oyuncu. Ancak ligin en yürekli oyuncularından birisi… Onun enerjisi bütün takım için büyük bir itici güç. Ribauntlara katkısı ve savunmaya verdiği önem Chicago için çok kilit. Luol Deng komple bir oyuncu ve iyi bir takım arkadaşı. Ancak aldığı kontratın büyüklüğü omuzlarında yük oluşturuyor. Ronnie Brewer, Kyle Korver, Keith Bogans gibi önemli playoff tecrübesi olan veteran oyunculara sahipler. Carlos Boozer’ın kafa yapısı Bulls için önemli faktör olacaktır. Rakip hücum ederken pota altında piknik yapmaya devam ederse playofflarda Bulls için konferans yarıfinalinden ötesi zor olacaktır.

Cleveland Cavaliers
Gelenler: Ramon Sessions, Ryan Hollins, Christian Eyenga, Joey Graham, Manny Haris, Samardo Samuels
Gidenler: LeBron James, Shaquille O’neal, Zydrunas Ilgauskas, Sebastian Telfair, Delonte West, Daniel Gren.

Bu yazın en zararlı takımı Cavs. Ele avuca sığdıramadıkları biricik sevgilileri kendilerini terk etti. Ohio yerlisi olan LeBron James kendi eyaletinin takımını, son derece çirkin bir görüntü veren ‘Karar’ adlı programda terk ettiğini açıkladı. LeBron gitti ama ellerinde hala iyi parçalar var. Ancak sürükleyici bir yıldızları olmaması playoff şanslarını zora sokuyor. Mo Williams son derece istikrarsız, sadece atmayı bilen ve iyi şut tercihleri yapamayan bir oyuncu. Varejao takıma savunma sertliğinde ve ribauntlarda önemli fayda sağlıyor. Oyununu gittikçe geliştiren JJ Hickson bu yıl daha fazla rol üstlenecek. Antawn Jamison’ın takımın skor yükünü çekmesi bekleniyordu ancak bu yazı yazıldığında sezonda birkaç maç oynandı ve Jamison benchden gelip yedek kadro sahadayken skor sıkıntısını çözmeye çalışıyor. Ramon Sessions delici bir oyuncu ve 1 numara pozisyonunu yedeklemek için iyi bir seçim. Anthony Parker iyi bir dış atıcı ancak tamamlayıcı parça olarak takımda bulunduğunda performansı yükselen bir oyuncu. Byron Scott gibi kaliteli bir koçları var.Cleveland bir arada oynamaya ve kazanmaya alışmış bir takım. Yenilgileri kolay kabullenmeyeceklerdir ve maçlarda savaşacaklardır. Sezon boyunca playoff için umut besleyip sonlara doğru havlu atacaklarını ve 38-42 galibiyet civarında sezonu tamamlayacaklarını düşünüyorum.

Dallas Mavericks
Gelenler: Brian Cardinal, Tyson Chandler, Dominique Jones, Ian Mahinmi, Steve Novak
Gidenler: Matt Carrol, Erick Dampier, Eduardo Najera

Dallas yıllarca tepeye oynayan ama şampiyonluk adayı olarak görülmeyen bir takım. Bu yıl da çok fazla şey değişmemiş gibi gözüküyor. Takımı oynatabilecek, ribauntlara katkı sağlayacak ve yüksek yüzdeyle şut atabilecek bir guardı Jason Kidd var. Zamanında ligin en iyi bi kaç guard savunmacısından birisi olan Kidd şu anda bu işi de hızı ve çabukluğu kendisine izin verdikçe yerine getirebiliyor. Artık bir yaşayan efsane olan Nowitzki hala ligin en iyi skorerlerinden ve en iyi oyuncularından birisi. Caron Butler takım için kilit bir rol üstleniyor. Onun dışarıdan Nowitzkiye yardımcı olması Mavericksin başarısı için şart. Ancak bu yardımı dış şuttan ziyade içeri penetreleriyle gerçekleştirmesi gerekiyor. İyi şutörlere sahip olan Mavericksin delici oyunculara ihtiyacı var. Aynı zamanda iyi bir ribauntçu ve savunmacı olan Butler’ın oyunun bu bölümlerine de önem vermesi gerekiyor. Tyson Chandler, Brendan Haywood pivot ikilisi pota altında son derece sert ve savunmacı oyuncular.Ancak bu iki oyuncunun hücumunun kısıtlı olması ve Nowitzki’nin pota altından oynamaması Dallas’ın iç dış uyumunu bozuyor. Shawn Marion eski günlerinin gölgesinde gözüküyor. 4-5 yıl önceki Marion ve istikrarlı skor üreten Butler Mavericksi şampiyonluğun en kuvvetli adaylarından birisine dönüştürür. Marion bu sezon silkinip eski formuna yaklaşabilecek mi göreceğiz. Jason Terry ligin en iyi bench oyuncularından birisi ve direkt skore katkı yapma kapasitesine sahip ancak savunmaya hiç bulaşmıyor ve bu alanda takımına zarar veriyor. Rodrigue Beaubois ve Jose Juan Barea da kenardan oyuna girip maça direkt etki edebilecek oyuncular. Beaubois’ya özellik dikkat. Yüksek bir potansiyeli var. Dallas’ın en iyi ihtimalle konferans finali yapacağını , konferans yarı finalinde eleneceğini düşünüyorum. Ancak bu takımın limitli daha yüksek…

Denver Nuggets
Gelenler: Gary Forbes, Al Harrington, Shelden Williams
Gidenler: Malik Allen, Brian Butch, Coby Karl

Bu yazın son bölümünü çalkantılı bir şekilde geçiren Nuggets geleceği en belirsiz takımlardan. Carmelo’nun takımdan ayrılacağına kesin gözüyle bakılıyor ve her an takas edilebilir. Sezon sonunda Melo’yu hiç uğruna kaybetmemek için takas dönemi bitmeden Melo’yu yeni bir takımda görebiliriz. Nuggets yönetimi Melo’nun kalmaya karar vereceğini hala umut etse de bence buna kendileri de inanmıyorlar ve en iyi teklif gelene kadar beklerken oyuncunun takas değerini kaybetmemesi için bu açıklamaları yapıyorlar. Melo’nun takımdan ayrılmaya karar vermesindeki etkenler takımının bu yaz serbest oyuncu piyasasında pasif davranması ve Miami’de gerçekleşen koalisyondan etkilenerek daha iyi oyuncularla yan yana oynamak istemesidir. Ayrıca yeni evlendiği eşi Lala Vazquez’in MTV’de program sunuculuğu yapması dolayısıyla Carmelo’ya New York’a yakın bir yere gitmesi için baskı yapması, Brooklyn’de büyüyen Carmelo’nun New York’un yerlisi olması ve ayrıca Amar’e ile birlikte oynama, Chris Paul’un yanlarına katılacağı yönünde söylentiler ve New York’un büyük bir Pazar olup Melo’ya daha çok para kazandırabileceğini nedenler arasında sayabiliriz. Bütün bu söylentiler sonucunda sizde Melo’nun takımdan ayrılma ihtimalinin çok yüksek olduğunu düşünüyorsunuzdur. Yazın Al Harrington’a 5 yıl 34 milyon dolarlık bir kontrat verdiler ve bu yaz ki oyuncu piyasasından bana göre kötü bir şekilde çıktılar. Chauncey Billups bir adım yavaşlamış olsada hala mükemmel bir faul atıcısı, iyi bir şutör, ligdeki en iyi liderlerden birisi ve iyi bir savunmacı. JR Smith kötü şut seçimi ve istikrarsızlığın NBA’deki karşılığı. Arron Afflalo iyi bir savunmacı ve şutör. Kenyon Martin ligin birebirde en iyi pota altı sırtı dönük savunmacısı ancak sağlık sorunları yüzünden yıllardır istikrarlı bir katkı yapamadı ve sezonun ilk yarısında takımdan ayrı kalacak. Nene pota altında sert bir oyuncu ve hücumda sayı üretebiliyor. Ty Lawson ligin en hızlı oyuncularından ve iyi bir atlet. Billups gibi bir guardla oynaması onun yararına. Billups takımdayken ondan öğrenebileceği her şeyi öğrenmesi lazım 1 numara pozisyonu ileride onun olacak. Anthony belirsizliği takımın nereye kadar gidebileceğini güçleştiriyor ve takımın yıldızının ayrılmak istediğini söylemesi diğer oyuncular üzerinde negatif bir etki yaratacaktır.

Detroit Pistons
Gelenler: Greg Monroe, Tracy McGrady, Terrico White.
Gidenler: Kwame Brown.

Detroit’den bu yaz sadece bir oyuncu ayrıldı. Çünkü kimse onların oyuncularını istemiyor. Artarda yapılan hatalı hamleler Detroit takımını yerle bir etti. Akla sığmayacak bir şekilde Billups karşılığında Allen Iverson’ı almaları sonun başlangıcı oldu. Iverson’ın biten kontratının ardından doğan boşluk ile Ben Gordon ve Charlie Villanueva ile sözleşme imzalayarak berbat iki hamle daha yaptılar. Disiplini, sert ve takım oyunuyla tanıdığımız Detroit bu günlerde darmadağın, savunmaya hiç bulaşmayan toplama takım görüntüsü veriyor. Hamilton hala iyi bir skorer. Tayshaun Prince iyi bir rol oyuncusu. Ancak takımda Charlie-V gibi oyuncular olduktan sonra bir yerlere gelmek oldukça zor. Stuckey iyi bir skorer pozisyonuna göre güçlü bir fiziği ancak oyun kurucu yeteneklerinden yoksun. Ben Gordon lige girdiği günden beri atmaktan başka bir şey yapmıyor. İyi de atıyor aslında ama Detroit’de geçen yıl onu da gösteremedi. Jason Maxiell, gelişme göstermesi beklenirken yıllar geçtikçe geriye doğru gitti. Ben Wallace hala pota altında savaşabiliyor. Yetenekli pivot Greg Monroe ilerisi için umut veriyor. Playoff dışında kalmaları kesin gözüküyor.

Golden State Warriors
Gelenler: David Lee, Dorrel Wright, Dan Gadzuric, Charlie Bell, Jeff Adrien, Louis Almundson, Rodney Carney, Jeremy Lin, James Mays

Gidenler: Kelenna Azubuike, Corey Maggette, Anthony Morrow, Anthony Randolph, Anthony Tolliver, Ronny Turiaf, CJ Watson
Golden State bu sezona daha umutlu giriyor çünkü Don Nelson takımdan elini çekti. Stephen Curry ligin en iyi şutörlerinden ve oyun kurucu yeteneklerini geliştiriyor. Takımın geleceği için önemli bir parça. Monta Ellis üst düzey bir skorer ancak Curry ile birlikte arka alanda fizik olarak zayıf kalıyor ve iki oyuncuda topu elinde tutmayı seviyor. Ellis’i büyük ihtimalle değerinin en yüksek olduğu dönemde takas edeceklerdir. Dorrel Wright savunmaya hiç bulaşmayan takıma iyi savunmacı sıfatıyla geldi. Aynı zamanda etkili bir dış şutu var ve atlet bir oyuncu. David Lee hamlesi başarılı ancak serbest kalmış bir oyuncuyu almak için karşılığında çok fazla oyuncu verdiler. Lee sahada mücadele eden özveriyle oynayan bir oyuncu… Andris Biedrins pota altını kapatabilecek iyi bir ribauntçu. Loıis Almundson kendini yerden yere atan, her topun peşinden koşan bir oyuncu ve Golden State’in bu tarz oyunculara ihtiyacı var. Ellis ve Curry’nin uyumu bu takımın çıkabileceği noktayı belirleyecek. Ve tabiî ki Ellis’in takas edilmesi durumunda alınacak parçalar. Her şeye rağmen playoff uzak bir hayal gibi gözüküyor.

Houston Rockets
Gelenler: Courtney Lee, Brad Miller, Patrick Patterson, Ishmael Smith
Gidenler: David Andersen, Trevor Ariza

Geçen yıl 42 galibiyetle beklentileri aşan Houston Rockets’ın bu başarısındaki temel etmen koç Rick Adelman. Ligin en iyi koçlarından birisine sahip olmak Rockets için büyük bir avantaj. Yao Ming bu sezon dönecek ancak maç başına 24 dakika kısıtlaması getirildi. Uzun süredir Yao ile oynamayan oyuncuların, onun sahada bulunduğu kısıtlı sürede kendisinden faydalanmayı başarması gerekiyor. Luis Scola ligin üst düzey pota altı oyuncularından birisine dönüştü. Sınırlı atletik yetenekleri onun ligdeki en iyi oyunculardan birisi olmasını engelliyor. Shane Battier her takımın kadrosunda görmek isteyeceği tipte bir oyuncu. Sayı atabiliyor, savunma yapabiliyor, ribaunt alabiliyor, sorun çıkartmadan sessizce işini yapıp gerektiğinde takıma liderlik ediyor. Kevin Martin ve Aaron Brooks guard ikilisini oluşturuyor. İkiside atmayı seven bu oyuncuların birbiriyle uyum içinde oynamaları çok önemli. Brooks bu sezon şutundan önce takımı oynatmayı düşünmeli. Ligdeki en hızlı oyunculardan birisi ve içeri iyi penetre edebiliyor ancak zayıf olan fiziği bu penetreleri bitirmesini zorlaştırıyor. Corutney Lee, Kyle Lowry, Chase Budinger, Brad Miller, Chuck Hayes ve Jordan Hill gibi son derece üst düzey bir benche sahipler. Brad Miller sorunlu olan pota altına iyi bir takviye ancak savunma zaafları yaşı ilerledikçe artıyor. Chase Budinger inanılmaz bir sıçrama yeteneğine sahip ve bu ligde bir şeyler başarabileceğini ilk sezonunda gösterdi. Güçlü batıda bu sezonki playoff şanslarını Yao’nun katkısı belirleyecek. Ancak Houston takas senaryolarında oldukça hareketli ve ellerinde takımların ilgisini çekecek parçalar bulunuyor.

Indiana Pacers
Gelenler: Darren Collison, Paul George, James Posey, Lance Stephenson
Gidenler: Luther Head, Troy Murphy, Earl Watson

Bu sezon gelişme göstermesini beklediğim takımlardan birisi de Pacers. Darren Collison hamlesi son derece başarılı. Geçen yıl Chris Paul’ün sakatlığında New Orleans’da beklentilerin çok üzerine çıkan Collison, Pacers’ın yıllardır büyük sıkıntı çektiği 1 numara pozisyonuna çözüm oldu. Dış şutu istenen düzeyde olmasa da kötü değil. Topla çok çabuk ve içeri penetreleri etkili. Gelecek için önemli bir parça. Danny Granger takımın bir numaralı oyuncusu. İstatistik kağıdının blok ve top çalma dahil her bölümünü dolduruyor. Son dönemde çok fazla şut atmaya başladı. Granger’ın içeri daha fazla penetre etmesi gerekiyor. Roy Hibbert ligin en sıkı çalışan oyuncularından birisi. 2.20 ye varan boyuyla pota altında caydırıcı bir güç ve yumuşak bir bileği var. Aynı zamanda basketbol zekası iyi düzeyde. Pacers’ın geleceğe umutla bakmasını sağlayan 3 temel parçadan birisi. Mike Dunleavy iyi bir skorer ve üçlükçü ancak son dönemde sakatlık sorunları yaşadı ve savunmaya pek bulaşmıyor. Tyler Hansbrough geçen yıl sakatlıklarla boğuştu ancak sağlıklı olduğu takdir de bu ligde iyi işler yapabilecek bir oyuncu. Dahntay Jones. AJ Price . Brandon Rush. James Posey, Jeff Foster bench derinliğini oluşturuyor. Foster soyunma odasında bulunmasını isteyeceğiniz türden bir oyuncu ayrıca sahada büyük özveriyle oynuyor ve ligin en iyi ribauntçularından birisi. TJ Ford ise bu takımın çıbanı. Pacers bu sezon playoffu zorlayacaktır ve doğunun son 3 sırasından birisini kapmaya aday takımlardan.

Los Angeles Clippers
Gelenler: Randy Foye, Ryan Gomes, Al-Farouq Aminu, Eric Bledsoe, Jarron Collins, Brian Cook, Willie Warren
Gidenler: Steve Blake, Mardy Collins, Drew Gooden, Steve Novak, Travis Outlaw, Brian Skinner

NBA’in lanetli takımı geçen yıl Blake Griffin’i daha sezon başlamadan kaybetti. İnanılmaz atletik yeteneklere ve çok sağlam bir vücuda sahip olan Griffin, Clippers organizasyonunun yeni yüzü olacaktır. Baron Davis’in yıllardır aklı basketbolda değil gibi. Onun performansı Clippers için kilit bir etmen. Ligin en iyi bi kaç guardından birisi ancak basketbol onun beyninde ilk sırada değil. Eric Gordon iyi bir şutör ve atlet. Güçlü bir oyuncu ancak 1.93 olan boyuyla 2 numara pozisyonu için o kadar da güçlü değil. Milli takımla geçirdiği yaz oyununa olumlu katkılar yapacaktır. Chris Kaman pota altında sayı üretmesini bilen ve ribauntları toplayan bir uzun. Oyunun savunma tarafına pek bulaşmıyor. Bu yıl draft edilen çaylakları Eric Blodsoe ve Aminu gelecek için ışık vaat eden oyuncular. Bench derinliğini Randy Foye, Ryan Gomes, Rasual Butler, DeAndre Jordan gibi oyuncularla sağlıyorlar. Bu yıl Clippers’ın alacağı galibiyet sayısını Davis’in kafa yapısı belirleyecek. Ellerinde Griffin gibi bir cevher var. Oyununu geliştirmeye hevesli ve çok çok çalışkan bir oyuncu. Griffin’e kötü örnek olabilecek Baron Davis, Chris Kaman gibi oyunculardan Clippers’ın kurtulması lazım. Bu oyuncular karşılığında eksiklerini kapatacak iyi parçalar veya biten kontratlar alabildikleri takdirde ilerisi için umut gözüküyor. Ancak Baron Davis’i o kontratı ve şu anki haliyle kim ister o bilinmez.

Los Angeles Lakers
Gelenler: Steve Blake, Matt Barnes, Theo Ratliff, David Ebanks, Derrick Caracter
Gidenler: Jordan Farmar, DJ Mbenga, Adam Morrison, Josh Powell

Son şampiyon bu sezona güçlenerek başladı. Steve Blake bu yazın en başarılı hamlelerinden birisi. Aksayan 1 numara pozisyonuna üçgen hücuma uyum sağlayabilecek iyi bir guard eklentisi. Matt Barnes şampiyon takımların kadrolarında görmek isteyeceği türden boş şut sokabilen, rakibin skorerini oyundan yıldıran ve pis işleri yapabilen bir oyuncu. Bynum’un kronikleşen sakatlıklarına önlem olarak zamanının blok kralı veteran pivot Theo Ratliff kadroya katıldı. Çaylaklar David Ebanks ve Derrick Caracter sezon öncesinde iyi izlenimler bıraktılar ancak sezon içinde bu kadroda süre almaları zor. Takımdaki 2. yılına giren Ron Artest’in sisteme alıştıkça hücumdaki verimliliğinin artmasını bekleyebiliriz. Gasol, Bynum, Odom üçlüsü korkutucu bir pota altı oluşturuyor. Ligin en yönlü oyuncularından olan Odom benchden gelerek takıma ihtiyaç duyulan pozisyonda yardımcı oluyor. Zaman zaman topu getiren oyuncu görevini bile üstleniyor. Derek Fisher normal sezonu kaldırabilecek düzeyde değil ve savunmada hızlı oyunculara karşı ciddi zaafı bulunuyor. Ancak onun tecrübesinde bir oyuncu bulmak çok zor ve kritik anlarda eli titremeden şutları sokabiliyor. Shannon Brown her geçen yıl oyununu geliştirdi ve bu sezon 3 sayı çizgisinin gerisinden de ciddi bir tehdit haline geldi. Ve Kobe Bryant… Onca sakatlığa rağmen geçen yıl gösterdiği özveri birçok oyuncuya örnek olmalıdır. Kendisini geliştirmeye çalışmaktan asla vazgeçmeyen ve ligde geldiği noktayı hak eden bir oyuncu. Oyunu üzerinde çok sıkı çalışıyor ve imkânsız şutları sayıya çevirebilme yetisine sahip. Ancak ben her şeye rağmen Lakers’ı Celtics’in gerisinde görüyorum. Bu yıl normal sezonu daha fazla dinlenerek geçirecektir Celtics ve playofflara daha diri girecektir. Geçen yıl 7. maçta Boston’lı oyuncuların ayaklarının neredeyse zor gittiğini gördük. 1 yıl daha yaşlandılar ancak kadroları daha derin.

Memphis Grizzlies
Gelenler: Tony Allen, Acie Law, Greivis Vazquez, Xavier Henry
Gidenler: Ronnie Brewer, Lester Hudson, Jamaal Tinsley, Steven Hunter, Marcus Williams

Genç ve yetenekli bir çekirdeğe sahip olan Grizzlies geçen yıl Zach Randolph’u kadrosuna kattığına eleştiriye uğramıştı. Ancak Randolph takımdaki potansiyeli görmüş ve kaybetmekten sıkılmış olacak ki sahada ciddi bir basketbol oynadı ve bu takıma büyük yararlar sağladı. Mike Conley ligin üst düzey guardlarından birisi olabilir ve Grizzlies sabırla bu patlamayı bekliyor. OJ Mayo büyük ihtimalle takımdan gönderilecek. Conley ve Gay’e verilen kontratlardan sonra bu daha da kesinleşti diyebiliriz. Mayo olgun, soğukkanlı ve sayı üretme konusunda oldukça yetenekli bir guard. Marc Gasol ligin iyi pivotlarından birisine dönüştü. Yüksek basketbol zekası ve abisine göre daha sert olan oyunuyla ligde bir çok takımda ilk beş başlayabilecek bir oyuncu. Takımın benchi derin değil. Boston’dan alınan Tony Allen üst düzey bir savunmacı ve atlet bir oyuncu. Geçen yıl beklentileri aşarak uzun süre playoff yarışında kalan Memphis ligin sonuna doğru düşüşe geçmişti. Bu sezon hedefler daha yukarı çekildi ve şehir takımdan playoff bekliyor. Ancak önce Mayo sorununu çözmeleri lazım.

Miami Heat
Gelenler: Chris Bosh, Eddie House, Juwan Howard, Zydrunas Ilgauskas, LeBron James, Mike Miller, Jerry Stackhouse, Dexter Pittman
Gidenler: Michael Beasley, Daequan Cook, Yakhouba Diawara, Jermaine O’neal, Quentin Richardson, Dorell Wright

Bu yazın en çok konuşulan takımı şüphesiz Heat. Ligin en verimli çağlarındaki süper yıldızlardan 3’ü Miami’de buluştu. İmzalar atıldıktan sonra özellikle Chris Bosh’un ağzından kaçan bazı cümleler bunu çok önceden kararlaştırdıklarını kanıtlıyor ve bu NBA kurallarını çiğnedikleri anlamına geliyor. Daha sonra yalanlamalar oldu tabiî ki ve NBA yönetimi bu olayın üstüne fazla düşmedi. Mike Miller takımın eksik yönü olarak gözüken üç sayı tehdidini oluşturmak için kadroya alındı ancak sakatlığı nedeniyle sezonun ilk bölümünü kaçıracak. Udonis Halsem pis işleri yapan ve orta mesafeden boş şutları cezalandırabilen bir oyuncu. Miller ile ikisi büyük miktarda paradan feragat ederek bu takımın bir parçası oldular. Eddie House, Ilgauskas, Juwan Howard şampiyonluk adayı takımların ihtiyaç duydukları parçalar. Her şeye rağmen ben Miami Heat’in zorlanacağını düşünüyordum. Bu yazı yazıldığında ligde birkaç maç oynandı ve Miami beklediğimden daha fazla zorluk çekiyor. Bu 3 yıldız da eski takımlarında tek başlarına hücum eden ve skor yükünü çeken oyunculardı. Miami’de de aynı şekilde hücum etmeleri çok ilginç Biri topu eline alınca diğer ikisi sadece izliyor ve bu 3’lüyü bir araya getirmenin manası kayboluyor. Her şeye rağmen bu takım yıl ortasına kadar toparlanacaktır ancak ben Boston’u geçebileceklerini düşünmüyorum.

Milwaukee Bucks
Gelenler: Corey Maggette, Earl Boykins, Jon Brockman, Keyon Dooling, Chris Douglas-Roberts, Drew Gooden, Larry Sanders, Darington Hobson
Gidenler: Primoz Brezec, Luke Ridnour, Royal Ivey, Charlie Bell, Darnell Jackson, Dan Gadzuric, Jerry Stackhouse, Kurt Thomas

Geçen yıl beklentileri aşarak playoff yapan Bucks’da, oyuncularından verim almayı iyi bilen koç Scott Skiles övgüyü hak ediyor. Bir yıl daha olgulaşan Jennigs ve Corey Magette takviyeleriyle beklentiler bu sezon artmış durumda. Magette içeri penetre konusunda ligin en iyilerinden birisi. Sıklıkla faul çizgisine gidip kolay sayılar buluyor. İyi bir savunmacı olacak özelliklere sahip ve oyunun bu yönüne kendisini vermediği takdirde Scott Skiles’dan çok fazla süre alamayacaktır. Jennings zaman zaman topu çok fazla elinde tutup pozisyonları zorluyor. Bir point guard için oldukça düşük bir yüzdeye sahip. John Salmons gibi bir skorerin yanına Magette’nin de katılmasıyla Jennings’in atmayı kafasında ikinci plana alması lazım. Andrew Bogut geçen yıl beklenen gelişimi gösterdi ve maçları artık kazanmak için oynuyor ve çabalıyor. Onun pota altında savunmada büyük bir güce dönüşmesi Bucks’ın geçen yılki çıkışının asıl nedeniydi. Yılın sonunda yaşadığı sakatlıktan döndü ancak bileğinin düzelmesi biraz daha zaman alacaktır. Ersan benchin önemli bir parçası. Savunmada gayretli, ribaunlara katkı yapıyor ve ceza şutlarını kesiyor. John Salmons savunma da dahil her şeyi yapabiliyor ancak hiçbir şeyde mükemmel değil. Kobe Bryant’ın bir alt modeli gibi. Eski kasa… Luc Mbah a Moute oyunun savunma tarafında etkili ve iyi bir ribauntçu. Drew Gooden rol oyuncusu olmayı sonunda kabul etmiş gözüküyor. Bucks’a ribaunt ve pota altı sayılarında yararlı olacaktır. Carlos Delfino geçen yıl Bucks’ın başarısında büyük rol oynadı ve bu sezonda takımdaki yerini aldı. Earl Boykins, Chris Douglas-Roberts ve çaylak Larry Sanders bench derinliğini oluşturan diğer isimler. Doğuda ilk 5’in içine girmeleri oldukça zor gözüküyor. Yaptıkları kötü başlangıç şanslarını azalttı. Ancak takım toparlanıp alt sıralardan playoffa girecektir.

Minnesota TimberWolves
Gelenler: Michael Beasley, Anthony Tolliver, Luke Ridnour, Martell Webster, Kosta Koufos, Sebastian Telfair, Wesley Johnson, Lazar Hayward
Gidenler: Ryan Gomes, Ryan Hollins, Nathan Jawai, Al Jefferson, Oleksi Pacherov, Ramon Sessions

Geçen yılın en kötü takımlarından birisi olan Minnesota’nın bu yıl da ligin dibinde gezeceklerini düşünüyorum. Ancak 15 galibiyetten daha fazlasını alacaklardır. Al Jefferson’ın ayrılmasıyla 4 numara pozisyonun hakimi Kevin Love oldu. Çok iyi bir ribauntçu ve geniş bir hücum repertuarı var. Dış şutları da etkili… Uzun süre All-Star olabilecek bir oyuncu. Michael Beasley sezonu çoğunlukla 3 numara pozisyonunda geçirecek. Wolves’un hücumda kısıtlı kadrosunda daha çok şut kullanıp sayı ortalamasını yukarıya çekecektir ancak onun sorunu kafasının içinde. Jonny Flynn yetenekli bir guard ve gelişmeye açık. Luke Ridnour onu yedeklemek için iyi bir seçim ve tecrübeleriyle Flynn’in gelişmesine yardımcı olacaktır. Çaylak Wesley Johnson iyi bir atlet ve ortalama bir şutör. Fiziği boyuna göre zayıf. Vücuduna biraz daha kilo eklemesi lazım yoksa çok itilip kakılır. Atletik yetenekleri çok üstün olan Corey Brewer iyi bir savunmacı ve geçen sene oyununun hücum bölümünü oldukça geçirdi. Bu sezon kalabalıklaşan 2-3 numara rotasyonu nedeniyle dakika alması için daha çok çalışması gerekiyor. Darko Milicic’in geçen yılın sonunda oynadığı oyun Wolves yönetimi etkilenmiş olacak ki ona yıllık 5 milyon dolar civarında bir kontrat verdiler. 25 yaş sahip olduğu potansiyeli göstermeye başlaması için geç değil En azından ortayı kapatıp bloklarıyla kolay basketlere izin vermeyecektir.

New Jersey Nets
Gelenler: Jordan Farmar, Anthony Morrow, Troy Murphy, Travis Outlaw, Derrick Favors, Johan Petro, Quentin Ross, Damion Jones, Joe Smith, Ben Uzoh
Gidenler: Tony Battie, Ike Diogu, Chris Douglas-Roberts, Keyon Dooling, Courtney Lee, Sean Marks, Sean May, Y Jianlian

Geçen yıl lig tarihinin en kötü derecesini yapmaktan ucuz kurtulan Nets, bu yazın serbest oyuncu piyasasından kayda değer kimseyi alamadan çıktı. Travis Outlaw, Anthony Morrow gibi oyuncular değerli parçalar ancak yanlarında yıldız oyuncular olduğunda değerleri artanlardan. Ancak seneye serbest oyuncularla kontrat imzalayabilecek boşlukları olacak bütün çaba henüz boşa gitmiş değil. Brook Lopez ligin üst düzey pivotlarından birisi ve şu anda oyuncu bulması en zor olan bölgede iyi bir parça. Devin Harris geçen sene All-Star görüntüsünden oldukça uzaktı. Onun tekrar toparlanması şart. Troy Murphy ribauntlarda çok etkili ve ligin en iyi şutör uzunlarından birisi. Ayrıca biten büyük kontratı nedeniyle ayrı bir değer taşıyor. Derrick Favors atletik yetenekleri çok üst düzey bir çaylak. Son derece çalışkan olması gelecekte iyi bir yerlere geleceğinin sinyallerini veriyor. Jordan Farmar, Stephen Graham, Kris Humphries kadro derinliğini oluşturan oyuncular. New Jersey kesinlikle geçen yıldan daha iyi bir takım. Ancak henüz playoff yapmak için yeterli değiller. Tabii Carmelo takası gerçekleşmezse.

New Orleans Hornets
Gelenler: Trevor Ariza, Jerryd Bayless, Marco Belinelli, Willie Green, DJ Mbenga, Jason Smith, Pops Mensah-Bonsu, Quincy Pondexter
Gidenler: Darren Collins, Craig Brackins, Ike Diogu, Sean Marks, Morris Peterson, James Posey, Darius Songalia, Julian Wright

Chris Paul’un ayrılık mesajları göndermesinden hemen sonra Hornets yönetimi takıma eklemeler yaptı. Trevor Ariza 2-3 numarada savunma yapabilen ve skor kapasitesi olan bir oyuncu olarak Hornets’e fayda sağlayacaktır. Hornets’in en sıkıntılı olduğu 2 numara pozisyonuna Belinelli son derece başarılı bir hamle. Çok iyi bir şutör olan Belinelli aynı zamanda içeri drive edebilen bir oyuncu. Chris Paul savunmada ve hücumda ligin en iyi oyuncularından birisi. David West öldürücü bir orta mesafe şuta sahip ve uzunu dışarı çekerek pota altını boşaltabiliyor. Okafor sakatlıklar yüzünden kapasitesine ulaşamasa da iyi bir ribauntçu ve savunmacı. Aynı zamanda ligin ilk bölümünde hücumda daha aktif olduğunu gördük. Güçlü batıda playoff yapmak kolay değil ancak Phoenix’deki düşüş ve Denver’daki Anthony belirsizliği başka takımların playoff potasına girmesine olanak sağlıyor. Paul sağlıklı olduğu sürece New Orleans son sıralardan da olsa playoffa kalacaktır.

New York Knicks
Gidenler: Kelenna Azubuike, Raymond Felton, Landry Fields, Roger Mason, Timofey Mozgov, Anthony Randolph, Amar’e Stoudemire, Ronny Turiaf, Andy Rautins, Shawne Williams
Gidenler: David Lee, Eddie House, Sergio Rodriguez, Tracy McGrady, Al Harrington, Chris Duhon, JR Gideens, Jonathan Bender, Earl Barron

Yıllardır hayalini kurdukları LeBron’a kavuşamasa da New York iyi bir yaz geçirdi. Amar’e ile istikrarlı bir skorerleri ve ikili sıkıştırmalarla takım arkadaşlarına boş pozisyon yaratabilecek bir oyuncuları var. En azından yıllar sonra New York’un bir yıldızı var. Raymond Felton D’Antoni’nin sistemi için iyi bir guard aynı zamanda söylenenden daha iyi bir şutör. Danilo Gallinari ligin en iyi şutörlerinden birisi ve iyi bir ribauntçu. Wilson Chandler iyi savunma yapabilen ve aynı zamanda iyi bir skorer. Amar’e nin katılışından sonra takımda düşünülmeyen David Lee karşılığında Anthony Randolph, Kellenna Azubuike ve Ronny Turiaf’ı almaları son derece başarılı bir hamle. Randolph patlama yapması beklenen ve D’Antoni’nin koş koş sisteminde iş yapabilecek bir uzun. Turiaf yüreğiyle oynayan ve takımlara istatistik kağıdında görünmeyen katkılar yapabilen bir oyuncu. Aynı zamanda iyi bir blokçu ve savunmacı… Çaylak Landry Fields sezonun ilk bölümünde çok iyi ışık verdi. 2. yılına giren Toney Douglas ilerisi için iyi ışık veriyor. Doğuda son 3 sıranın muhtemel adaylarından birisi. Gerçekleşme ihtimali olan bir Carmelo takası her şeyi çok değiştirebilir tabiki.

Oklahoma City Thunder
Gelenler: Moris Peterson, Royal Ivey, Daequan Cook, Cole Aldrich
Gidenler: Kevin Ollie, Etan Thomas, Mustafa Shakur, Kyle Weaver

Thunder ligin geleceği en parlak takımı. Ancak şu anda da güçlüler. Kevin Durant lig tarihinin gördüğü en büyük skorerlerden birisi olmaya doğru ilerliyor. Ribauntlara katkı yapıyor ancak savunmada fazla konsantre değil. Russell Westbrook ligin elit guardlarından birisine dönüştü. Takımı oynatmakta artık daha başarılı ve üst düzey bir skorer. Thabo Sefolosha ligin en iyi dış şutörlerinden birisi ve ceza şutlarını sokuyor. Thunder için önemli bir tamamlayıcı parça. Jeff Green gösterdiği çabanın karşılığında gerekli övgüyü alamıyor. 3-4 numara arasında sıkışmış bir oyuncu izlenimi veren Green ribauntlara ve skor üretimine katkı yapıyor.Nenad Krstic pivot pozisyonu için yetersiz bir oyuncu. Serge Ibaka geçen yılın başından itibaren sürekli bir gelişim içerisinde. Çok iyi bir atlet, sert bir oyuncu iyi bir blokçu ve savunmacı. Aynı zamanda ben Ibaka’nın skor potansiyelinin de iyi olduğunu düşünüyorum ve yıllar ilerledikçe bu alanda kendisini gösterecektir. James Harden çok yönlü ve olgun bir oyuncu. Biraz daha agresif olması çünkü bir çok şeyi yapabilecek bir düzeyde. Eric Maynor 1 numara pozisyonu için iyi bir yedek ve aynı zamanda gelişmeye açık bir genç.Cole Aldrich ve BJ Mullens Thunder’ın sıkıntılı olduğu pota altında başka gelecek yatırımları.Koç Scott Brooks takımın başında olduğu dönemde son derece iyi işler yaptı. Bu genç kadroyu, antrenmanların büyük bir bölümünde savunma setleri üzerinde çalıştırıyor ve onlara kazanmak için neyin gerekli olduğunu vurguluyor. Thunder batıda playoffa kalacaktır ve üst turlara ilerlemeleri beni çok şaşırtmaz.

Orlando Magic
Gelenler: Chris Duhon, Quentin Richardson, Malik Allen, Daniel Orton
Gidenler: Anthony Johnson, Matt Barnes, Adonal Foyle

Dwight Howard etrafında kurulan bu takım her ne kadar şampiyonluk adayı olarak anılsa da kimse onların şampiyon olacağına inanmıyor. Bunda en büyük etmen kadrodaki bazı eksiklerle birlikte Howard’ın hücumu domine edememesi. Bu yazın bir bölümünü, pota altı hareketlerinin ustası, muhteşem fakeleriyle rakiplerini oyundan düşüren efsanevi pivot Hakem Olajuwon ile çalışarak geçirdi ve bunun etkilerini sezonun ilk bölümünde gördük. Dwight Howard’ın deyimiyle ‘yarı emekli’ Vince Carter Orlando’ya geçen yıl beklenen katkıyı yapamadı. Hidayet’in takımı oynatma kabiliyetini oldukça aradılar. Jameer Nelson üst düzey bir şutör ancak takımı oynatma konusunda çok başarılı değil ve hızlı guardların karşısında durmakta zorluk çekiyor. Rashard Lewis kontratı yüzünden çokça eleştiriliyor ancak bu onun suçu değil ve dış şutuyla Magic’in sisteminde önemli yeri var. Ancak içeri iyi penetre edebilecekken bu silahını neredeyse hiç kullanmaması kabul edilebilir gibi değil. Kendini savunan oyuncuların ondan daha yavaş olduğunu düşündükçe Lewis’e kızmamak elde değil. Quentin Richardson iyi bir şutör ve son yıllarda savunmasını oldukça geliştirdi. Chris Duhon bir numara için çok iyi bir yedek. Mickael Pietrus özellikle savunmada son derece yetenekli bir oyuncu ve skor potansiyeline de sahip ancak Magic ondan beklediği katkıyı henüz alabilmiş değil. Marcin Gortat başka takımlarda daha fazla süre alabilecek iyi bir pivot yedeğil. Ryan Anderson Orlando sistemine uyan bir uzun ancak geçen yıl ondan bekledikleri katkıyı alamadılar. Kolej basketbolunda bir efsane olan JJ Reddick geçen yıl oyunun diğer bölümlerini de geliştirdi ve artık takımda bir rolü var. Brandon Bass Dallas’da başarılı bir yedekti ancak Orlando’da pek fazla şans bulabilmiş değil. Magic normal sezonu en yüksek galibiyet sayısıyla bitirebilir ancak playofflarda durum daha farklı. Miami’yi zorlayabilirler çünkü Heat’in Howard’ı yavaşlatabilecek uzunları yok ancak Boston karşısında şansları olduğunu düşünmüyorum. Her iki takımı da elemeleri uzak bir ihtimal.

Philadelphia 76ers
Gelenler: Tony Battie, Andres Nocioni, Spencer Hawes, Craig Brackins, Evan Turner, Darius Sognalia,
Gidenler: Rodney Carney, Samuel Dalembert, Willie Green, Jason Smith, Francisco Elson

Philly’den bu sezon bir çıkış beklemek pek mümkün değil. Özellikle Iguodala takasını isteyip maçlarda çabalamayı bıraktın sonra. Elton Brand bu takıma geldiğinden beri tam bir hayal kırıklığı. Eğer o eski Brand gibi oynasaydı bu takım şu anda başka yerlerde olabilirdi. Jrue Holiday potansiyelli bir guard. Ayrıca iyi bir savunmacı olabilecek özelliklere de sahip. Evan Turner hem kendi şutunu yaratabilen hem de takım arkadaşlarına pozisyon hazırlayabilen bir oyuncu. Çok üst düzey bir atlet değil ve daha çok fundamentalıyla sonuca gidiyor. Thaddeus Young iyi bir atlet ve ilk iki yılında oyununda gelişme gösterdi ancak geçen yıla kadar. Philly’nin alabileceği her katkıya ihtiyacı var onun gelişimi takımın geleceği açısından önemli. Louis Williams benchden gelip skora etki edebilecek bir oyuncu. Jason Kapono ligin en kötü 3 sayı atan takımlardan biri için önemli bir parça ancak oyunundaki diğer zaafları sahada kaldığı süreyi kısıtlıyor. Spencer Hawes şutör uzunlardan ve skorer bir oyuncu ancak serlikten yoksun ve savunma zaafları var. Philly sezon boyunca ligde iddialı olacaktır. Toronto ile birlikte lig sonunculuğu için.

Phoenix Suns
Gelenler: Josh Childress, Hidayet Türkoğlu, Hakim Warrick, Matt Janning, Gani Lawal
Gidenler: Louis Almundson, Leandro Barbosa, Jarron Collins, Taylor Griffin, Amar’e Stoudemire

Amar’e gidişi Suns’ı batı finali için iddalı takımlar arasından çıkardı. Steve Nash yaşlandıkça daha iyi istatistikler ortaya koyuyor. Takas edilmesi gündemde çünkü bu en mantıklı hamle olur. Takımın bu şekilde bir yere varması güçken ve Goran Dragic özgüvenle 1 numara pozisyonunda iyi işler yaparken Nash karşılığında takımın ihtiyaçlarını karşılayacak parçalar almak akılcı olabilir. Nash gibi bir oyuncuyu takas etme düşüncesi bile güç ancak takımı oynatabilecek Hidayet’de bulunurken bunu yapmak için doğru zaman olabilir. Jason Richardson geçen yıl playofflarda oyununu bir üst kademeye çıkartarak Suns’ın batı finaline çıkmasında önemli pay sahibi oldu. Robin Lopez takımın pota altında güvenebileceği tek isim ancak hücumu çok kısıtlı. Savunmacı ve sert bir uzun… Josh Childress Suns’ın sıkıntısı savunma konusunda yardımcı olabilecek, açık alanda etkili iyi bir görev oyuncusu. Grant Hill sakat geçirdiği yılların acısını çıkarırcasına 38 yaşında hala etkili. Channing Frye, Jared Dudley ve Goran Dragic ile birlikte Suns ligin en kaliteli benchlerinden birisine sahip. Herhangi bir takas olmazsa Suns sezon boyunca playoff yarışının içinde kalacaktır.

Portland Trail Blazers

Gelenler: Wesley Matthews, Fabricio Oberto, Luke Babbit, Eliot Williams, Armon Johnson
Gidenler: Jerryd Bayless, Juwan Howard, Martell Webster

Greg Oden tekrar sakatlanıp sezonu kapattı. Gerçekten çok üzücü bir gelişme ve Blazers’ın planlarını bozan bir olay. Brandon Roy çok yönlü bir oyuncu ve iyi bir skorer ancak sık sık sakatlanıyor. LaMarcus Aldridge sahada gösterdiklerinden çok daha fazla şeyler yapabilecek bir oyuncu. 18 sayı 8 ribaunt bu potansiyelde bir oyuncu için hiç yeterli değil. Marcus Camby ortayı kapatan sert bir uzun ve üst düzey bir savunmacı. Nicolas Batum hem savunma hem de hücumda yetenekli bir oyuncu. Zayıf olan fiziğine bir kaç kilo daha eklemesi lazım. Andre Miller iyi bir lider ancak üç sayı tehdidi hiç yok. Yine de skor üretme kapasitesine hala sahip. Wesley Matthews’a verdikleri kontrat son derece ilginç. Hücumda ve savunma da bazı şeyler yapabileceğini gösterdi ancak aldığı kontratı hak etmesi için geçen yıl yaptıklarını ilerletmesi gerekiyor. Yazın ülkesine dönmek istediğini söylemesine rağmen gitmesine izin verilmeyen Rudy Fernandez bench derinliğini oluşturan oyunculardan. Sakatlıklar onların bu yılki kaderini belirleyecek. Takımlarda sakatlıkları kronikleşmiş çok sayıda oyuncu bulunuyor. Son ana kadar playoff yarışı içinde kalacaklardır.

Sacramento Kings

Gelenler: DeMarcus Cousins, Samuel Dalembert, Luther Head, Darnell Jackson, Pooh Jater, Marcus Landry, Hassan Whiteside, Antoine Wright
Gidenler: Spencer Hawes, Andres Nocioni, Jon Brockman, Sean May, Dominic McGuire, Ime Udoka

Tyreke Evans ligin yeni superstar adaylarından. Zaman zaman topu elinde çok fazla tutsa da, kendi şutunu yaratabilen, takım arkadaşlarına pozisyon hazırlayabilen ve içeri driveları oldukça etkili bir oyuncu. Son derece güçlü fiziği ve uzun kolları hem pota altında bitirmesini hem de yüksek bir savunma potansiyeline sahip olmasını sağlıyor. Philly’den alınan Dalembert pota altına savunma sertliği getirecek ve ribauntlara katkı sağlayacaktır. Çaylak DeMarcus Cousins ligin en iyi 2-3 pivotundan biri olabilecek potansiyele sahip olsa da kişiliği nedeniyle bu ligde tutunmasının zor olduğu izlenimi verdi. Henüz 19 yaşında ve erken olgunlaşması onun yararına. Carl Landry ribauntlarda fena değil ve etkili bir skorer. Jason Thompson fizikli ve içerden ve dışarıdan oynayabilen bir 4 numara. Omri Casspi fiziksel mücadeleden kaçınmayan sert bir oyuncu. Aynı zamanda bir beyaza göre üst düzey bir atlet. Dış şutları etkili ve mücadeleci bir oyuncu… Oyunu gelişmeye çok açık. Beno Udrih 1 numara pozisyonunda ilk 5 de görmek istemeyeceğiniz bir oyuncu ancak işini elinden geldiğince iyi yapıyor. Ben Sacramento’nun bu yıl gelişme göstermesini bekliyordum. Ancak sezonun şu ana kadarki bölümünde Cousins hakkında duyduklarım onların bu senede ligin en kötü takımlarından biri olacaklarını düşünmeme yol açtı.

San Antonio Spurs

Gelenler: Bobby Simmons, Tiago Splittler, Gary Neal, James Anderson
Gidenler: Keith Bogans, Roger Mason, Ian Mahinmi

2 kere MVP seçilmiş, basketbol tarihinin en büyük oyuncularından birisi olan Tim Duncan’ın yaşlandıkça çabukluğunu kaybetmesi San Antonio’yu şampiyonluk adayı bir takım olmaktan uzaklaştırdı. Bu yıl normal sezonda Duncan’ı kısıtlı sürede kullanmak isteyen Spurs teknik kadrosu, Onu playofflara daha diri bir şekilde hazırlamaya çalışıyor. 4 şampiyonluk yüzüğü bulunan Duncan hala ligin en savunmacılarından ve ribauntçularından. Richard Jefferson takviyesiyle geçen yıl Spurs umutlarını arttırmıştı ancak Jefferson çok kötü bir yıl geçirdi. Yazın Popovich ile sistemini daha iyi anlamak için özel çalışan Jefferson’la birlikte antrenman yapanlar, 95 yazındaki Michael Jordan kadar sıkı çalıştığını söylüyorlar. Jefferson iyi bir savunmacı ve içeri penetre etme ve dış şut sokma yetisine sahip. Tony Parker ligin en iyi delicilerinden ve boyalı alandan en çok sayı bulan oyuncularından. Hala iyi bir oyun kurucu değil. Takımı oynatmayı daha çok düşünmesi lazım… Manu Ginobili komple bir oyuncu. Sahada birçok şeyi yapabilen ve gerektiğinde takımını sırtlayabilen bir isim. Dejuan Blair kısa boyu ve geçirdiği diz sakatlıkları yüzünden 2. tura sarktı ve Spurs’e geçen yıl güzel bir sürpriz oldu. McDyess çok yaşlandı ve katkısı azaldı. Blair uzun rotasyonunda daha çok şans bulacaktır. Popovich’in favori oyuncularından George Hill benchden direkt skora etki edebilen bir oyuncu. Tiago Splitter hamlesi Spurs’ü bu yıl daha da çok umutlandıran bir hamle oldu. Avrupa’nın en dominant uzunu olan Splitter, Duncan’la birlikte pota altında skor üretebilen, sert ve savunmacı bir ikili oluşturuyor. Spurs sezona sağlıklı giriyor ve bu yıl geçen yıldan daha iyi bir görüntü sergiliyor. Tim Duncan playofflarda eski formuna yaklaşabilirse şampiyon bile olabilirler. En az konferans yarı finali yapacaklarını düşünüyorum ve Duncan’ın etkinliği gidebilecekleri maksimum noktayı belirleyecek.

Toronto Raptors

Gelenler: Leandro Barbosa, Linas Kleiza, Ronald Dupree, David Andersen, Julian Wright, Ed Davis
Gidenler: Hidayet Türkoğlu, Chris Bosh, Marco Belinelli, Antoine Wright, Dwayne Jones

Chris Bosh’un ayrılmasından sonra Torontoyu çok sıkıntılı günler bekliyor. Kadrolarında tek elle tutulur parça maç başına 5 ribaund ortalamasıyla oynayan pivot Bargnani. Ligin en iyi şutörlerinden olan oyuncu, oyunun diğer bölümleri yokmuş gibi davranmaya devam ettikçe yıldız statüsüne kavuşamayacaktır. Jose Calderon hücumda son derece etkili bir guard. Ancak beni bile savunabileceğinden şüpheliyim. DeMar DeRozan son derece atletik bir oyuncu. Aynı zaman çalışkan kişiliğiyle adını duyurdu. Kariyerinde ilerleme olacaktır. Leandro Barbosa ve Linas Kleiza takım derinliğini sağlıyor ancak üst tabaka olmadan derinliğin pek bir anlamı yok. Raptors ligin son sıralarında gezinecektir ve Draft çalışmalarına şimdiden başlamaları lazım. Perry Jones veya Ense Kanter Raptors’ın pota altına çözüm olabilir.

Utah Jazz

Gelenler: Raja Bell, Francisco Elson, Al Jefferson, Jeremy Evans, Gordon Hayward, Demetris Nichols, Earl Watson
Gidenler: Carlos Boozer, Kyle Korver, Wesley Matthews, Kosa Koufos

Ligin en iyi guardlarından birisine sahip olmak takım kurmak için çok iyi bir başlangıç. Derron Williams çok etkili bir dış şutör ve potaya yüklenme konusunda oldukça başarılı. İyi bir lider ve saha görüşü muazzam… Pota altında iyi bitirmesini sağlayan güçlü bir fiziği var. Aynı zamanda savunmada başarılı olabilecekken oyunun bu yönüne kendisini pek fazla vermiyor. Utah Boozer’ı kaybetti ancak Jefferson’ı alarak gücünden pek fazla şey kaybetmedi. Boozer’ın takımda sevilmediğini ve takım kimyasını bozduğunu düşünürsek bu hamle Utah açısından yararlı oldu. Mehmet Okur çok şansız bir şekilde playoffun ilk maçının ilk dakikalarında sakatlık ve ağır bir ameliyat geçirdi. Döndüğünde ritim bulması zaman alacaktır. Utah hücumunda kilit bir rolü var Memo’nun. Bu ayak sakatlığı ile dinlenerek geçirdiği dönemin en azından bel ağrılarına iyi gelmesini umuyorum. Boozer yüzünden Memo savunmada hakkettiği övgüyü alamıyordu. Çabuk oyunculara karşı zorlansa da iyi bir savunmacı… Al Jefferson tabii ki Boozer kadar felaket olmasa da kötü bir savunmacı. Andrei Kirilenko bu takımı bir üst seviyeye çıkarabilecek bir oyuncu ancak uzun yıllardır maçlarda konsantre değil. Yinede bu takım için değerli bir parça. Paul Milsap bir çok takımda ilk beş başlayacak bir oyuncu ve sezona fırtına gibi girdi. Utah benchinin önemli oyuncularından. Çaylak Gordon Hayward Sloan’ın sevdiği tarzda bir oyuncu. Raja Bell ligin iyi guard savunmacılarından ve takıma başka alanlarda da yarar sağlayabilecek veteran bir figür. CJ Miles, Earl Watson ve Ronnie Price takımın benchini oluşturan diğer isimler. Utah’ın etkili bir kadrosu var batıda 2. sırayı almak için uğraşacaklardır. Memo döndüğünde iyi performanslar ortaya koyarsa beklenenden ileri gidebilirler. Uzun yıllardır kendilerini batıda Lakers’a en büyük rakip olarak görüyordum ve Anti-Kobe Raja Bell’i kadrolarına kattılar. Al Jefferson’ın performansı playofflarda onlar için belirleyici olacak. En azından konferans yarı finali yapacaklardır.

Washington Wizards

Gelenler: Kirk Hinrich, John Wall, Yi Jianlian, Trevor Booker, Hilton Armstrong, Lester Hudson, Kevin Seraphin
Gidenler: Earl Boykins, Javaris Crittenton, Randy Foye, Mike Miller, Shaun Livingston, Cedric Jackson, Quinton Ross

Geçen yılki silah faciasından sonra yeniden yapılanmaya giden Wizards yönetimi son derece şanslı bir şekilde draftda 1. sırayı kaptı. John Wall bir superstar adayı ve 3 yıl içinde o mevkiye ulaşacaktır. Dış şutu etkisiz, çoğu çaylakta olduğu gibi… İnanılmaz bir hızı var, sahayı boydan boya göz açıp kapayıncaya kadar geçebiliyor. Takım arkadaşlarını oynatmayı seven gerçek bir guard. Chris Paul ve Derron Williams’dan daha iyi olabilir. Gilbert Arenas’ın ne şekilde döneceği merak konusu. Nasıl bir kafa yapısında olacak. Sezon öncesi hazırlık maçları oynanırken bir maçtan önce, sakatım diyerek oynamak istemedi ve maçtan sonra Nick Young’ın şans bulup kendisini göstermesini için yalan söylediğini açıkladı. Kısaca Arenas kaş yapayım derken göz çıkarmaya devam ediyor. Andre Blatche son derece yetenekli bir uzun. İçeriden ve dışarıdan sayı bulabilen aynı zamanda savunmacısını dribblingiyle geçebilen bir oyuncu. Ancak umursamaz kişiliği güvenilir bir isim olmasını engelliyor. JaVale McGee geçen yıl büyük bir gelişim gösterdi ve pivot pozisyonunda iyi işler çıkartabilecek bir oyuncu. Fiziki yapısına oranla muazzam bir atletikliği var. İyi bir ribauntçu ve blokçu. Kirk Hinrich John Wall’ın gelişimine yardımcı olabilecek bir isim. Soyunma odasında takımı iyi yönde etkileyebilecek, iyi bir savunmacı ve üçlükçü. Yi Jianlian son derece yetenekli bir oyuncu ancak kendisini geliştirmek için çabalamayan isim. Al Thornton ve Josh Howard 3 numara pozisyonunda ki isimler. Howard uzun yıllardır maçları gazozuna oynuyor. Thornton ise takım oyuncusu olmayı başaramadı. Wizards sezon boyunca doğuda playoffu kovalayabilecek bir ekip. Arenas’ın performansı belirleyici olacak. Kafasını oyuna verse dahi geçirdiği sakatlıklardan sonra ondan 30 sayı ortalamalık oyuncu olmasını beklemek güç. Ayrıca Wall’un sezon başında ardı ardına yaşadığı sakatlıklar ve alınan mağlubiyetler playoff şanslarını zora sokuyor.

Sinan Cem Civili, 3SAYI


NBA’e Hızlı Girenler ve Hayal Kırıklıkları

Sezona Hızlı Girenler ve Hayal Kırıklıkları

Blake Griffin

Geçen yılın tamamını kaçıran Blake Griffin bu sezona çok iyi girdi. İlk bi kaç maçtan sonra ufak bir düşüşe geçse de ay sonuna doğru performansını arttıran Griffin ligde 20 sayı 10 ribaunt ortalamalarıyla oynayan 3 oyuncudan birisi. Ligin en çalışkan bi kaç oyuncusundan birisi ve gelecekte bu ligi domine etmesini bekliyorum.

Griffin inanılmaz bir sıçrama yetisine sahip. Havada bir daha zıplıyor izlenimi veriyor. Şimdiden bi kaç pota altı hareketi var. Pota altındaki itiş kakıştan kaçmayan mücadeleci bir oyuncu. 20.2 sayı ortalamasıyla oynuyor ve faul çizgisinden %58 gibi berbat bir yüzdeyle atarak. Komple bir tehdide dönüşmek istiyorsa dış şutunu geliştirmek zorunda… Ligin ilk bölümünde savunmaya pek bulaşmıyor izlenimi verse de Clippers gibi dağını bir takımda doğal karşılanabilir. New York maçında Amare karşısında 44 sayı 15 ribaunt 7 asistlik muazzam bir oyun ortaya koydu. John Wall ve Blake Griffin ikilisi, Carmelo ve LeBron’un çekiştiği gibi 7 yıldır görmediğimiz çok üst düzey bir yılın çaylağı çekişmesine girdiler.

Kevin Love & Michael Beasley

Minnesota’nın forvet ikilisi Love ve Beasley şu ana kadar etkileyici performanslar gösterdi. Beasley Miami’de bir türlü istikrar yakalayamamış ve beklentileri karşılamaktan çok uzaktı. Şu anda Timberwolves ile 3 numara pozisyonunda başlayıp 22.3 sayı 5.3 ribaunt ortalamaları ile oynuyor. %50 ile saha içinden ve %52 ile üçlük gerisinden oynadığı düşünülürse Beasley’nin bu sayı katkısını ne kadar koruyabileceği merak konusu. Pota altından sayı bulma konusunda ligin en iyilerinden birisi olabilecekken bu silahını hiç kullanmaması oyununu kısıtlıyor. Bana göre Beasley çok sıcak olduğu bir dönem geçiriyor ve bu performansı koruması zor.

Kevin Love da ise durum farklı. Kendisine yeterli şans verilmediğini defalarca söyleyen oyuncu bu konuda haksız sayılmaz. Bu sezon 18.9 sayı 14.3 ribaunt(lig lideri) ortalamalarıyla oynuyor. New York karşısında 31 sayı 31 ribaunt 5 asist ile oynayarak büyük ses getirdi. 1982 yılında Mosses Malone’dan sonra bir maçta 30 sayı 30 ribaunt rakamlarının üstüne çıkan ilk oyuncu oldu. Güçlü fiziği ve iyi zamanlaması ile tam bir ribaunt canavarı Kevin Love. Etkili dış şutu ve sırtı dönük oyunu iyi olan Love’ın hücum potansiyeli de yüksek.

Paul Milsap:

Mehmet Okur’un yokluğunda bu sezon ilk beş başlayıp 38 dakika süre alan Milsap, 21.5 sayı 9.5 ribaunt 2.9 asist ve %58 lik saha içi isabetiyle Utah’ın galibiyetlerinde büyük rol oynadı. Miami maçının son anlarında attığı 2 üçlüğün ardından Oklahoma maçının son bölümünde de bir üçlük isabeti bularak, kritik anlarda devleşti. Pis işleri yapmaktan çekinmeyen, sahada büyük bir gayret gösteren, takımının eksiklerini kapatmaya çalışan Milsap, her yıl geliştirdiği oyunu ve Deron Williams gibi bir guardla oymanın getirdiği avantaj ile sahada büyük işler yapıyor.

John Wall:

Kentucky çıkışlı çaylak sezona mükemmel bir giriş yaptı. Hızı ve çabukluğu mükemmel düzeyde, fiziği ise pozisyonuna göre büyük. Rakip guardlar karşısında durmakta oldukça zorlanıyor. Üst düzey basketbol bilgisi var ve oyunu iyi okuyabiliyor. Bu sezgileri sayesinde bolca top çalıp ligin bu konuda 1 numarası oldu ve takım arkadaşlarını oynatmayı sevmesi ile yüksek asist rakamına erişti. 4.4 top kaybı ile ligde en çok top kaybı yapan oyuncu ve bu konuda daha dikkatli olması lazım. 18.1 sayı 9.8 asist 4.0 ribaund ve 3.2 top çalma istatistikleri ile All-Star olmayı hak eden bir oyun ortaya koyuyor. Yorucu NBA maratonunda formunu ne kadar devam ettirebileceği merak konusu.

Pau Gasol:

Sezonun şu ana kadarki bölümünden MVP seçecek olsak ödül tartışmasız olarak Pau Gasol’a giderdi. Pota dibinden sırtı dönük veya yüzü dönük , orta mesafeden şutuyla yada rakibini dribblingle geçerek sayı bulma kapasitesine sahip olan Gasol aynı zamanda yüksek basketbol bilgisine sahip.Etkili paslarıyla kapanan savunmaları açabiliyor ve hücumu devamlılığını aksatmıyor. Bu sezona fırtına gibi girdi 23 sayı 12 ribaunt 4 asist ortalamalarıyla oynayıp %58 ile şut atıyor. Şu anda ligin en iyi uzun oyuncusu. Geliştirmesi gereken yönü olarak , karşısında sert bir takım olduğunda geri adım atmayıp daha da agresif şekilde saldırması gerektiğini söyleyebiliriz.

Rajon Rondo:

Çok değil 2.5 yıl önce 2008 NBA finallerinde gördüğümüz o silik guarddan eser kalmadı. Kimse ona efsanelerle dolu Boston takımının liderliğini vermedi o kendisi aldı. Geçen yıl takım kötü giderken söylemleriyle ve saha içinde gösterdiği eforla takım arkadaşlarından büyük övgü aldı ve Kevin Garnett , Paul Pierce gibi yıldızlar onun nasıl kontrolü ele aldığından övgüyle bahsettiler.

Bu yıl ise Rajon Rondo John Stockton’dan beri görülmemiş asist rakamlarıyla oynuyor. Her ne kadar NBA tarihinde toplam sayıda 5.(Shaq) 22.(Garnett) 28.(Ray Allen) 35.(Pierce) sıradaki oyuncularla beraber oynama lüksüne sahip olsa da Rondo’ya hak ettiği övgüyü vermeliyiz. Rakipler kendisini 2 adım geriden savunuyor ama yinede etkili bir şekilde içeri drive edebiliyor. Top çalma konusunda ligin en iyilerinden. Birebir savunmada NBA’in en iyi guardı olabilecekken yeterli eforu göstermiyor. Yine de ligdeki en iyi dış savunmacılarından. Dış şutunda bu yılda da bir gelişme yok. Her zaman söylüyorum şut sokabilen bir Rondo ligin en iyi 5 oyuncusundan birisi olur. Ray Allen gibi üçlükler atmasına gerek yok. 3 sayı çizgisinin bir adım içerisinden istikrarlı bir şutu olursa gerçek bir superstar olur.

Russel Westbrook:

Ligin yükselen yıldızlarından Russel Westbrook bu yıl sayı ortalamasını bir hayli yukarıya çekti. Lakers serisinde oynadığı basketbolla herkesin saygısını kazandı. Onu durduramayan Lakers çareyi üstüne Kobeyi salmakta buldu. Her geçen yıl şut yüzdesini yükseltti ve faul çizgisinden şu ana kadar maç başına 10’a yakın deneme yapıp %90 gibi muazzam bir yüzdeyle atıyor. Atletiklik konusunda ligde kendisiyle az sayıda oyuncu boy ölçüşebilir. Aynı zamanda güçlü fiziği ve uzun kolları hem içeri penetreleri bitirmesinde hem de savunmada kendisine büyük avantaj sağlıyor. 1 ile 2 numara arasında sıkışmış gözüken, şutu zayıf olan ve zıp zıp zıplayan guardların NBA geçişinde zorlandıklarını geçmiş yıllarda çok gördük. Derrick Rose ile birlikte bu geçişi en iyi şekilden başaran oyunculardan birisi Westbrook. Bolca yaptığı top kayıpları takıma zarar verse de Oklahoma’nın gelecek planları arasında çok çok önemli bir yere sahip. Westbrook’un yapması gereken öncelikli şeylerden birisi şut atmak. Bulduğu boş zamanları şut çalışarak değerlendirmeli , bu yönünü geliştirmeli ve şampiyonluklarla dolu efsanevi bir kariyer yaşama şansını riske atmayıp daha da fazla arttırmalıdır. Büyük yıldızların şampiyonluk için neleri feda ettiklerini görüyoruz.

Sezonun Hayal Kırıklıkları

Greg Oden:

Daha draft edilmeden hakkında bolca gürültü patırtı çıkan, eski tarz pivotların yeni varisi olarak adlandırılan Greg Oden NBA kariyerinde umulan noktaya asla ulaşamayacak. Ondan 20-10-3 tarzı istatistikler beklemek hayalcilik olur. Henüz ilk lig maçına başlamadan 2007 Eylülünde sağ dizinden ağır bir ameliyat geçiren Oden ilk sezonun tamamını kaçırdı. Microfracture olarak bilinen bu ameliyat diz kapağındaki kıkırdağın zedelenmesini tedavi etmek için kullanılıyor ve Penny Hardaway , Tracy McGrady , Jamal Mashburn gibi oyuncuların kariyerlerine mal oldu. Doktorlar Oden’ın döndüğünde eskisi gibi oynayabileceğini söylüyordu.

2. yılında savunmada korkutucu bir güç olan Oden hücumda bekleneni vermekten uzaktı ve toplamda 1.5 ay oynamasını engelleyen orta derece sakatlık yaşadı. Geçen yıla daha iyi giren Oden savunmadaki etkinliğini iyice arttırmıştı ve efektiflik puanı ligdeki birçok oyuncudan daha fazlaydı. Ancak o sezonda 21 maçta oynayabildi ve sol diz kapağındaki kırılma sonucu sezonun tamamını kaçırdı. Bu yıl bi kaç hafta sonra dönmesi beklenen Oden’ın bu seferde sol dizinde kıkırdak zedelenmesi olduğu tespit edildi. Kariyer bitirici olarak adı çıkan Microfracture ameliyatını sağ dizinin ardından sol dizinden de oldu.

Sakatlıklar Oden’dan birçok şeyi götürmüş olabilir ancak fiziği ve boyu hala aynı. Döndükten sonra ne kadar hareketli olabileceği kariyerinde gelebileceği noktayı belirleyecek. her şeye rağmen Oden’ın bu ligde en azından kenardan gelerek de olsa bir yeri olduğunu düşünüyorum.

Andre Iguodala:

Iggy sezonun şu ana kadarki bölümünün en büyük hayal kırıklığı. Sonunda isyan bayrağını çekti ve takasını istedi. Vücut dili son derece kötü ve kendini maçlara hiç vermiyor. Philly için en kötü nokta bu olsa gerek. Iguodala bu şekilde oynarken ve gitmek istediğini bu şekilde belli ederken karşılığında iyi bir şeyler almaları oldukça güç.

DeMarcus Cousins:

Kentucky çıkışlı çaylak iyi bir hazırlık dönemi geçirip sezona fena girmemişti. Şu anki istatistikleri 11 sayı 7 ribaunt fena sayılmaz ancak Cousins ile sorun farklı ve hem de çok büyük. Kişiliği nedeniyle endişeler olduğu için 2. sıradan seçilmesi beklenirken 5. sıraya sarkan Cousins’in söylentileri haklı çıkardığına dair haberler düştü. Daha 10 maçın yeni geçildiği sezonda takımla tartışmalar yaşayan Cousins en son kondisyoneri ile tartıştığına dair söylentiler var. Kontrol edemediği siniri daha başına çok bela açabilir ki henüz sezonun başındayız. Sacramento’nun takas ihtimallerini araştırdığı da söylentiler arasında.

Yetenek konusunda ise hiçbir eksiği olmayan bir oyuncu… Güçlü fiziğinin yanı sıra ayakları çabuk ve hareketli bir uzun… Dış şutu da başarılı ve top sürme yeteneği rakiplerini geçebilecek düzeyde. NBA’in en iyi pivotlarından birisi olması içten bile değil eğer ki kendisini işine verirse.

Sinan Cem Civili,

Bu yazı 3SAYI Aralık 2010 sayısında yayınlanmıştır. 26. sayımız


Draft’ın Son 10 Yılı

Draft’ın Son 10 Yılı

En iyi 2. tur seçimleri

1. Gilbert Arenas (2001 Draftı 31.)
Geçtiğimiz günlerde yaşanan olaya ve son 2 sezonu sakatlıklar nedeniyle kaçırmasına rağmen Gilbert Arenas 3 sezon önce ritim bulduğunda durdurulamaz bir skorerdi.

2.Monta Ellis (2005 Draftı 40.)
Aldığı büyük kontrat sonrası yaşadığı sakatlık ve nasıl sakatlandığı hakkında söylediği yalan yüzünden büyük eleştirilere maruz kalan Monta Ellis bu yazı çok iyi geçirip tamamen sağlığına kavuştuğunu kanıtladı. Ligdeki en çabuk oyunculardan birisi ve çok iyi bir orta mesafe şutu var.

3.Carlos Boozer (2002 Draftı 34.)
2. tura nasıl kaldığına hala anlam veremediğim Carlos Boozer, ligin en iyi pota altı skorerlerinden biri olması,vücudunu çemberin altında çok iyi kullanması ve Cleveland’a attığı kazıkla biliniyor.

4.Micheal Redd (2000 Draftı 43.)
Ligin en iyi 3 sayı atıcılarından olan Redd sakatlık dönüşü eski görüntüsünden uzaktı. Geçtiğimiz günlerde tekrar sakatlanıp sezonu kapattı ve büyük bir ihtimalle O eski Michael Redd’i bir daha izleyemeyeceğiz.

5.Luis Scola (2002 Draftı 55.)
San Antonio ile uzun süre flört ettikten sonra kendisini, Avrupa’nın en iyi pota altı oyuncusu ünvanıyla Houston’da bulan Scola lige alıştıkça ne kadar kaliteli bir oyuncu olduğunu gösteriyor. Çok çabuk ayakları olmasına karşın zıplama yeteneği ve gücünün sınırlı olması Onun gerçek bir süperstar olmasını engelliyor.

6.Mehmet Okur (2001 Draftı 38.)
Bu yıl vidaları gevşetmiş gibi gözükse de Memo All-Star mertebesine ulaşmış az sayıdaki 2. tur oyuncusundan biri. Yaklaşık 1 yıl önce 12 Ocak 2009 da attığı 43 sayı ile Tony Parker (55) , Dirk Nowtitzki (53), Manu Ginobili (48) ve Drazen Petrovic (44) den sonra bir maçta en çok sayı atan 5. Avrupalı oyuncu. Yıllar ilerledikçe bir Donyell Marshall olma yolunda ilerliyor. Hep dışardan atmak yerine alçak post oyununu biraz daha kullanması lazım. Kevin Garnett’i sırtına alıp etrafında döndükten sonra dribblingiyle geçip ters smaçla bitirdiği pozisyonu hatırlayanınız var mı? Ya da şöyle sormak daha doğru olur. Görüp de unutabilen var mı?

7.Mo Williams (2003 Draftı 47.)
Oyuncu kurucu yetenekleri sınırlı olan ve ligin iyi atıcılarından biri olan Mo Williams için, oyunu genelde LeBron’un kurduğu Cleveland biçilmiş kaftan.

8.Marc Gasol (2007 Draftı 48.)
Sakallı kardeşlerin ikincisi de lige adımını attı ve her geçen gün adından biraz daha söz ettiriyor. Çoğu Avrupalı oyuncu gibi bilinçli basketbol oynayan Marc Gasol, gün geçtikçe takım olma yolunda iyi adımlar atan Memphis’de sistem oturdukça potansiyelini daha iyi yansıtacaktır.
9.Paul Milsap (2006 Draftı 47.)
Geçen yıl Boozer’ın sakatlığında daha çok sorumluluk aldı ve çok iyi bir şekilde altından kalktı. Utah geçtiğimiz yaz onu elinde tutmak için çok uğraştı ve takımdan gitmesine kesin gözüyle bakılan Boozer’ın yerine seneye ilk 5 e yerleşecektir.

10.Carl Landry (2007 Draftı 31.)
En iyi 6. adam ödülünü yarışında şu ana kadar Jamal Crawford ile birlikte açık ara favoriler. Ribaundlara katkısı az olsa da kenardan gelip skora direkt etki eden ve son çeyrekte sorumluluk alan bir oyuncu. İyi atamadıkları günlerde bile sahaya koydukları mücadeleyle bir şekilde maçın içinde kalmayı başarabilen Houston’da Landry’nin kritik anlardaki performansı onlara bu yıl birçok maç kazandırdı.

Udonis Haslem (2002) , Kyle Korver-Marquis Daniels (2003) , Chris Duhon-Anderson Varejao-Andres Nocioni-Trevor Ariza (2004) , Ryan Gomes-Kelenna Azubieke ve Louis Williams (2005) adı anılması gereken diğer oyuncular. Özellike Louis Williams ile Kelenna Azubieke ilerleyen yıllarda kariyerlerinde gelişme göstermesini beklediğim oyuncular.Son olarak 2008 yılında draft edilen Chris Douglas-Roberts’ın , çenesini tutup çalışmaya devam ederse başarılı bir NBA kariyeri olabilir.

En kötü Draft Seçimleri
2000 lerin başında lige giren genç yetenekler oldukça sınırlıydı. Bana göre tüm zamanların en zayıf draftı olan 2000 draftında seçildiği sıranın hakkını veremeyen oyuncular saymakla bitmez. Günümüzde NBA’de aktif olarak oynayanlar arasında Micheal Redd, Hidayet Türkoğlu , Jamal Crawford ve Kenyon Martin’den başka takımlarına iyi katkı yapabilen oyuncu yok.

1. Darko Milicic (2003 Draftı 2.)
Daha şimdiden 2 sayı kralı, bir normal sezon MVPsi, bir NBA Finallerinin MVPsi, bir En İyi 6. Adam ödülü sahibi, 7 All-Star, 4 ligi sürükleyen Superstar ve sayısız, takımlarına iyi katkı yapan rol oyuncusu çıkartan 2003 Draft’ında Detroit Pistons’ın yaptığı seçim uzun yıllar dillerden düşmedi ve düşmeyecek. Joe Dumars’ın, takımın başına gençlerle oynamayı çok sevmeyen, tecrübeli ve olgun oyuncuları tercih eden Larry Brown’ı getirmesi yaptığı Draft seçimiyle tezat kaçıyor. NBA’e adım atmadan önce sadece 2. ligde basketbol oynamış bir oyuncuyu gençleri kullanmayı tercih etmemesiyle ünlü bir koça teslim etmesinin Dumars’ın asıl yanlışı olduğunu düşünüyorum. Milicic’in lige çok erken adım atması ve ona takım tarafından hiç süre verilmeyerek özgüveninin yerle bir edilmesi büyük bir yeteneğin heba olmasına yol açtı. Evet bence Darko Milicic çok büyük bir yetenek ama NBA kariyerinde iyi bir blokçu olmaktan öteye gidemedi. Arkasından seçilen oyuncuların kalitesine bakınca bu listede 1. sıra kaçınılmaz olarak Milicic’in.

2. 2001 Draftı Liselileri ( Kwame Brown 1. , Tyson Chandler 2. Eddy Curry 4. Desagana Diop 8.)
Fizikleri çok üstün olmasına karşın yontulmamış bu 4 oyuncudan, Tyson Chandler iyi bir ribaundcu ve savunmacı olarak kendini kabul ettirdi. Eddy Curry bu oyuncular arasında geçtiğimiz yıllardaki performansıyla en çok ön plana çıkan isim ancak onun da önce kalbindeki sorun ve sonrasında yaşadığı diz sakatlıklarıyla kariyeri bitme noktasına geldi. Desagana Diop Avery Jhonson’ın Dallas’ında savunmasıyla ön plana çıkarken tekrar ortadan kayboldu. Bi de Kwame Brown vardı di mi?

3.Nikoloz Tskitishvili (2002 Draftı 5.)
Kariyerine Yunanistan’ın Panionios takımında devam eden Tskitishvili NBA hiç bir varlık gösteremeyerek 3 sayı 1.8 ribaund ortalamaları ile NBA kariyerini tamamladı. Yorumcu ve spikerlerin uzun yıllarca o ismi telaffuz etmemek için kariyerini sabote ettikleri iddiası ortaya atılsa da henüz kanıtlanamadı. Charles Barkley’in olayda büyük parmağı olduğu söyleniyor.

4.Eddie Griffin (2001 Draftı 7.)
2000-2001 sezonu devam ederken gelecek draftda ilk sıradan seçilmesi beklenen Eddie Griffin olumsuz tavırları nedeniyle 7. sıraya kadar sarktı. Çaylak yılındaki istatistikleri çok kötü olmasa da potansiyeli sahada gösterdiğinden çok daha fazlaydı. Alkol problemleri yaşayan Griffin 2003-2004 sezonunu rehabilitasyon merkezinde geçirdi ve hiç maça çıkmadı. 2006 yılında, kendi kullandığı arabasıyla hareket halinde pornografik video izleyip masturbasyon yaparken park halindeki bir araca çarptı.17 Ağustos 2007 günü sabaha karşı aracıyla ilerlerken, uyarılara aldırmayıp hemzemin geçitten geçmeye çalışınca trenle çarpışan arabası alev aldı. Vücudu tanınmayacak hale gelen Eddie Griffin’in kimliği otopsi raporu sonucu ortaya çıkarıldı ve vücudunda yüksek miktarda alkol olduğu tespit edildi.Lenny Bias , Jason Collier ve Malik Sealy’nin ardından trajik bir şekilde hayata gözlerini yuman bir başka basketbolcuydu.

5. Jay Williams (2002 Draftı 2.)
Çaylak yılında ortaya fena olmayan istatistikler koyup gelecek için iyi bir ışık veren Jay Williams burada olmayı ne kadar hak ediyor tartışılır. İlk yılının sonunda motosikletiyle giderken yaptığı kaza sonucu kariyeri sona erdi. Önceleri uzun bir süre yürümekte zorlansa da sonrasında basketbola dönmeye çalıştı ama tutunamayıp vazgeçti. Profesyonel bir sporcu sorumluluk sahibi olmalı. Motosiklet kullanması yasak olmasına rağmen bir yarış motosikleti üzerinde hız yapması kendi sonunu getirdi ve o yüzden bu listede. Kontratındaki madde nedeniyle hiç para ödemeden fesh etme hakkına sahip olan Bulls bir büyüklük yaparak Williams’ın kontratını 3 milyon Dolarlık bir meblağ ile satın aldı.

6.Shaun Livingston (2004 Draftı 4.)
Sadece potansiyellerini yansıtamayan oyuncuları değil başka nedenlerle hayal kırıklığı yaratanları da eklemek istedim. Yeni Magic Johnson denilen Livingston bu yüzden bu listede.Liseden direk olarak lige katılan ve daha ilk yılında iyi katkı vermesi beklenilen oyuncu daha lig başlamadan yaşadığı sakatlıklar sonucu NBA’de herhangi bir varlık gösteremedi.

7.Rafael Araujo (2004 Draftı 8.)
Arkasında Andre Iguodala’nın seçildiği ve daha alt sıralarda Andris Biedrins, Al Jefferson, Josh Smith , JR Smith gibi oyucuların bulunduğu draftdan çıkan Araujo 2.8 sayı 2.8 ribaundluk kariyer ortalamalarıyla 3 yıllık NBA kariyerini tamamladı.Kariyerine Brezilya Liginde bir yıldız olarak devam ediyor.

8.Shelden Williams (2006 Draftı 5.)
Başarılı bir kolej kariyerinin ardından pota altındaki mücadelesi ve bloklarıyla NBA takımlarının ilgisini çeken Shelden Williams NBA de beklenen performansı bir türlü sergileyemedi.

9.Adam Morrison (2006 Draftı 3.)
2006-2007 sezonu öncesi yılın çaylağı ödülü için favori oyuncum Morrison’dı ancak savunmadaki zaafları ve düşük yüzdeyle hücum etmesi aldığı dakikaların kısıtlanmasına neden oldu. Aynı yılın yazında geçirdiği ağır sakatlıktan sonra asla beklenen noktaya ulaşamayacak gibi gözüküyor.

10.Tyrus Thomas (2006 Draftı 4.)
Sağlam fiziki yapısı ve muazzam atletik yeteneklere sahip olan Tyrus Thomas NBA’e girdiğinden beri oyununda hiç bir gelişme gösteremedi. Draft öncesi zaman zaman maçlardan kopuyor herşeyini sahaya yansıtmıyor şeklinde eleştiriler alıyordu. Bunların doğru olduğunun 4 yıllık NBA kariyerinde kanıtlandığını düşünüyorum.

En iyi Draft seçimleri

2. turdan seçilen bir oyuncu ile 1. turdan seçilen bir oyuncunun gördüğü saygı farklı. 2. tur oyuncularının genelde katkı yapması çok da beklenmez ve aldıkları kontratlar daha kısadır, kendilerini kanıtlamak için daha kısıtlı bir süreye sahipler.Bu yüzden ilk turda arka sıralardan seçilen oyuncuları kendi içlerinde ve 2. turdan seçilen oyuncuları kendi içlerinde sıraladım.

1. Joe Johnson (2001 Draftı 10.)
Joe Johnson’ın üstünde seçilen 3 oyuncu Rodney White, Desagana Diop ve Eddie Griffin. Atletik yeteneklerinin sınırlı olması ve draftdaki potansiyelli liseliler onun aşağılara düşmesinde önemli etkenlerden. Boston tarafından draft edilen Johnson ilk yılında çok etkili olamayınca uzun yıllar sonra playoff yarışına katılan Celtics onu, kadrosuna veteran oyuncular katmak adına sezon ortasında, kadrosunda Stephon Marbury’i bulunduran Phoenix’e gönderdi. Marbury her zamanki gibi topu kimseyle paylaşmayınca burada çok etkili olamadı ancak 2003-2004 sezonun ortasında O takımdan ayrılınca Johnson kendini kanıtlamak için bir fırsat buldu ve bunu çok iyi kullandı.Bir sonraki sezon kontratı bittiğinde kısıtlı serbest oyuncu (Restricted FA) olarak serbest kaldı.Phoenix’in ilk tekliflerini beğenmeyen ve daha büyük bir rol almak isteyen Johnson Atlanta ile 70 milyon dolarlık bir anlaşma imzaladı ve Suns yönetiminin kendini bırakmasını istedi. İstikrarlı bir duş şutu var , top hakimiyeti üst düzeyde ve iyi bir saha görüşü var. Zaman zaman PG de oynayabilen Johnson ligde gözardı edilen yıldızlar arasında. İyi bir lider ve kritik anları oynamaktan korkmuyor.Atlanta organizasyonun attığı akıllı hamleler (Shelden Williams hariç) sonucu etrafındaki kaliteli kadroyla JJ önderliğinde yıllar sonra contender bir takımlar.

2.Amar’e Stoudemire (2002 Draftı 9.)
Hiç savunma yapmamasına, kendisinin ve takımın bu kadar etkili olmasını sağlayan sistemde pivot oynamak zorunda olduğu için mızmızlanmasına ve verdiği demeçlerle takımda huzursuzluk çıkarmasına rağmen Amar’e ligin en etkili skorerlerinden birisi. Mükemmel atletik yeteneklerinin yanına iyi bir orta mesafe şutu da ekleyen Amar’e saha dışındaki negatif yönlerine rağmen çok çalışkan bir oyuncu. Saha içinde ise hücumda aynı şekilde özveriyle oynamasına karşın savunmaya hiç bulaşmıyor ve onu takas etmek isteyen Phoenix’in alıcılarının tereddüt etmesine neden oluyor. Geçirdiği ağır sakatlık sonrası çok iyi çalışıp eskisi gibi dönmesini takdir etmek lazım. Draftda Amar’e yerine tercih edilen oyuncular arasında Dejuan Wagner, Tsikitishvili , Chris Wilcox bulunuyor. Oyunun tek yönünü oynaması ve liderlik vasıflarından yoksun olması nedeniyle Amar’e 2. sırada.

3.Tony Parker (2001 Draftı 28.)
28. sıraya düştüğü için hayal kırıklığına uğradığını söyleyen Parker aslında seçildiğini için şanslı bile sayılabilir. Draft öncesi Spurs ile workouta çağırılan ancak savunmada fiziki zaafları nedeniyle ezilen Parker’ı Popovich anında geri gönderdi. Daha sonra Fransadaki yıllarından kasetleri izleyen Popovich ona 2. bir şans daha verdi ve bu sefer Parker’ın daha iyi bir izlenim bırakması sonucu draft edildi. İlk yıllarında çok istikrarsız bir görüntü çizen Parker bazı maçlarda tamamen sahadan siliniyor ve özgüveni yerle bir olmuş bir oyuncu izlenimi veriyordu. Bir sonraki maç ise 30 sayı atabiliyordu. İlerleyen yıllarda hem saha içindeki oyunuyla hem de saha dışındaki başarılarıyla (Eva Longoria ile evlenmesi ;)  ) özgüvenini kazandığını görebiliriz.En büyük özelliği çabukluğu ve pota altındaki bitiriciliği olan Parker’ın oyunun temeli potaya yaptığı saldırılar ve kendine güvenin yerine oturması onun daha korkusuzca içeri dalması anlamına geliyor. NBA’de uzunlar ve diğer tüm oyuncular dahil son yıllarda boyalı alandan en çok sayı bulan isimlerden birisi.2007 yılında finallerde tutturduğu 25 sayı ortalaması ile NBA tarihinde finallerin MVP’si seçilen ilk Avrupalı oyuncu unvanına sahip. Oyun kurucu yetenekleri sınırlı olsa da ligdeki çabuk oyunculardan birisi ve ilerlettiği dış şutu onun skor potansiyelini arttırıyor.

4.Zach Randolph (2001 Draftı 19.)
NBA’deki ilk iki yılında potansiyelli bir oyuncu olarak bilinen ancak sahaya pek fazla bir şey koyamayan Randolph , 2003-2004 yılında beklenen gelişimi gösterdi ve o yıldan beri ligin elit pota altı skorerleri arasında. Kariyeri boyunca Memphis’e gelene kadar ligdeki ‘kara delik’lerden biri olan Randolph her aldığı topu potaya atıp, bir pota altı oyuncusu için düşük yüzdeyle oynayıp bolca top kaybı yapıyordu. Bu yıl Memphis’de gösterdiği performans ile bu listede 4. sırada olan Randolph’un top kaybı ve saha içi yüzde istatistikleri kariyerinin en iyisi.Diğer istatistiklerinde belirgin bir atış olmamasına rağmen Memphis maçlarını izleyenler ondaki değişimi görebilirler.Bu yıl yeteneklerinin yanına mücadelesini de koyan Randolph savunmada gayret gösteriyor ve her ribaundu kovalıyor.

5.Richard Jefferson (2001 Draftı 13.)
Atletik yetenekleri çok üst düzeyde bir oyuncu olan Jefferson kariyeri boyunca zıplamaktan başka şeyler yapabildiğini de gösterdi.Bolca top kayıpları da buna dahil.Ortalama üstünde bir savunmacı, istikrarlı olmasa da iyi sayılabilecek düzeyde bir dış şutu var.Bu yıl San Antonio gösterdiği performans beklenenin çok altında.Popovich’in sistemine alışma sürecinde olduğu ve zaman ilerledikçe istatistiklerini yukarı çekeceği düşünülürken 70 maçı geride bıraktığımız sezonda Jefferson’dan bir hareketlenme göremedik.Onu performansı yaşlanan San Antonio’nun şampiyonluk umutları için çok önemli çünkü, ne kadar bunu söylemek beni üzse de, 25 Nisanda 34 yaşına basacak olan, Duncan eskisi gibi değil.

6.Danny Granger (2005 Draftı 17.)
4 yıllık kolej kariyerinin ardından Indiana Pacers tarafından draft edilen Granger, geçtiğimiz yıla kadar her yıl sayı ortalamasını 6 arttırıp ligin etkili hücum silahlarından birisi haline geldi. Maçta istatistik kağıdını top çalma ve blok dahil her alanda doldurabilen Granger bu yıl sakatlık dönüşü yüzdelerinde büyük bir düşüş yaşadı.Etrafında takım kurulabilecek bir yıldız olduğunu düşünmüyorum ancak ligin en iyi şutörlerinden birisi ve komple bir oyuncu.Bende hep şutu daha iyi ama atletik yetenekleri biraz daha kısıtlı olan bir Scottie Pippen havası yaratıyor.

7.David West (2003 Draftı 18.)
2003 draftının bir başka ürünü olan West, Chris Paul ile birlikte oynamanın getirdiği avantajla birlikte ligin iyi pota skorerlerinden birisi olarak adını duyurdu. Daha çok sayılarını yüksek yüzdeyle attığı orta mesafe şutundan bulsa da pota altı oyununu biraz daha geliştirmiş gözüküyor.

8.Kevin Martin (2004 Draftı 26.)
Pozisyonuna göre çok zayıf ( 83 kg) ve çok kötü şut stili olan bir oyuncu Kevin Martin. Aynı zamanda %40 la üçlük atabilen iyi bir savunmacı. Bu tezatlar içerisinde ligdeki 6. yılını geçiren Martin kaliteli bir skorer olarak kendini kabul ettirmiş durumda.Bu yıl Tyreke Evans’ın katılımı ve topu çok domine etmesi hem Martin’in istatistiklerinde düşüşe neden oldu hem de katkı verme çabası içinde olan Martin’in top eline geçtiğinde zorlaması sonucu yüzdelerinde de bir düşüşe neden oldu. Yeni takımı Houstonda daha yüzdeli bir performans sergileyen Kevin sayı ortalamasını da yükseltmeyi başardı.

9.David Lee (2005 Draftı 30.)
Lige girdiği ilk yıldan itibaren mücadelesi ile bir çoklarının favori oyuncuları arasına giren David Lee yıllar ilerledikçe her sezon oyununa birşeyler katmayı başardı. 2. yılında benchden gelerek double-double ortalamalar tutturdu ve NBA tarihinde Kevin McHale’den başka bunu başarabilen 3. bir isim olduğundan şüpheliyim. Araştırmalarım sonucu kesin bir bilgi edinemedim. Mike D’Antoni’nin sisteminde takımlarının her maç daha fazla şut kullanması Lee’nin artan istatistiklerinde bir etken olsa da kendisine iyi bir orta mesafe şut ve bir kaç pota altı hareketi eklemiş durumda.

10.Rajon Rondo (2006 Draftı 21.)
Son 2 yılda Rondo , 2007 NBA finallerindeki tedirgin görüntüsünden çok uzak.Çok kaliteli bir atlet , iyi bir savunmacı olmak için her özelliğe sahip ve savunmada gösterdiği gayretin sonucunda bana göre ligdeki en iyi savunmacı PG.İçeri driveları çok etkili ve hücumda doğru adamı bulma becerisi üst düzeyde.Dış şutunun neredeyse sıfır olması rakip savunmaların onu riske etmesine ve kendisini bir adım geriden savunup drivelarını daha iyi savunmasına yol açıyor.Oyun stili ve fiziki yapısı gibi bilekleri de çok sert ve ne kadar çalışırsa çalışsın iyi bir şutor olacağını düşünmüyorum.Ancak her şeye rağmen dış şut tehditinin hiç olmaması kabul edilebilir gibi değil.Şut sokabildiği takdirde skor potansiyeli çok fazla artacak ve bence şutör bir Rondo bu ligde gerçek bir süperstar olur.

Hidayet Türkoğlu (2000), Gerald Wallace-Samual Dalembert (2001),Caron Butler (2002), Josh Howard-Leandrinho Barbosa-Boris Diaw-Kendrink Perkins (2003),Josh Smith-JR Smith (2004), Rodney Stuckey-Aaron Brooks (2007) bu listede bahsedilmesi gereken diğer oyuncular.

Son olarak geçtiğimiz yılın draftına bakarsak
AJ Price,Chase Budinger,Marcus Thornton,Jonas Jerebko,Dejuan Blair,Sam Young 2. turdan lige katılıp ses getiren oyuncular. Bunların arasında Jerebko ileriki yıllarda büyük gelişme göstermesini beklediğim komple bir oyuncu. Kolej kariyerinde geçirdiği ağır sakatlık ve pozisyonu için kısa olan boyu sonucu 2. tura düşen Dejuan Blair de çok kaliteli maçlar çıkardı ve 13 Ocak’da Oklohama’ya karşı 28 sayı 21 ribaund’lık bir performans ortaya koyarak 20-20 yapan bir kaç çaylakdan birisi oldu. Chase Budinger atletik bir beyaz ve iyi bir şutör. Başarılı bir kolej kariyerinin artından lige katıldı ve sakatlanana kadar Houston’a iyi bir katkı veriyordu.Son dönemde çaylakların ve Avrupalı oyuncuların alışık olmadığı yoğun maç temposu namı diğer çaylak duvarından nasibini almış gibi gözüküyor.Son olarak Marcus Thornton 2 numara pozisyonu için fiziğinin yetersiz olmasına karşın son dönemde çok iyi maçlar çıkardı.Dışarıdan iyi bir isabet oranıyla oynuyor ve Hornets’ın en sıkıntılı bölgesi olan shooting guard pozisyonunda iyi maçlar çıkartıyor.

Bu draftın ilk 10 sıranın altından seçilen en kaliteli oyuncusu seçmek istersek de benim oyun Omri Casspi’ye.İyi bir şutör ve çok mücadeleci bir oyuncu.Sert bir oyun stili var.Atletik bir Nocioni izlenimi veriyor.

Hasheem Thabeet’i ise 2009 Draftının en büyük hayal kırıklığı olarak adlandırabiliriz. İzlediğim maçlarında boyuna ve kilosuna göre hareketli bir oyuncu gibi gözükse de maçlarda çok basit hatalar yapıyor.Maç başına 11 dakika süre alıp yaptığı 1.2 blok etkileyici ancak 11 dakikada ortalama 2 faul yapması daha da etkileyici.Her şeye rağmen ileriki yıllarda ligin en iyi pota altı savunmacısı olmasını beklediğim Thabeet’in pota altında Randolph ve Marc Gasol’u bulunduran bir takım tarafından draft edilmesi bu seçimi daha kötü kılıyor.

Sinan Cem Civili


2010 Normal Sezon Ödülleri

2010 Normal Sezon Ödülleri Değerlendirmesi

En Değerli Oyuncu:

LeBron James (29.7 sayı 7.3 ribaund 8.6 assist 1.6 top çalma 1 blok)

LeBron’u bir cümle ile tanımlamak gerekirse ; ‘Tek kişilik ordu’ son derece yerinde olur. İstatik kâğıdına koydukları çok çarpıcı, sahaya çıktığında ise korkunç görünüyor LeBron. Neredeyse üçlükten başladığı turnikeleri, orta sahadan attığı bilek şutları, tüm sahayı ceylan gibi seke seke geçerek bitirdiği hızlı hücumları, konsantre olduğunda savunmadaki muazzam etkinliği ile basketbol severlere daha önce hiç görmedikleri bir gösteri sergiliyor. Ne zaman saldıracağını ve duracağını daha iyi bilen LeBron, maç içinde gerektiğinde vites yükseltip tek çeyrekte maç istatistiği yapıyor ve maçın geri kalanını dinlenerek geçiriyor.

Oylamayı 2. sırada bitiren Kevin Durant bir başka üstünde durulması gereken isim. Herkes LeBron açık ara favori diyordu ancak Thunder ligi 8. değilde 2. bitirseydi işler çok daha farklı olabilirdi. Batıda 2-8 arası takımlar son birkaç maçta belirlendi ve Thunder 2 hafta kala ligi 3. sırada götürüyordu. Durant’in Oklohoma’daki oyunu, gösterdiği liderlik ve takımı taşıdığı nokta gerçek bir MVP performansı. Ligi sayı kralı olarak bitirmesi için topu domine etmesi gerekmiyor. Takım arkadaşlarının oynamasına izin verip set hücumunda bitirici rolü çok iyi oynuyor. Aynı zamanda kendi şutunu yaratabilmesi ve etkili içeri driveları ile durdurulamaz bir sayı makinesi. MVP ödülünde oy toplayan bir başka isim ise Dwight Howard. Belki hücumda beklenen noktaya hiç ulaşamayacak olsa bile sahadaki varlığı bir takımın çehresini değiştirmesi için yeterli.

En iyi Savunmacı:

Dwight Howard (13.2 ribaund 2.9  blok 0.9 top çalma)

Bu ödülün galibi sezon başından belliydi. İki sezon üst üste hem ribaund hem de blok kategorilerinde lig lideri olan ilk oyuncu olan Howard tarihe geçti. Bu ödülü 2 sezon arka arkaya kazanan 7. oyuncu oldu ve sakatlık vb. herhangi bir aksilik olmazsa 3. kez alıp bunu başaran ilk oyuncu olmaya çok yakın.

Josh Smith ve Gerald Wallace 2. ve 3. sırayı aldılar. 4 numara pozisyonunda da oynayabilen bu iki kanat oyuncusu sezonun büyük bölümünü 3-4 numara arasında geçirdi .Takımlarında benzer roller üstlenen Smith ve Wallace’ın ribaundlara büyük katkısı(8.7 – 10) , çaldıkları toplar (1.8 – 1.5) , yaptıkları bloklar (2.1 – 1.1 ) ve birebir savunmadaki etkinlikleriyle takımlarının savunma dirençlerinin temel taşı oldular.

En Çok Gelişme Kaydeden Oyuncu:

Aaron Brooks (19.6 sayı 2.6 ribaund 5.3 assist)

Yao Ming’in sakatlığı ve Ron Artest , Tracy McGrady , Rafeer Alston gibi oyuncuların ayrılmasının ardından takımdaki rolü artan Aaron Brooks , bu çağrıya geçen yıla oranla sayı ortalamasını 8.4 arttırarak cevap verdi. Dış şutları çok etkili ve son derece hızlı bir oyuncu olan Brooks fiziki zafiyetleri yüzünden sıkıntı çekse de skor potansiyeli sınırlı olan Houston takımına son derece değerli 20 sayılık bir katkı yaptı.Takıma geçen yıl katılan Kevin Martin ve sakatlıktan dönmesi beklenen Yao Ming takviyeleriyle birlikte , topu zaman zaman çok fazla domine eden Brooks’un biraz daha takımı oynatmayı düşünmesi Houston’ın yararına olacaktır.

2.liği 3 oyuncu paylaştı; Kevin Durant , Marc Gasol ve George Hill. Bana göre bu ödülü hak eden oyuncu Kevin Durant’dir. Brooks’un maç başına aldığı süre 10.5 dakika artarken Durant’inki yalnızca 0.5 oranında arttı ve sayı ortalamasını 25.3’den 30.1’e çekti ki bunun 10 ortalamadan 15’e çıkarmaya oranla çok çok çok daha zor olduğunu söylemeye gerek yok sanırım.

En İyi 6. Adam:

Jamal Crawford (18.5 sayı 2.5 ribaund 3.0 assist)

Kariyeri boyunca başarısız takımlarda oynamış ve playoff yüzü görememiş bir oyuncu olan Crawford, Atlanta’ya giderken insanların kafasında bazı soru işaretleri vardı. Kariyeri boyunca şut seçimleri çok eleştirilmiş, hep ilk 5 başlamış ve maç kaybetmesi beklenen ve kazanmak için sahaya çıkmayan takımlardaydı. Bu ortamlardan, Atlanta gibi büyük hedefleri olan bir takımın benchine nasıl uyum sağlayacağı merak konusuydu. Jamal Crawford kendisine biçilen rolü ilk günden kabullendi. Medyaya tanıtıldığı gün ‘Bu ayarda takımlara gelirken egonuzu kapının önünde bırakmanız gerekir’ sözleri kafa olarak hazır olduğunu gösteriyor. Sezon boyunca Crawford kenardan çok değerli 18 sayılık bir katkı yaptı ve en önemlisi şutlarını seçerken dikkatli davrandı. Bir düzenin içine geldiğini ve kimsenin ayağının üstüne basmak istemediğini söyleyen Crawford en yüksek yüzdeyle oynadığı sezonunu geçirdi ve top kayıplarını bir hayli azalttı. 1 numara pozisyonunda da oynayabilmesi ile takımına esneklik kazandırdı. Genelde maçı bitiren beşin içindeydi ve kritik anlarda sorumluluk almaktan çekinmemesiyle maç kazandıran basketlere ve maçların son bölümlerinde etkili oyunlara imza attı.

Crawford açık ara 1. olurken geçen yılın ödül sahibi, bir başka yedek sayı makinesi Jason Terry 2. ve savunması, ribauntlara katkısı ve gösterdiği çabayla Cleveland’a itici güç olan Anderson Varejao 3. oldu.

Yılın Koçu:

Scott Brooks ( Oklahoma City Thunder 50-32)

Thunder 2008–2009 sezonuna 3–29 gibi felaket bir derece ile başladı.1–12’ ile sezona giren Oklahoma PJ Carlesimo’yu kovarak Scott Brooks ile yolda devam etti. 3-29’lük periyodun ardından Brooks yönetiminde Thunder kalan 50 maçının 20 sini kazanarak iyi sinyaller vermeye başlamıştı. Geçtiğimiz yıl, 08–09 sezonundan 27 galibiyet daha fazla alan Thunder NBA tarihindeki en büyük 6. sıçramayı gerçekleştirerek playofflara kalmayı başardı. İlk turda 6 maç sonunda Lakers’a boyun eğen Oklahoma 6. maçın son saniyesinde savunma ribaundunu alamamaları sonucu seriyi 7. maça uzatma şanslarını kaybettiler.

Takımın başına getirildikten sonra Brooks’un yaptığı ilk hamle Kevin Durant’i 3 numaraya çekmek oldu. Böylece verimliliği artan Durant’den daha çok yararlanmak için kullandığı, yüksek postta kısanın perdelemesinden çıkarak faul çizgisi üstünde Durant’e boş şut pozisyonu yaratan setinden oldukça faydalandı. Oyuncularla iyi ilişkiler kurabilmesi ve savunmaya verdiği önemi antrenmanlarda saatlerce savunma setleri üzerinde çalışarak oyunculara vurgulaması Thunder’a başarıyı getiren etmenlerden oldu.

Oylamada Milwakuee Bucks ile beklentilerin çok üstüne çıkan Scott Skiles 2. , tüm sakatlıklara rağmen Portland’ı playoff potasında tutup 50 galibiyet aldıran Nate McMillan 3. sırayı aldılar.

Yılın Çaylağı:

Tyreke Evans ( 20.1 sayı 5.3 ribaunt 5.8 asist 1.5 top çalma)

Sezona, Brandon Jennings’in 55 sayılık performansının gölgesinde başlayan çaylaklar arasında Tyreke Evans’ın adı ilk 1-2 hafta yılın çaylağı ödülü adayları arasında pek fazla zikredilmiyordu. Herkes Brandon Jennings’in buna benzer maçlar çıkartıp çıkartamayacağını ve hazırlık döneminde mükemmel bir izlenim bırakan Blake Griffin’in döndükten sonra göstereceği performansı merak ediyordu. Jennings sezon boyunca o maçın ağırlığı altında ezilerek %37 ile şut attı ve sakatlığı nükseden Griffin’in dönüş planları suya düştü. Tyreke Evans ise sezon boyunca bir çaylaktan beklenmeyecek kadar istikrarlı bir performans sergiledi. İlk birkaç maçtaki tutuk görüntüsünü üzerinden atan Evans Sacramento şehrine yeni bir hava getirip, kulübün yüzü ve etrafında takım kurulacak bir superstar adayı olarak taraftarları heyecanlandırmayı başardı.

Oscar Robertson, Michael Jordan ve LeBron James ile birlikte çaylak yılında 20-5-5 istatistiklerini tutturan 4. oyuncu oldu. Boyuna oranla fiziki yapısı çok üst düzeyde güçlü bir oyuncu. Uzun kolları ona büyük avantaj sağlıyor. İçeri driveları çok etkili. Çok üst seviye olmasa bile iyi bir atlet ve vücut fakeleriyle potaya giderken kendisine rahatça yer açabiliyor. Dış şutlarını istikrarlı bir şekilde sokamaması ve zaman topla çok oynayarak hücumun akışını bozmasını eksikleri arasında sayabiliriz. Top kayıplarına da Evans’ın daha fazla dikkat etmesi gerekiyor.

Sezona yavaş giren Stephen Curry’nin şubat ayından itibaren 21,9 sayı 5,1 ribaunt 7,5 asistle oynadığı son 3 ay ona ödülü getirmeye yetmedi ve 17,5 sayı 4,5 ribaunt 5,9 asist 1,9 top çalma sezon ortalamaları ile 2. sırayı aldı. 3. sıra ise Milwakue’nin çaylağı Brandon Jennings’in oldu.

Yılın Genel Menajeri:

John Hammond (Milwakue Bucks)

Ligin en iyi yöneticisine verilen bu ödülün haklı galibi John Hammond. Draftda 10. sıradan Brandon Jennings’i alan Hammond sezon boyunca takıma kenardan önemli katkı yapan Ersan İlyasova ile sözleşme imzaladı. Richard Jefferson’ın büyük kontratından kurtulmak amacıyla San Antonio’ya gönderirken karşılığında, takımın soyunma odasında ihtiyaç duyduğu veteran figür eklemek adına Kurt Thomas’ı aldı. Pota altını güçlendirmek adına Hakim Warrick ile sözleşme imzalayıp , sezon içinde takıma büyük katkı veren Carlos Delfino’yu kadroya kattı. Michael Redd’in sakatlığı sonucu ve Ersan’ın oyunundan aldığı güvenle sezon ortasında yeni transfer Hakim Warrick’le yolları ayırıp John Salmons’ı takıma katması Bucks’ı daha kaliteli bir takım yaptı.

Hazırlayan: Sinan Cem Civili

Batının 3 Atlısı Lakers’ın Peşinde

Lakers batıdaki diğer tepeye oynayan takımlardan bir kademe üstün gözükse de Denver , Utah ve son takastan sonra Dallas kadro kaliteleri bakımından Lakersla baş edebilirler. Hatta bazılarına göre yetenek bazından bakıldığında Denver ve Dallas, Lakers’dan üstün durumdular. Bu yazıda Batı Şampiyonluğu için sürpriz yapabilecek takımları inceleyeceğiz.

Denver Nuggets

Hem koşabilen hem de savunma yapabilen bir takım Nuggets. Chauncey Billups birebir savunmada çok etkili.Potaya driveları eskisi gibi olmasa da kalın vücuduyla hala sonuca gidebiliyor, dış şutları çok can yakıyor ve faul atışları da hala mükemmele yakın. İyi bir saha içi lider ve hücumları yönetmesi için topu eline alması gerekmiyor. JR Smith kontrolden çıktığında, Carmelo ritim bulamadığında takımın dizginlerini eline alıp en doğru hücumu yönetmek Billups’ın işi. Ama en önemlisi Billups’ın çok kritik maçları ve çok yüksek tansiyonlu dakikaları oynamış olması. Carmelo hakkında söylenecek çok fazla bir şey yok.Ligin en etkili 3-4 hücumcusundan birisi ve çok yönlü hücum silahları var.Denver’ın 2 büyük sorunu var 2 numara ve pota altı.

Kenyon Martin’in playofflara dönmesi bekleniyor Martin olmadan işleri oldukça zor. Martin 4 numarada ligin en iyi savunmacılarından birisi belki de en iyisi. Sırtı dönük savunması çok iyi.Chris Andersen içeri drivelarda boyalı alanı iyi koruyor ve ikisi yan yana pota altını iyi savunuyorlar. Nene’de savunmada gayret gösteriyor ancak olası bir Lakers eşleşmesinde pota altında işleri zor. Gasol Martin’den oldukça uzun ve Bynum Nene için çok kalın.Chris Andersen’ın zamanlaması ve zıplama yeteneği üst düzey olduğu için iyi bloklar yapıyor ancak Gasol’un sırtı dönük oyunu karşısında ezileceğini düşünüyorum.Pota altında tuzaklı ikili sıkıştırmalar uygulayıp JR Smith ve Carmelo’nun atletiklik yetenekleriyle dışarıya çıkartılan topları savunmayı deneyebilirler ancak Gasol’un yüksek oyun bilgisi sayesinde ona yapılan ikili sıkıştırmalar genelde sayıyla sonuçlanıyor.Lakers’ın pasa dayanan sistemi ikili sıkıştırmaları iyi cezalandırıyor.

JR Smith serinin kaderini değiştirebilecek bir oyuncu. Kobe’nin karşısında durabilecek fiziksel özelliklere sahip ve hücum potansiyeli çok fazla. Sahada kendini kaybedip yaptığı tercihler onun en büyük sorunu ancak hücumun bir parçası olarak oynadığında patlama yapma olasılığı yüksek bir oyuncu. Ligde ritim bulduğunda belki de oyunu en çok yükselen oyuncu JR Smith.Maça girerken zorlamayıp hücum ona gelmesini beklerse daha rahat ritim bulabilir.

Gasol’un çengel şeklinde attığı bloklanması zor şutlarını nasıl durduracakları, JR Smith’in hücumdaki ve Kobe’nin karşısındaki savunma performansı ile Kobe’ye yapacakları takım savunması onların kaderini belirleyecek.

Dallas Mavericks

All-Star arasında yaptığı takasla Dallas kademe atladı. Sahada ruhsuz bir oyun sergileyen , Nowitzki ile problemler yaşayan ve atmaktan başka bişey yapmayan Josh Howard gönderilip karşılığında Caron Butler alındı. Butler hem içeri driveları hemde orta mesafe şutları daha etkili bir oyuncu.Savunma yönüde daha kuvvetli. Kobe’yi Butler’ın tutmasını bekliyorum. Brendan Haywood takviyesi sakatlıklarla boğuşa Dampier’dan başka kalın uzunu olmayan Dallas için ilaç gibi geldi.Kalıplı ve ortayı kapatabilen bir uzun olan Haywood işin savunma yönünde de yetenekli ve gayretleri.Pota altında itiş kakıştan kaçmayıp ribaundlara da yardımcı oluyor. Deshawn Stevenson’da Dallas’ın bir başka sıkıntılı bölgesi iki numarada iyi bir takviye.Kendini genelde maça pek vermeyen bir oyuncu Stevenson ancak playofflarda havaya girip iyi bir katkı verebilir. JJ Barea, Rodrigue Beaubois ve Jason Terry kenardan skora direkt katkı yapabilecek oyunculardan.

Nowitzki sıkıntılı anlarda hücum yükünü çekebilecek bir oyuncu ve şimdi ona kendi hücumunu yaratabilen Butler eklendi. Playy-off larda savunmalar sıkıştığında setlerle boş adamı bulamayınca zor şutları sokabilme yetisine sahip oyuncular daha çok değer kazanıyor(bkz Robert Horry).Bu iki ismin yanında bu yıl iyi bir hücum silahına dönüştürdüğü üçlükleriyle Jason Kidd ve Jason Terry son derece soğukkanlı ve kritik anları seven oyuncular. Batıdaki takımların çoğu hücum olarak üst düzeyde ve sonucu savunmalar belirleyecek. Dallas savunmada özellikle Kobe’ye yapılacak yardım savunmasında işleri sıkı tuttuğunda kritik anları oynayabilecek bu kadar çok el olması onların yararına. Gasol ve Odom pota altı ikilisiyle oluşturulacak bir beşe karşı Kidd-Terry-Butler-Marion-Nowitzki gibi iyi koşabilen ve şut atabilen bir beşle cevap verebilirler. Nowitzki-Haywood ikilisi Gasol ve Bynum’un arkasında durabilecek boy ve kalınlığa da sahipler.

Utah Jazz

Potansiyeli çok yüksek olan bir başka takım Utah. Onlar için kritik olan Kirilenko’nun performansı. O gerçek AK47 gibi takım gediklerini kapatarak, savunmada aktif olarak ve ceza şutlarını keserek oynarsa Utah’ın şansı büyük ölçüde artar. Deron Williams çok üst düzey bir guard.Hücum bilgisi muazzam , şutları keskin ve içeri driveları çok hızlı ve delici.Karşısında Derek Fisher’ın bulunması Utah’ı bu üç takım arasında Lakers’ı elemeye en yakın isim haline getiriyor.

Pota altında Boozer Gasol’a oranla hızlı kalıp iyi iş çıkaracaktır ancak Gasol’a karşı oldukça kısa kalıyor. Onun Gasol’u ne kadar durdurabileceği kritik etkenlerden birisi.Bir başka önemli faktör Mehmet Okur. Son bir ayda arada bir gördüğümüz gibi sahada kendini verdiği zaman çok etkili oluyor. Hafife atılmayacak bir savunmacı, üçlüklerini çok iyi bir düzeye getirdi ve orta mesafeden ve pota dibinde de oynamaya çalışırsa savunmalar onu durdurmakta güçlük çekiyor.

Sloan’ın rotasyonu kafasında belirleyip rakibe göre önlem almaması Utah’ın geçen yıllarda Lakers karşısında başarısız olmasının nedenlerinden birisiydi. Kyle Korver son dönemde tekrardan süre almaya başladı ve Sloan yine Kobe’yi Korver’la savunmaya çalışırsa Utah’ın şansı çok azalır. Wes Mathews ve CJ Miles ile birlikte zaman zaman önüne Kirilenko’yu koyarak Kobe her şutunda en azından bir el göstermeliler

Sinan Cem Civili