Etiket arşivi: Dirk Nowitzki

Avrupalı All Starlar

Devşirme ordular. Orta Asya’dan Viyana kapılarına kadar giden Türklerin ordularındaki enerji küpleri. Müslümanlığı ilk kabul eden devlet olan Karahanlılar’ın ordularında bile Karahanlı olmayan kabilelerin kuvvetleri bulunurdu. İşte o Karahanlılar’dan Osmanlı’ya kadar Türkler ordularında devşirme kuvvetleri kullandılar.

NBA’de ise son moda devşirme uluslararası oyuncular. David Stern’in NBA’de ortak pazar ilan etmesiyle birlikte genişleyen lig, son olarak ülkelere özel günler yapmaya da başladı. Phoenix Suns- Los Angeles Clippers karşılaşmasında Türk gecesiyle birlikte bu gümrük birliğini bir kez daha gördük. Eh NBA’in en önemli organizasyonlarından biri olan NBA All Star hafta sonu da bu genişlemeden nasibini aldı. Toplam 24 oyuncunun mücadele ettiği büyük maçtaki oyuncuların tam 8’de 1’i Avrupalı oyunculardan teşkil ediliyor. Uluslararası oyunculara baktığınız bu oran %25’e kadar geliyor.

İşte biz de 3SAYI olarak sizlere All Star organizasyonunun; nasıl üniversal bir mevzu haline geldiğini, geçmiş yıllarda kimleri kimleri All Star ettiğini inceleyelim istedik. Bakın kimler geçmişte Avrupa’dan gelip, basketbol bayramında yerlerini almış.

NBA Über Alles

            National Geographic’in 2. Dünya Savaşı’yla ilgili belgeseli “Apocalypse”. Alman ırkının nasıl mucizeler yaratabileceğini ve ne kadar çabuk rezil olabileceklerini anlatıyor. Almanlar disipliner insanlardır fakat onlar da bizim gibi zaman zaman önemli düşüşler gösterebiliyorlar. Fakat Almanların NBA’deki iki temsilcisi hiç düşmediler.

Avrupa basketbolunu, Drazen Petrovic’ten sonra NBA mecrasında kanıtlayan en önemli ikinci basketbolcu. Dirk Nowitzki’nin 3 sürüm öncesi. Detley Schrempf. Onu NBA Europe Live’ın Almanya edisyonlarında sık sık görüyoruz. Şimdilerde pek sönük bir adam olsa da oyunculuğunun zirvesinde çok önemli bir adamdı. Tam 3 kez All Star olmayı başardı. Avrupa basketbolu için o dönemlerde bir devrimdi bu. Belki de Dallas’ın risk alıp Dirk Nowitzki’yi seçmesine cesaret veren adam da oydu. 1993, 1995 ve 1997 yıllarında All Star olarak çift yılları sevmediğini de gösterdi. Ona doyamadık ama olsun, gereken bütün özveriyi ortaya koymuştu.

Dirk Nowitzki için pek fazla şey söylemeye gerek yok tabii. Küçük bir cümle ile onun kariyerini ve Avrupa basketboluna katkılarını anlatabiliriz. “Dirk Nowitzki, NBA’de normal sezon MVP’si olan ilk Avrupalı oyuncudur. Tam 9 kez All Star olduğunu da eklersek ilmimizi sona erdirmiş oluruz herhalde. Gerçekten de “NBA her şeyin üzerindedir”.

Rik Smits’i Hatırlayanınız Var mı?

            Yazı için araştırma yaparken Rik Smits ismini görünce çok gerilere gittim. O, basketbolun total basketbol oyuncusuydu. Fakat biz o zamanlar ondan haberdar değildik. Hala da değiliz.

PSV takımıyla özdeşleşmiş Eindhoven kentinde doğan Smits, 2.24’lük boyuyla birlikte 2.29’luk Shawn Bradley’e çok benzetilmişti. Fakat Smits Bradley’nin aksine oyununa çok önemli özellikler katarak All Star olmayı başardı.

1998 yılında Indiana Pacers tarafından draft edilen Smits henüz ilk sezonunda büyülü hafta sonunun bir üyesi oldu. O gün NBA’in geleceğindeki önemli isimlerinden biri sayılan Smits, boyunun getirdiği fiziksel sorunlar nedeniyle 1999-2000 sezonunun sonunda basketbolu bırakmak zorunda kaldı. Gözlerimize 1998 All Star maçında Jayson Williams’a verdiği arkadan pasla birlikte sanatsal bir gösteri sunan Hollandalı oyuncu, kubbede hoş bir seda bırakarak NBA şovundan ayrıldı.

Franco ve De Gaul

            Birisi pota altında Franco kadar despot, diğeri Fransız lideri De Gaul kadar atılgan ve cesur. İspanyol Pau Gasol ve Fransız Tony Parker’dan bahsediyoruz tabii ki. NBA basketbolunun son dönemdeki en önemli isimlerinden ikisi. Gasol 3 kez All Star hafta sonuna dahil olurken Tony Parker’ı 2 kere izleyebildik. İkisi de Avrupalılaşmaya başlayan NBA’in en önemli iki figürü. Örneğin Gasol olmadan Kobe Bryant’ın şampiyon olabileceğini bana iddia edemezsiniz. Aynı şekilde Tim Duncan ve Manu Ginobili’nin de Parker’a zaruretleri olmadığını. Bu iki isim NBA’i çok daha güzel kılıyorlar. İyi ki Avrupa basketbolu NBA’e girebildi değil mi?

Diğer Hemşeriler

            Gelelim diğer Avrupalı hemşerilere. Vlade Divac, Peja Stojakovic, Andrei Kirilenko, Zydrunas Ilgauskas, Chris Kaman ve Mehmet Okur. Hepsi NBA basketbolunu bambaşka bir boyuta sokan isimler. Tabii ki en çok gururla izlediğimiz maç Mehmet Okur’un oynadığı maç. Şu an ki Mehmet’i gördükten sonra içiniz burkulmuyor mu? Umarım Türkiye All Star’a geri döner.

mehmetokur-andreikirilenko

Hazırlayan Erdi Aydemir

Bu yazı dergimiz için 2011 yılında hazırlanmıştır.

2010 Yılının En İyi Avrupalı Basketbolcuları Açıklandı

FIBA üyesi 49 Avrupa ülkesinin basketbol federasyonunu biraraya getiren FIBA Avrupa, halkın ve uzmanların oylamasının ardından Sırp Milos Teodosic’i Avrupa’da 2010’un basketbolcusu seçti. Sıralamada, Hidayet Türkoğlu 6, Ersan İlyasova ise 7. sırada kendisine yer buldu.

Eurolig’de geçen yıl en iyi oyuncu seçilen Olympiakos’un oyun kurucusu Teodosic, 2008 ve 2009’un en iyi oyuncusu İspanyol Pau Gasol gibi bir başka NBA oyuncusu Alman Dirk Nowitzki’nin önünde yer aldı.

FIBA Avrupa’nın listesine Hidayet Türkoğlu 6, Ersan İlyasova da 7. sıradan girdi.

Oylamada, 2010 yılının en iyi kadın basketbolucu olarak Çek Hana Horakova, Fransız Sandrine Gruda ve İspanyol Amaya Valdemoro’nun önünde yer aldı.

FIBA Avrupa’nın 2010’un en iyi basketbolcusu sıralaması şöyle:
1. Milos Teodosic (Sırbistan)
2. Pau Gasol (İspanya)
3. Dirk Nowitzki (Almanya)
4. Linas Kleiza (Litvanya)
5. Juan Carlos Navarro (İspanya)
6. HİDAYET TÜRKOĞLU (TÜRKİYE)
7. ERSAN İLYASOVA (TÜRKİYE)
8. Dimitris Diamantidis (Yunanistan)
9. Luol Deng (İngiltere)
10. Andrea Bargnani (İtalya)
11. Goran Dragic (Slovenya)
12. Omri Casspi (İsrail)
13. Nicolas Batum (Fransa)
14. Timofey Mozgov (Rusya)
15. Nikola Pekovic (Makedonya)

Ingo Weiss Röportajı

Almanya Basketbol Federasyonu Başkanı Ingo Weiss, Efes Pilsen World Cup 8 organizasyonunu izlemek için Ankara’ya geldi.

Efes Pilsen World Cup 8’de mücadele eden Almanya’nın Federasyon Başkanı Ingo Weiss, Ankara’da maçları takip ederken, federasyon çalışmaları hakkında bilgiler verdi.

Almanya basketbolu ve A Milli Takımlarının gelecek hedefleri ile ilgili de düşüncelerini aktaran Ingo Weiss, Türkiye Basketbol Federasyonu ile de çok yakın ilişkide olduklarını dile getirdi.

Polonya’ya iki önemli oyuncunuzdan yoksun gidiyorsunuz. İlk olarak Dirk Nowitzki ve Chris Kaman ile ilgili düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?
Evet, dediğiniz gibi bu sene bu iki oyuncu da bizimle birlikte değil. Çünkü geçen sene Olimpiyatlar sırasında dinlenmek istediklerini ve bu süre içinde NBA’deki takımları ile ilgili anlaşma yapmak istediklerini söylediler. Belki önümüzdeki sene tekrar milli formayı giyebilirler. Şu anda bizim genç oyuncularımızı geliştirme şansımız var ve bildiğiniz gibi çok fazla genç oyuncuya sahibiz. Önümüzde ne olacağına bakmamız gerekiyor. Genç oyuncular kendilerine verilen bu fırsatı iyi değerlendirmeli. Aslına bakarsanız elimizde iki taraflı bir madalyon var. Gençler tecrübe kazanacaklar ancak diğer taraftan bu iki oyuncunun yokluğunda belki istediğimiz galibiyetleri alamayacağız. Evet, onlar bizim en iyi ve en tecrübeli oyuncularımızdan. Eğer iyi bir takım kurmak istiyorsanız hem genç oyunculara hem de tecrübeli oyunculara ihtiyacınız olacaktır. Bazen eski ayakkabınızı tercih edersiniz çünkü onunla yürümek çok rahattır ama üstünüze yeni bir ceket giyersiniz. Sağlam adımlarla yürümek için eski ayakkabıya, taze ve yeni görünmek içinse yeni bir kıyafete ihtiyacınız vardır. Bu örnek bence bizi çok iyi anlatıyor.

Türkiye Basketbol Federasyonu ile ilişkileriniz nasıl?
Almanya ve Türkiye federasyonları her zaman iyi ilişkiler içinde oldular. Türkiye Basketbol Federasyonu’nun çalışmalarını çok beğeniyorum. Bogdan Tanjevic, bana sorarsanız çok iyi bir antrenör. Kendisinin çok iyi bir takım kurduğunu düşünüyorum. Umarım Polonya’da ve gelecek sene de kendi evinizde büyük başarılar elde edersiniz. Çünkü inanılmaz bir seyirci coşkusuna sahipsiniz. Türk halkı basketbolu çok seviyor. Federasyonunuz çok organize çalışıyor. Çok başarılı bir başkana sahipsiniz, o tam bir lider. Onun liderliğinde çok başarılı bir ekip çalışması yürütülüyor. Ayrıca şu anda Dünya Şampiyonası için müthiş bir hazırlık dönemi geçiriyorsunuz. Temponuz hiç düşmüyor, hep geleceğe dair neler yapabileceğinizi düşünüyorsunuz. Yani önünüze bakarak ilerliyorsunuz, attığınız her adımdan önce bir sonraki adımı planlıyorsunuz. İstikrarlı bir yükselişiniz var. Almanya Basketbol Federasyonu olarak sizinle aynı mantaliteye sahibiz.

Federasyon olarak gelecek hedefleriniz neler?
Şu anda geleceğe yatırım yapıyoruz. Genç jenerasyonumuz üzerine yoğunlaşıp, onların gelişimini sağlamak istiyoruz. Şunu bilmelisiniz ki; bunu başarmak Almanya’da çok zor. Çünkü tüm kulüplerimiz, futbol kulüpleri. Futboldan sonra ise Formula 1 geliyor. Basketbol, voleybol, hentbol ve buz hokeyi sonraki sıralarda kalıyor. İşte bu yüzden genç oyunculara odaklanıp, onları geliştirmek bizim açımızdan çok önemli. Böylelikle gelecekteki Alman Milli Takım’ın temellerini atabiliriz. Almanya’daki okullarla birlikte çalışıyoruz. Bu okullarda çok fazla sayıda genç oyuncu bulunmakta. Okula giden herkes öncelikle dersleri ile ilgileniyor, ardından bir spor dalında kendini geliştiriyor. Tabi ki bu gençlerin hepsi basketbola yönelirse bizim için büyük bir potansiyel olur. Bu bahsettiğim detaylar Alman Basketbolunun anahtarı diyebileceğim çalışmaları. Ülkemizde basketbolu yaygınlaştırıp, oyuncularımızı geliştirme şansını iyi kullanmalıyız. Bütün bunların yanı sıra, kendi antrenörlerimizi de geliştirmemiz lazım. Onların da bu gelişime katkıda bulunması için çok fazla çalışması ve kendilerini yenilemeleri gerekir.

Geçtiğimiz aylarda Türkiye’de düzenlenen Türk Telekom Yıldız Erkekler Turnuvası’nda milli takımınız 10 gün içinde önemli gelişmeler kaydetmişti. Altyapı çalışmalarınız sanırım meyvelerini veriyor.
Yıldız Takımımız gerçekten çok hızlı gelişti. Bunun sebeplerinden bir tanesi herkesin gençlerimizin gelişimi için ellinden geleni büyük bir özveri ile yapıyor olmasıdır. Bu gelişim, U16, U18 ve U20’de oynayan tüm gençlerimiz için geçerli. Ayrıca U17 Şampiyonası, Almanya’da oynanacak. Hamburg’da küçük çaplı bir şampiyona düzenleyeceğiz. Bu yüzden tüm kulüpler ile beraber çalışıyoruz ve Almanya’daki tüm kulüpler bize genç jenerasyonu geliştirme çalışmalarımız için yardımcı oluyorlar. Çünkü oyuncular kulüplerde nerdeyse her gün çalışıyorlar fakat milli takımda sadece sezon bittiğinde ya da tatil zamanında görev alabiliyorlar. Bu açıdan beraber çalışınca çok daha başarılı oluyoruz.

Gelecek yıl Türkiye’nin gerçekleştireceği Dünya Şampiyonası ile ilgili görüşlerinizi öğrenebilir miyiz?
Türkiye müthiş bir fırsat yakaladı. Dünya Şampiyonası için tüm dünyadan insanlar ülkenize gelecek. Türkiye’nin elinde kendini tanıtmak için iyi bir araç var. Bu sayede insanlar Türk Milli Takımı’nı da daha bir dikkatli izleyecekler. Federasyonunuzun bu organizasyonun altından başarı ile kalkacağına eminim.

Almanya’nın Avrupa Şampiyonası’ndaki hedefi nedir?
Yeni ve genç bir takımız. Nowitzki ve Kaman kadromuzda yok. Neleri başarabileceğimize bakacağız. Salona gidip, maçı kazanmaya odaklanmalıyız. Şu anda kesin bir hedef söylemem yanlış olur. Bunu daha başlangıç olduğuna inanıyorum. Biz maçlara kazanacağımıza inanarak çıkacağız. Zorlu bir rakiplerimiz olduğunu biliyoruz.

Efes Pilsen World Cup organizasyonu ile ilgili düşüncelerinizi de bizlerle paylaşır mısınız?
Bu organizasyon ile Türkiye, tüm milli takımlara çok hoş davranıp, tüm misafirperverliğini ortaya koyuyor. Böyle mükemmel bir organizasyonda bulunmak gerçekten çok güzel. Oyuncularımızla konuştum, onlar da benimle aynı fikirdeler. Bu yüzden ilerleyen yıllarda da biz Efes World Cup organizasyonlarında olmayı çok isteriz.

Röportaj: Dilvin Yücebarlas-Gizem Kumbasar
Fotoğraf: Serdar Çelik

Kaynak: TBF