Etiket arşivi: nba

Basketbol Günlüğü’ne Göz Atmak İster misiniz?

Son zamanlarda ülkemizde kaliteli basketbol blogu bulmak oldukça zor. Yeni açılan basketbol blogu Basketbol Günlüğü bu ihtiyacı karşılayacak gibi gözüküyor.

Basketbol Günlüğü sitesinde Türkiye Basketbol Ligi, Euroleague ve NBA kategorilerinin yanı sıra Avrupa Ligleri ve çeşitli köşe yazıları yer alıyor. Maç görüntülerinin de ziyaretçilere ulaştırılmaya çalışıldığı Basketbol Günlüğü maç özeti ve maç raporu alanlarında da oldukça iddia sahibi. Güncel basketbol haberleriyle okuyucularını sürekli bilgilendirmeye çalışan Basketbol Günlüğü özgün tarzda oluşturulmuş kaliteli içerikleriyle göze çarpıyor.

Basketbolun anavatanı olarak nitelendirebileceğimiz Amerika NBA ligi ile ilgili kaliteli içeriklerin yer aldığı Basketbol Günlüğü, NBA’den güncel haberler, maç yorumları ve en iyi hareketlerden derlemeler sunuyor. NBA kategorisi ile ilgili oldukça fazla sayıda içerik olduğunu söyleyebiliriz. Golden State Warriors’un son zamanlardaki fırtınasını adeta canlı olarak Basketbol Günlüğü sitesi üzerinden takip edebilirsiniz. Stephen Curry ile ilgili gelişmelere de ulaşabileceğiniz sitede birçok NBA ve basketbol oyuncusuyla ilgili haberler ve inceleme yazıları bulunuyor.

Euroleague maçlarını da takip edebileceğiniz sitede Fenerbahçe ve daha birçok takımın Euroleague serüvenini özgün yazılarla okuyabilirsiniz. Avrupa basketbolunun en üst ligi olan Euroleague takımlarının gidişatlarını takip etmek için Euroleague kategorisini tıklamanız yeterli Eurocup ve Galatasaray ile ilgili yazıların da sitede bulunduğunu görebilirsiniz. Özellikle maçların ardından maç özetlerini okuyucularıyla buluşturmaya çalışan sitede maçların ardından özetleriyle birlikte maç hikayeleri göze çarpıyor. Basketbol günlüğü sitesinin ülkemiz basketboluna yeni bir soluk getirmesini umuyor, kendilerine hayırlı olsun diyoruz.

Site adresi: Basketbol

Basketbol Günlüğü

NBA Takımı Tutmak

NBA Takımı Tutmak

Birkaç ay önce, kardeşim ve birkaç arkadaşıyla birlikte evdeyiz. Muhabbet ediliyor. Nasıl olduysa konu basketbola, oradan da NBA’e geldi. Birkaç oyuncu isminden sonra, herkes işte bilindik, “ben şunu tutarım”, “ben NBA’den pek anlamam abi” tipi cümlelere başladı. Kardeşimin arkadaşlarından biri, “ben Bulls’u tutuyordum, ama eskiden” dedi. “Hah” dedim, “bir tane daha”.

Da, neyin “bir tane daha”sı. Şunun:”bahsi geçen dönemde başarılı ve popüler olan takımın ucundan taraftarı olan genç” profilinin. İçinde bulunduğumuz günlerde, bu hadisenin en elle tutulur örneklerinden birine şahit olmaktayız. Barcelona’nın yükselişiyle birlikte Facebook’ta profil fotosuna Barça logosu koyan, MSN iletisine “Messi!!” yazan tiplere her gün binlercesi katılıyor. İçten içe kazananın ve tanınanın tarafında olmak isteyen ham bünyeler, ismi, tarihi, karakteri, duruşu farketmeksizin, o anda kazanan pozisyonundaki takıma kancayı takıveriyor. Bahsettiğim gencin yaşı Bulls dönemine yetişmiyor bile. Gecenin köründe kalkıp 3 tane NBA maçı izlemiş midir, ondan bile emin değilim. Fakat aklının bir köşesinde, bir gün ortamda lazım olur diye “Bulls” imgesi yer işgal ediyor. Sonuçta çok sağlam olmasa da bir cevap verecek. Ufak da olsa söz hakkı olacak. Belki de o sayede kız tavlayacak abisi, ne malum. Zamanında Bulls’un kazandığı başarılar, belki o takımı hiç izlememiş olan biri tarafından kendi ufak çakallıklarına malzeme oluyor.

Bu konunun çözümü yok, çünkü belki Dünya yok olana kadar birileri bu spor dalları ile asgari düzeyde ilgilenecek ve sırf laf olsun diye bazı takımları tutacaklar. Gidip dövecek halimiz yok, ya da ne diyeceksin de ikna edeceksin, adam gibi takım tutmasını sağlayabileceksin?

Şuraya varıyoruz sonrasında: Birileri başarılı, popüler, kalburüstü takımları tutuyor, samimi olsun-olmasın. Peki ya kazananların haricindekiler? O takımları tutanlar enayi mi yani? İçten bir şekilde bir kulübe gönül vermek saflık mı? Cevap vermeye bile gerek yok. Daha geniş şekilde de ele alınabilir fakat, bizi ilgilendiren kısım NBA’le ilgili olanı.

Yıllar önce, daha toyken, çok garip gelirdi. Mesela kim diyelim, Los Angeles Clippers. Ya da Atlanta Hawks. Derdim ki, “yav bu adamlar galibiyet alamıyor doğru-düzgün, kim bakar bunların suratına”. Bu cümleler tabii, olaya tam olarak hakim olamamış, ilaveten meraklı bir bünyenin soruları. Ama bir yandan da etraftaki Lakers şampiyon oldukça 7 göbekten Los Angeles’lı kesilenleri gördükçe kafa karışıyor. İçinden diyorsun ki, “onlar yapar da ben niye yapamayayım, tutarım Lakers’ı olur biter”. Bunlar akıldan geçmiştir ama, bu satırların yazarı bir şekilde -ve iyi ki- San Antonio taraftarı oldu. Bunu öğrenen biri hemen diyebilir tabii, “sen de yüzüğe aldanıp Spurs’ü tutmuşsun bilader ne iş” gibisinden. Emin olun şampiyonluk ve/veya yıldız oyunculara kapılacak olsam, o dönem çok fazla seçenek vardı önümde. Neyse. 10 yıldan uzun bir dönemde, daha doğrusu Tim Duncan geldiğinden beri sürekli tepeye oynayan, ve bu dönemde de 4 kez zirveye çıkan Spurs, çok değil, 2-3 sezon sonra bu gücünde olmayacak-çok büyük ihtimalle. Kesin cümleler kuramayız, ligin gidişatı ne olur falan, o kısım bilinmez. Ama şunu biliyorum ki, o zamanında “Atlanta nasıl tutulur abi” sorusunu sormamızı sağlayan o vasat günler, bir şekilde karşım(ız)a çıkacak. 2-3 sezon sonra olur, daha sonra olur. Kritik nokta, kıyısından play-off’a girmeye çalışan (ya da daha aşağıda) bir takım tutmanın nasıl olacağı. Ve ben bir süredir kafamda bu endişeyle dolaşıyorum.

Gerçi şu var, Spurs 4 kez şampiyon olsa da, şöyle bir hatırlamaya çalışacak olursanız, neredeyse hiçbir zaman “şampiyonluk favorisi” olarak falan gösterilmedi. O yüzden belki bir açıdan keskin bir düşüş olmayacak, fakat aslında pek öyle değil. Popovich’in “Duncan bıraktığı zaman ben de bırakırım” şeklindeki sözleri, Spurs’ün bir süre sonra daha düşük profilli bir takım olacağının sinyallerini veriyor ve de taraftarın daha sönük günleri şimdiden beklemesi gerek.

Kendi adıma çok çok büyük sıkıntı olacağını sanmıyorum. Şu açıdan; Spurs havalı bir takım olmadı hiç. Yani final serisi bitip, sahada kupayı kaldırmayı beklerken yan yan tribünleri kesen “cool” adamların ağırlıkta olduğu, süper bir skorerin sürükleyip efsanelik kastığı bir takım olmadı. Yani kısaca, takımın da, taraftarın da çok “burnu kalkmadı”. O sebepten, bu 10 seneyi aşkın güzel günlerin ardından, hangi derecede olacağı şimdiden kestirilemeyen o düşüş, bir Lakers’ın Shaq sonrası zamanına benzemeyecek gibi. Sanki…

Kaç tane Spurs taraftarı şimdiden böyle bakıyor, ortalama veya ortalama-altı bir takım izleyeceği günleri öngörüyor bilemiyorum, ben böyle bakarak iyi mi yapıyorum kötü mü, onu hiç bilmiyorum. Düşünsenize bir, bu sene Spurs şampiyon oluyor. Kim sonrasını düşünür. Ama kupanın ardından Timmy “abi yeter, tadında bırakalım” çekip, arkasından da Pop yukarda söylediğini gerçekleştirirse, paçalar tutuşur. O başka.

Muhtemelen Duncan-Popovich sonrası dönemde Spurs taraftar kaybedecektir. Bu da işte NBA veya basketbol ile ilgili tutumların hangi yüzeyde seyrettiğine güzel bir gösterge. En sevdiği oyuncunun takım değiştirmesiyle tuttuğu takımı değiştiren, daha önce nefret ettiği yıldız oyuncu kendi takımına gelince onun fanı kesilen bünyelerle çevrili etrafımız. Bu örneklere bakınca, Duncan bırakınca Spurs’ü bırakacak basketbolsever sayısı da belli bir miktarda olacaktır. Bu kadar da kolay maalesef bu işler.

Başarısız günlerde takımının arkasında olmak, tabii ayrı bir fedakarlık örneği. Futbolda çok sömürüsü yapılır. Ama onun da içi boştur aslında. En ufak tökezlemede oyuncudan başlayıp hocaya, başkana kadar ana-bacı giden adamları görüyoruz. Onlara bi’şey olduğu yok, yine gelip keyiflerine göre sövüp-sayıp evlerine dönecekler. Bizim tuttuğumuz NBA takımının maçlarına gitme imkanımız yok malum, sonuçta sevgimizi ancak uyku düzenimizin içine ederek gösterebiliriz. Kaç tane futbol taraftarı bunu yapabilir misal?

Peki bu gerçekleşmesi kaçınılmaz düşüşün müsebbibi olan NBA düzeni hakkında ne demeliyiz? Olabildiğince övmeliyiz. Türkiye 1. futbol ligi ve La Liga’nın haline bakınca bunu daha iyi anlayabiliriz. Nadiren bazı takımlar en üsttekileri rahatsız edebiliyor. İspanya için bir yere kadar konuşabilirim ama burada sistem o “büyükler”in üstüne kurulu olduğu için, bir Anadolu takımı şampiyon olsa bile, üsttekilerin dokunulmazlığı pek sarsılmıyor. Medya ve başka unsurların desteği olmadan da onları sarsabilecek sağlam ve uzun süreli bir yapı oluşturmak imkansız gibi bi’şey. Fakat NBA, hemen hemen her takımın belli dönemlerde en azından Play-off oynamasına imkan veren bir düzen kurmuş durumda. Bu da, yukarda bahsettiğimiz gibi bir dönem şampiyonluklara koşmuş bir takımı, birkaç yıl sonra aşağılara çekebiliyor, uzun yıllar dipte gezen bir takımın da belli bir süre sonra yukarılara tırmanmasına imkan veriyor. Tabii bu tip yükseliş ve düşüşler, organizasyonların doğru/yanlış hamleleri ile farklılaşabiliyor. Yani eğer -misal- Spurs Duncan-Pop sonrası dönemi iyi yönetebilirse, en az play-off görmeye devam edebilir.

NBA’in bu düzeni, herhangi bir taraftarın yıllarca takımının en ufak başarısına şahit olmadan onu desteklemesi gibi bir ihtimali azaltıyor. Ülkemizde Anadolu takımlarını tutan insanlarla 10 dakika konuşursanız, bunun ne demek olduğunu anlarsınız.

Cem Tokatlıoğlu

 

 

Grammy Turu

Grammy ödül törenleri Los Angeles’de Staples Center’da yapılıyor. Salonun törenler için hazırlanması, provalar vs. nedeniyle de salonun sahipleri Clippers ve Lakers, “Grammy Trip” adındaki deplasman turuna gidiyorlar.

Clippers tarafını anlatmayı kısa tutacağım zira neredeyse taraftarı yok ve çoğu kişi Lakers için bu yazıyı okuyordur.

Clippers turuna 4 Şubat’da Hawks yenilgisiyle başladı. Florida’ya geçen Clippers, Heat ve Magic karşısında da kaybeden taraf oldu. Turdaki ilk ve tek galibiyet 9 Şubat gecesi Knicks’e karşı geldi. Clippers, sonraki iki maçında da Cleveland ve Wizards’a kaybetti.

Bu maçlardan en ilginci Cavaliers maçıydı. 2 gece önce Knicks karşısında kazanmış olan Clippers, 26 maçtır kaybeden Cavaliers’ı yenmeyi başaramadı.

Turda 5 maçı kalan Clippers Bucks, Timberwolves, Thunder, Hornets ve Lakers. Son Lakers deplasmanı Grammy turundan sayılmaz sanırım.

Lakers için ise tur harika geçiyor. 5 Maçından 4’ünü kazandılar. Hornets, Grizzles, Celtics, Knicks galibiyetleri alan Lakers, dün gece Magic’e kaybetti. Önlerinde kalan deplasmanlar ise Bobcats ve Cavaliers gibi kolay takım.

Kazandıkları maçlardan en önemlisi kuşkusuz Celtics galibiyeti. Şampiyonluk yarışında en önemli rakiplerinden birine karşı kazanmış olmaları iyiye işaret.

Madalyonun diğer yüzü ise Magic maçı. Lakers önemli maçları kaybetme geleneğini Celtics’e karşı bozsa da, Magic karşısında tekrarladı.

Grammy turuna baktığımızda Lakers adına iyi bir turne olduğunu söyleyebiliriz. Lakers için eksik olan tek şey başarıya aç 1-2 oyuncu olabilir…

Anıl Kalay

NBA’de Çıkış Yapanlar

Blake ‘The Great’ Griffin

Gün geçmiyorki Griffin ağzımızı açık bırakan bir hareket ya da maç performansı yapmasın. Indiana karşısında %80 ile atıp 47 sayı 14 ribaund ve 3 asistlik bir performans sergileyerek, Allen Iverson’dan bu yana bir sezonda 2 maçta 40 sayıyı geçen ilk çaylak oldu. Griffin’in ne kadar mükemmel bir oyuncu olacağını görmek için bu 47 sayılık performansın özetini izlemenizi tavsiye ederim. Golden State maçında 30 sayı 18 ribaund 8 assistle ile triple-double’ı kaçıran Griffin bu ayı 25.7 sayı 14 ribaund ve 4.3 assist ile geçirdi. Çaylak Griffin lig genelinde efektiflik puanında 4. sırada. Bana göre basketbolda modern zamanın (80 ve sonrası) Michael Jordan (28.2 sayı 6.5 ribaund 5.9 assist 2.4 top çalma %51 şut) ve Shaquille O’neal (23.4 sayı 13.9 ribaund 1.9 assist 3.5 blok %56 şut) ile birlikte gördüğü en etkili çaylak.

 

LeBron James&Dwayne Wade

Wade ve Heat’in lige kötü başlaması Miami’nin başarısız olmasını umanları oldukça mutlu etmişti. Wade’in hazırlık kampına ve sezon öncesi hazırlık maçlarına çıkamamasının etkileri sahada oldukça net bir şekilde gözüküyordu. Savunmada istediklerine geçilmez olan bu takım hücumda çok dağınık bir görüntü sergiliyordu. Bir yıldız topu eline alınca diğer yıldızlar sadece onu seyrediyordu. Zamanla her şeyin düzeleceğini düşünüyorduk nitekim öyle oldu. Dwayne Wade geçtiğimiz ayı 27 sayıyla geçirdi ve hücumda son derece verimliydi.

LeBron James ise Ocak ayını %49 ile 32 sayı 9.2 ribaund 6.8 assist 1.8 top çalma istatistikleri ile geçirdi ve Cleveland günlerindeki gibi sahada adeta tek kişilik takım gibi oynadı.

Miami de sular durulmuş gözüküyor. Koçun takımdan ayrılacağı ile ilgili haberlere artık pek rastlayamıyoruz ve takım kazandığı müddetçe -ne kadar Spoelstra’nın yetersiz olduğunu düşünenler çoğunluktaysa da- playofflar da takımın başında olacak gibi gözüküyor. Ancak ben sezon başında da söylediğim gibi tüm takımlar sağlıklı bir şekilde playoffa girerse Boston Celtics’in karşısında hiçbir takımın durabileceğini düşünmüyorum.

 

Nick Young:

Wizards’ın 2 numarası Nick Young 17 sayı ortalaması ile bu yılın en çok gelişme kaydeden oyuncu ödülünün kuvvetli adaylarından birisi. Pas vermek onun kitabında kesinlikle yazmıyor. Top kaybı oldukça az çünkü top elinden çıktığında %85 ihtimalle potaya gidiyor. Ancak Nick Young son derece etkili bir skorer. Birebirde etkili kendi şutunu yaratabiliyor. Ayak hareketleri efektif, kendisine alan yaratmasını sağlıyor. Jordan tarzı fadeaway şutlarını ise son derece iyi bir şekilde sokuyor, üzerinde çok çalışmış olmalı. Ocak ayında ilk 5 başlaması ile birlikte sayı ortalamasını 21.5 e çekti ve yüzdeli şutlar atıyor. 3 sayı çizgisinin gerisinden %40 ile atan Nick Young yıldız olabilmek için bu oyunun 5’e 5 oynandığını öğrenmeli. Şampiyonluk adayı takımlar için son derece etkili bir bench skorer oyuncusu olabilir ancak Nick Young’ın savunmaya hiç bulaşmaması bu ihtimali oldukça zayıflatıyor. Topu paylaşmayı ve savunma yapmayı öğrendiği takdirde bu lig yeni bir yıldız kazanabilir.

 

LaMarcus Aldridge:

Lige girdiğinden bu yana takip ettiğim Aldridge’in çok daha üst seviyelere çıkmasını bekliyordum. 3 sezon boyunca 18 sayı 8 ribaund ortalamaları ile oynadı ancak ben Aldridge’in bu sezonlarda potansiyeline kesinlikle yaklaşamadığını düşünüyorum.

2.11 boyunda, basketbola son derece uygun bir vücut yapısına sahip olan Aldridge aynı zamanda hareketli bir uzun. Ligdeki 4 numaraların bir çoğundan daha çabuk ve bilekleri son derece yumuşak. Dışarıdan bu kadar etkili atabilen, uzun ve güçlü bir fiziğe sahip olan, yeteneği sahada koşarken bile belli olan bir oyuncudan çok daha yüksek bir performans beklemekte haklıyım sanırım.

Bu sezona kadar idare eden Aldridge, her yıl olduğu gibi Portland’ın sakatlar kervanına dönüşmesi sonucu öne çıktı ve önemli parçaların yokluğunda takıma yaptığı katkıyı arttırdı. Bu ayı 25.5 sayı 10 ribaund ve 2.7 assistle oynadı ve Portland’ın playoff potasında kalmasını sağlayan oyuncu oldu. Bu ayki istatistikleri Aldridge’in lige girdiğinde bi kaç yıl sonra ulaşmasını beklediğim rakamlar.

 

Zach Randolph:

Memphis’in takas etmeye çalıştığı ve sözleşmesini yenilemediği Zach Randolph, geçen yıl olduğu gibi bu yılda takımın en iyi oyucusu. Kötü başlangıcın ardından Memphis’in toparlanıp playoff u kovalamasını sağlayan oyuncu oldu. Ocak ayında 23 sayı 14.3 ribaund ile oynayan Randolph pota altında sayı bulma konusunda bu ligin en iyilerinden.

Mike Conley’e anlamsız bir kontrat verdiler. Çocuk yetenekli ama yıllardır sergileyememiş ve karşılığında 45 milyon dolar ile ödüllendirildi. Marc Gasol’u takımda tutmak zorundalar ve öyle yapacaklar. Bu durumda Randolph’un ücretini karşılayamayacak olan Grizzlies yönetimi takımda şampiyonluk ışığı olmadıkça –ki yok- bu masrafın altına girmeyecektir. Randolph sezon bitmeden takımdan ayrılabilir. Sezon sonuna kadar takımda kalırsa yeni sezonda çok yüksek bir ihtimalle onu Grizzlies formasıyla göremeyeceğiz.

Makro Jaric’in biten kontratının yanına, All Star potansiyeli olan ancak takımla yıldızının bir türlü barışmadığı Mayo’yu koyup, Mike Conley ile güzelce paketleyip göndererek bu takımı çok daha üst seviyelere çıkarabilirlerdi. Gay ve Randolph gibi iki skorer, Gasol ve Tony Allen gibi son derece kaliteli 2 rol oyuncusunun yanına takas karşılığında alınacak bi PG ve bench katkısı verebilecek bir isim bu takımı çok daha üst sıralara çıkartabilirdi. Biten toplam 13 milyon dolarlık kontrat ve biri her yıl All Star olabilecek kalitede 2 genç oyuncunun dahil edildiği takastan kaliteli parçalarla çıkabilirdi Memphis.

 

DJ Augustin&Ray Allen

Her zaman olduğu gibi Larry Brown takımın başından ayrıldı ve takımdaki genç oyuncuların performansı arttı. Son derece yetenekli bir oyuncu olan Agustin ve ilk yılında fena bir performans göstermemişti ancak oyun kuruculuğu istenilen düzeyde değildi. 2. yılında büyük düşüş yaşadı ve mental olarak çok kötü günler geçirdiğini tahmin edebiliyorum. Ancak Agustin düştüğü yerden kalkmasını bildi ve bu sezona etkili bir şekilde girdi ve Felton’ın gidişiyle ilk 5’e yerleşti. Sezonun ilk bölümünden sonra tekrar bocalayan Agustin’in Brown’ın gidişiyle yükselişe geçti ve Ocak ayını 17.6 sayı 7.2 assist ortalamalarıyla geçirdi. Maç başına sadece 1.6 top kaybı yapan ve %92 ile faul %40 ile etkili bir şekilde üçlük atan Agustin’in 2 yıl içerisinde son derece kaliteli bir guarda dönüşmesini bekliyorum.

 

Yaşlı kurt Ray Allen’ı izlemek gerçekten son derece keyifli. Bu ay 18.5 sayı ortalaması ile oynayıp %55 ile saha içinden ve %53 ile üç sayı çizgisinin gerisinden atıp 13 maçta attığı 66 üç sayılık atışın 35 tanesini sayıya çevirdi. 36 yaşındaki oyuncu bu sezon 17.3 sayı 3.7 ribaund 3.1 assist ortalamaları ile oynuyor.

Blake-Griffin

NBA’de Gecenin Maçları

Nba’de dün gece 12 maçla geçildi.

MIAMI 109 – 97 CHARLOTTE

Miami deplasmanda Charlotte’ı 109-97’yle geçti. Miami karşısında Gerald Wallace ve Stephen Jackson’ın 25’er sayısı galibiyete yetmedi. James 19 sayı, 9 asist, 8 ribaund üretirken, Wade 22 sayı, 10 asist, 12 ribaundla triple-double yaptı.

PORTLAND 87 – 100 INDIANA

Indiana kendi evinde rakibini rahat geçti. Granger’ın 25 sayı ile sahanın en skorer ismi oldu. Portland’ın en etkili ismi 14 sayı, 10 ribaund ile double-double yapan LaMarcus Aldridge oldu.

NEW YORK 98 – 100 PHILADELPHIA

76ers kendi sahasında Amare’e önderliğindeki Knicks karşısında kazandı. Amar’e Stoudemire’ın 21, Raymond Felton’ın 26 sayı kaydettiği maçta, en skorer isim 33 sayıyla Elton Brand oldu. 16’da ribaund alan Brand, maçı double-double yaparak tamamladı. 18 sayısının yanında 16’da asist üreten Iguodala, kariyer asist rekorunu kırdı.

MINNESOTA 100 – 111 TORONTO

Toronto, sahasında Minnesota’yı 11 farkla geçti. All Star maçına ilk 5 başlayacak olan Love, 20 sayı, 15 ribaund üretti. Toronto cephesinde ise Bargnani 30 sayıyla takımının en skorer ismi oldu. Calderon 19 asisist yaptığı karşılaşmada, keriyer asist rekorunu yineledi.

ORLANDO 110 – 92 WASHINGTON

Temsilcimiz Hidayet Türkoğlu’nun takımı Orlando, Washington deplasmanında kazandı. Ev sahibi Washington’da Hinrich ve Young 17’şer sayı kaydetti. Orlando’da Howard 22 sayı, 15 ribaund ile double-double yaptı.

Milli basketbolcu Hidayet ise 7 sayıda kaldı. 10-2 saha içi isabetle oynayan Türkoğlu, 2-1 üç sayı başarısı gösterdi. 5 ribaund, 4 asist yapıp, 2’de top çalan Hidayet 32 Dakika sahada kaldı.

LA CLIPPERS 100 – 101 ATLANTA

0.6 Saniye kala Horford’un 2-2 serbest atışıyla, maçı tek farkla Hawks kazandı. Crawford 34 sayıyla en skorer isim oldu. Al Horford ise 23 sayı, 12 ribaundla double-double yaptı. Clippers’da Griffin 19 sayı, 11 riband – Davis ise 22 sayı, 13 asistle double-double yapan isimler oldu.

NEW JERSEY 82 – 92 DETROIT

Pistons, evinde Nets’i yenmeyi başardı. New Jersey’de Morrow, 22 sayıyla oynadı ve maçın en fazla sayı atan oyuncusundan biri oldu. Pistons’lı Monroe, 20 sayı 11 asistle double-double yaparken, sahanın en skorer diğer ismi Prince 22 sayı kaydetti.

DALLAS 101 – 97 BOSTON

Bir diğer temsilcimiz Semih Erden’in takımı Boston, TD Garden’da Dallas’a Kaybetti. Nowitzki 29 sayıyla, en çok sayı kaydeden oyuncu oldu. Chandler ise 14 sayı, 15 ribaundluk performansıyla double-double yaptı. Boston’da Ray Allen 24 sayı kaydetti. 13 sayı, 12 ribaundla oynayan Perkins, double-double’a imza attı.

7 dakika sahada kalan Semih Erden, 4 sayı, 1 ribaund, 1 asist, 1 top çalma ile oynadı.

CLEVELAND 105 – 112 MEMPHIS

Deplasmanda Memphis’e kaybeden Cleveland, arka arkaya 23. maçını kaybetti. Hickson’ın 31 sayı, 15 ribaundluk performansı galibiyete yetmedi. Memphis’de Randolph , 29 sayı 13 asistle – Rudy Gay ise 26 sayı, 11 asistle oynadı.

OKLAHOMA CITY 111 – 107 PHOENIX

Son anları büyük çekişmeyle geçen maçta gülen taraf, Thunder oldu. Maçın en skorer ismi, 33 sayı üreten Carter oldu. Durant 24 sayı, 11 ribaunla double-double yaparken, Jeff Green 28 sayı üretti.

SAN ANTONIO 113 – 100 SACRAMENTO

Gecenin son maçında Spurs, Kings’i 13 farkla geçti. Evans ve Parker 25’er sayı atarak hem takımlarının, hem maçın en skorer isimleri oldular.

Anıl Kalay

Cavaliers’dan Mağlubiyet Rekoru

Cleveland Cavaliers, bu gece oynanan maçta Memphis Grizzlies’a 112-105 kaybederek, 1 sezon içinde arka arkaya yenilme rekoruna ortak oldu.

1 sezon içinde arka arkaya 23 maç kaybeden diğer takımlar ise 95-96 sezonunda Vancouver Grizzlies, 97-98 sezonunda ise Denver Nuggets olmuştu.

NBA tarihinin arka arkaya kaybetme rekoru ise, 81-82 / 82-83 sezonlarında arka arkaya 24 maç kaybeden Cleveland Cavaliers’a ait.

Cleveland yarın gece Portland Trail Blazers’a karşı oynayacak. Kaybetmeleri halinde ise, hem tek sezonda üst üste kaybetme rekorunun tek başına sahibi olacaklar hem de tüm zamanların üst üste kaybetme rekoruna ulaşacaklar.

Cleveland bu sezon oynadığı 50 maçın sadece 8’ini kazanabildi.

Anıl Kalay

NBA 2010-2011 Sezon Değerlendirmesi

NBA Sezon Değerlendirmesi

Atlanta Hawks

Gelenler: Josh Powell , Etan Thomas , Jordan Crawford , Pape Sy

Gidenler: Randolph Morris , Joe Smith , Mario West

2010 Playoffları’nda Orlando Magic’e 4–0 ile elenen Hawks en yakın geçen maçları(2. ve 4.) 14 er sayıyla kaybederek Magic karşısında ezildi. Howard karşısında pota altında çaresiz bir görüntü sergilediler. Al Horford oyun zekası yüksek, savunmada gayretli ve başarılı, yetenekli bir oyuncu olsa da ligdeki diğer üst düzey pivotların arkasında durmak için gerekli fiziğe sahip değil. Marvin Williams lige girdiğinden bu yana bekleneni vermekten çok uzak. Yetenek konusunda pek bir eksiği olmasa da saha içinde gerekli yırtıcılığı gösteremiyor. Josh Smith neleri iyi yapıp yapamadığını kabullenmiş gibi gözüküyor. Daha olgun bir oyun ortaya koyan Smith bu takımın bağlayıcı gücü. Yaşlanan Mike Bibby savunma zaafları yüzünden takıma yarardan çok zarar veriyor. Mike Woodson tarafından ilk yılında süre tanınmayan Jeff Teague potansiyelli bir oyuncu olduğunu gösterdi. Oyununu bir üst seviyeye taşımalı ve oyun kurucu pozisyonunu Bibby’den almalı. Jamal Crawford kendisi için en makul rol olan benchden gelip skora direkt katkı yapma işinde son derece başarılı oldu. Johnson takımın temel direği ve hücumu sürükleyen isim. Aldığı 6 yıl 119 milyon dolarlık kontratın son senesinde 35 yaşında olacak Johnson 25 milyon dolar gibi bir meblağ alacak. Atlanta Johnson’ı kaybetme korkusuyla bana göre yanlış bir hamle yaptı ve gelecek yıllarını ipotek altına aldı. Marvin Williams büyük bir patlama yapmadıkça veya Al Horford pota altında dominant bir güce dönüşmedikçe Atlanta’nın limiti belli.Orlando , Boston , Miami gibi takımları playoffda geçmeleri oldukça zor.

Boston Celtics
Gelenler: Shaquille O’neal, Jermaine O’neal, Delonte West, Von Wafer, Avery Bradley, Semih Erden, Luke Harangody
Gidenler: Tony Allen, Michael Finley, Brian Scalabrine, Rasheed Wallace, Shelden Williams

2010 finallerinin 7 maçına Kendrick Perkins’den yoksun bir şekilde çıkıp, 13 sayıya kadar açtıkları farkı koruyamayarak, Ron Artest’in sürpriz performansı ve ribauntlarda Lakers’ın ezici üstünlüğü sonucu dramatik bir şekilde şampiyonluğu kaybeden Celtics yazı pota altı takviyeleriyle geçirdi. Perkins Şubat ayına kadar dönemeyecek. Hem sezon başındaki bu açığı kapatmak adına hem de olası Lakers final serisinde fizik ve ribaunt dezavantajlarını kapatmak için Shaq, Jermaine ve Semih Erden ile sözleşme imzalandı. Doc Rivers gibi insanlarla iyi iletişim kurabilen ve yıldızların dilinden anlayıp onları bir arada tutabilen bir koça sahip olması, kadro yapısına baktığımızda Celtics için çok büyük avantaj. Shaq kenardan gelmeyi sorun etmeyeceğini açıkladı ve Rivers koca oğlanı memnun edebilecektir. Delonte West kısa rotasyonuna iyi bir eklenti ancak saha dışı sorunları ve yaşadığı son sakatlık kafalarda soru işaretleri bırakıyor. Jermaine sağlıklı kalabildiği takdirde takıma ribaund ve savunma anlamında yararlar sağlayabilecek olsa bile sakatlıklar hızı ve çabukluğundan çok şey götürdü. Rajon Rondo bir yıldız gibi oynuyor, takıma liderlik edip hücumları yönlendiriyor ve gerektiğinde savunma direncini başlatan isim olabiliyor. Ray Allen şiir gibi şut atmaya devam ediyor ve savunmada aksamıyor. Paul Pierce skor anlamında sıkıştığında takımın kurtarıcısı rolünü üstleniyor, hem içeri penetreleriyle hem de şutlarıyla rakip savunmalara zor anlar yaşatıyor. Kevin Garnett savunmada her açığı kapatmaya çalışıyor. Hücumda eskisi kadar korkutucu bir güç olarak görünmese de enerjisi ile takımın itici gücü. Kendrick Perkins pota altında itiş kakışı çok seven ve zaman zaman pis oynasa da sertliğiyle rakipleri sindiren bir uzun. Glenn Davis ve Nate Robinson benchden gelip skora direkt katkı yapabilecek isimler. Celtics’in bu sezonu şampiyon olarak bitireceğini düşünüyorum.

Charlotte Bobcats

Gelenler: Kwame Brown, Matt Carroll, Sharron Collins, Shaun Livingston, Dominic Mcguire, Eduardo Najera
Gidenler: Alexis Ajinca, Tyson Chandler, Erick Dampier, Raymond Felton, Stephen Graham, Theo Ratliff

Geçen yıl tarihinde ilk kez playoffa kalma başarısı gösteren Charlotte Bobcats’in aynı başarıyı bu yıl tekrarlaması zor gözüküyor. Tyrus Thomas’ın potansiyeli tartışılmaz ancak 4 yıldır bunu yansıtamamış bir oyuncuya verilen 5 yıl 40 milyon dolarlık kontratı bir hata olarak görüyorum. Raymond Felton ile sözleşme imzalamayarak gitmesine göz yumdular ve 1 numara pozisyonunu DJ Agustin’e teslim ettiler. Superstar potansiyeli, peynire dönen dizleri yüzünden yerle bir olan Shaun Livingston ile Agustin’i yedekleme düşüncesine gittiler. Stephen Jackson takımın skor anlamında güvenebileceği tek isim ve dış şut tehdidi. Gerald Wallace içeri driveları, savunmadaki muazzam etkinliği ve ribauntlarıyla takımın bağlayıcı oyuncusu ve temel direği. Boris Diaw çok yönlü oyunuyla iyi bir rol oyuncusu. Genel olarak Bobcats geçen yıl olduğu gibi maçlarını ağır bir tempoda oynayıp yaptığı sert savunma ile kolay basketler bulmaya çalışacak. Stephen Jackson’ın hücumda ne kadar verimliği olacağı onlar için kilit bir etmen.

Chicago Bulls
Gelenler: Carlos Boozer, Ronnie Brewer, Keith Bogans, Kyle Korver, Ömer Aşık, Brian Scalabrine, Kurt Thomas, CJ Watson
Gidenler: Kirk Hinrich, Acie Law, Hakim Warrick, Brad Miller

Doğunun yükselen değerlerinden Bulls bekledikleri gibi olmasa da iyi bir yaz geçirdiler. Serbest oyuncu piyasası için yer açmak adına Kirk Hinrich gibi değerli bir parçayı feda ettiler. Yazın büyük balıklarından sadece Carlos Boozer ile çıkabildiler. Boozer, Elton Brand’den bu yana kaybolan pota altı skoreri ihtiyacına çözüm olacaktır. Derrick Rose Chicago’ya hayat getiren oyuncu. Olgun bir kişiliği var ve tavırlarıyla takım arkadaşlarının saygısını şimdiden kazandı. İçeri penetre konusunda ligin en iyilerinden ve oyun kurucu yetenekleri üst düzeyde. Dış şutunu geliştirdiğinde daha da korkutucu bir skorere dönüşecektir. Takım arkadaşlarını oynatmayı sevmesi ve onlara güvenmesi hem saha içi oyun hem de saha dışı ilişkiler adına son derece olumlu. Joakim Noah pozisyonuna göre kilo olarak zayıf bir oyuncu. Ancak ligin en yürekli oyuncularından birisi… Onun enerjisi bütün takım için büyük bir itici güç. Ribauntlara katkısı ve savunmaya verdiği önem Chicago için çok kilit. Luol Deng komple bir oyuncu ve iyi bir takım arkadaşı. Ancak aldığı kontratın büyüklüğü omuzlarında yük oluşturuyor. Ronnie Brewer, Kyle Korver, Keith Bogans gibi önemli playoff tecrübesi olan veteran oyunculara sahipler. Carlos Boozer’ın kafa yapısı Bulls için önemli faktör olacaktır. Rakip hücum ederken pota altında piknik yapmaya devam ederse playofflarda Bulls için konferans yarıfinalinden ötesi zor olacaktır.

Cleveland Cavaliers
Gelenler: Ramon Sessions, Ryan Hollins, Christian Eyenga, Joey Graham, Manny Haris, Samardo Samuels
Gidenler: LeBron James, Shaquille O’neal, Zydrunas Ilgauskas, Sebastian Telfair, Delonte West, Daniel Gren.

Bu yazın en zararlı takımı Cavs. Ele avuca sığdıramadıkları biricik sevgilileri kendilerini terk etti. Ohio yerlisi olan LeBron James kendi eyaletinin takımını, son derece çirkin bir görüntü veren ‘Karar’ adlı programda terk ettiğini açıkladı. LeBron gitti ama ellerinde hala iyi parçalar var. Ancak sürükleyici bir yıldızları olmaması playoff şanslarını zora sokuyor. Mo Williams son derece istikrarsız, sadece atmayı bilen ve iyi şut tercihleri yapamayan bir oyuncu. Varejao takıma savunma sertliğinde ve ribauntlarda önemli fayda sağlıyor. Oyununu gittikçe geliştiren JJ Hickson bu yıl daha fazla rol üstlenecek. Antawn Jamison’ın takımın skor yükünü çekmesi bekleniyordu ancak bu yazı yazıldığında sezonda birkaç maç oynandı ve Jamison benchden gelip yedek kadro sahadayken skor sıkıntısını çözmeye çalışıyor. Ramon Sessions delici bir oyuncu ve 1 numara pozisyonunu yedeklemek için iyi bir seçim. Anthony Parker iyi bir dış atıcı ancak tamamlayıcı parça olarak takımda bulunduğunda performansı yükselen bir oyuncu. Byron Scott gibi kaliteli bir koçları var.Cleveland bir arada oynamaya ve kazanmaya alışmış bir takım. Yenilgileri kolay kabullenmeyeceklerdir ve maçlarda savaşacaklardır. Sezon boyunca playoff için umut besleyip sonlara doğru havlu atacaklarını ve 38-42 galibiyet civarında sezonu tamamlayacaklarını düşünüyorum.

Dallas Mavericks
Gelenler: Brian Cardinal, Tyson Chandler, Dominique Jones, Ian Mahinmi, Steve Novak
Gidenler: Matt Carrol, Erick Dampier, Eduardo Najera

Dallas yıllarca tepeye oynayan ama şampiyonluk adayı olarak görülmeyen bir takım. Bu yıl da çok fazla şey değişmemiş gibi gözüküyor. Takımı oynatabilecek, ribauntlara katkı sağlayacak ve yüksek yüzdeyle şut atabilecek bir guardı Jason Kidd var. Zamanında ligin en iyi bi kaç guard savunmacısından birisi olan Kidd şu anda bu işi de hızı ve çabukluğu kendisine izin verdikçe yerine getirebiliyor. Artık bir yaşayan efsane olan Nowitzki hala ligin en iyi skorerlerinden ve en iyi oyuncularından birisi. Caron Butler takım için kilit bir rol üstleniyor. Onun dışarıdan Nowitzkiye yardımcı olması Mavericksin başarısı için şart. Ancak bu yardımı dış şuttan ziyade içeri penetreleriyle gerçekleştirmesi gerekiyor. İyi şutörlere sahip olan Mavericksin delici oyunculara ihtiyacı var. Aynı zamanda iyi bir ribauntçu ve savunmacı olan Butler’ın oyunun bu bölümlerine de önem vermesi gerekiyor. Tyson Chandler, Brendan Haywood pivot ikilisi pota altında son derece sert ve savunmacı oyuncular.Ancak bu iki oyuncunun hücumunun kısıtlı olması ve Nowitzki’nin pota altından oynamaması Dallas’ın iç dış uyumunu bozuyor. Shawn Marion eski günlerinin gölgesinde gözüküyor. 4-5 yıl önceki Marion ve istikrarlı skor üreten Butler Mavericksi şampiyonluğun en kuvvetli adaylarından birisine dönüştürür. Marion bu sezon silkinip eski formuna yaklaşabilecek mi göreceğiz. Jason Terry ligin en iyi bench oyuncularından birisi ve direkt skore katkı yapma kapasitesine sahip ancak savunmaya hiç bulaşmıyor ve bu alanda takımına zarar veriyor. Rodrigue Beaubois ve Jose Juan Barea da kenardan oyuna girip maça direkt etki edebilecek oyuncular. Beaubois’ya özellik dikkat. Yüksek bir potansiyeli var. Dallas’ın en iyi ihtimalle konferans finali yapacağını , konferans yarı finalinde eleneceğini düşünüyorum. Ancak bu takımın limitli daha yüksek…

Denver Nuggets
Gelenler: Gary Forbes, Al Harrington, Shelden Williams
Gidenler: Malik Allen, Brian Butch, Coby Karl

Bu yazın son bölümünü çalkantılı bir şekilde geçiren Nuggets geleceği en belirsiz takımlardan. Carmelo’nun takımdan ayrılacağına kesin gözüyle bakılıyor ve her an takas edilebilir. Sezon sonunda Melo’yu hiç uğruna kaybetmemek için takas dönemi bitmeden Melo’yu yeni bir takımda görebiliriz. Nuggets yönetimi Melo’nun kalmaya karar vereceğini hala umut etse de bence buna kendileri de inanmıyorlar ve en iyi teklif gelene kadar beklerken oyuncunun takas değerini kaybetmemesi için bu açıklamaları yapıyorlar. Melo’nun takımdan ayrılmaya karar vermesindeki etkenler takımının bu yaz serbest oyuncu piyasasında pasif davranması ve Miami’de gerçekleşen koalisyondan etkilenerek daha iyi oyuncularla yan yana oynamak istemesidir. Ayrıca yeni evlendiği eşi Lala Vazquez’in MTV’de program sunuculuğu yapması dolayısıyla Carmelo’ya New York’a yakın bir yere gitmesi için baskı yapması, Brooklyn’de büyüyen Carmelo’nun New York’un yerlisi olması ve ayrıca Amar’e ile birlikte oynama, Chris Paul’un yanlarına katılacağı yönünde söylentiler ve New York’un büyük bir Pazar olup Melo’ya daha çok para kazandırabileceğini nedenler arasında sayabiliriz. Bütün bu söylentiler sonucunda sizde Melo’nun takımdan ayrılma ihtimalinin çok yüksek olduğunu düşünüyorsunuzdur. Yazın Al Harrington’a 5 yıl 34 milyon dolarlık bir kontrat verdiler ve bu yaz ki oyuncu piyasasından bana göre kötü bir şekilde çıktılar. Chauncey Billups bir adım yavaşlamış olsada hala mükemmel bir faul atıcısı, iyi bir şutör, ligdeki en iyi liderlerden birisi ve iyi bir savunmacı. JR Smith kötü şut seçimi ve istikrarsızlığın NBA’deki karşılığı. Arron Afflalo iyi bir savunmacı ve şutör. Kenyon Martin ligin birebirde en iyi pota altı sırtı dönük savunmacısı ancak sağlık sorunları yüzünden yıllardır istikrarlı bir katkı yapamadı ve sezonun ilk yarısında takımdan ayrı kalacak. Nene pota altında sert bir oyuncu ve hücumda sayı üretebiliyor. Ty Lawson ligin en hızlı oyuncularından ve iyi bir atlet. Billups gibi bir guardla oynaması onun yararına. Billups takımdayken ondan öğrenebileceği her şeyi öğrenmesi lazım 1 numara pozisyonu ileride onun olacak. Anthony belirsizliği takımın nereye kadar gidebileceğini güçleştiriyor ve takımın yıldızının ayrılmak istediğini söylemesi diğer oyuncular üzerinde negatif bir etki yaratacaktır.

Detroit Pistons
Gelenler: Greg Monroe, Tracy McGrady, Terrico White.
Gidenler: Kwame Brown.

Detroit’den bu yaz sadece bir oyuncu ayrıldı. Çünkü kimse onların oyuncularını istemiyor. Artarda yapılan hatalı hamleler Detroit takımını yerle bir etti. Akla sığmayacak bir şekilde Billups karşılığında Allen Iverson’ı almaları sonun başlangıcı oldu. Iverson’ın biten kontratının ardından doğan boşluk ile Ben Gordon ve Charlie Villanueva ile sözleşme imzalayarak berbat iki hamle daha yaptılar. Disiplini, sert ve takım oyunuyla tanıdığımız Detroit bu günlerde darmadağın, savunmaya hiç bulaşmayan toplama takım görüntüsü veriyor. Hamilton hala iyi bir skorer. Tayshaun Prince iyi bir rol oyuncusu. Ancak takımda Charlie-V gibi oyuncular olduktan sonra bir yerlere gelmek oldukça zor. Stuckey iyi bir skorer pozisyonuna göre güçlü bir fiziği ancak oyun kurucu yeteneklerinden yoksun. Ben Gordon lige girdiği günden beri atmaktan başka bir şey yapmıyor. İyi de atıyor aslında ama Detroit’de geçen yıl onu da gösteremedi. Jason Maxiell, gelişme göstermesi beklenirken yıllar geçtikçe geriye doğru gitti. Ben Wallace hala pota altında savaşabiliyor. Yetenekli pivot Greg Monroe ilerisi için umut veriyor. Playoff dışında kalmaları kesin gözüküyor.

Golden State Warriors
Gelenler: David Lee, Dorrel Wright, Dan Gadzuric, Charlie Bell, Jeff Adrien, Louis Almundson, Rodney Carney, Jeremy Lin, James Mays

Gidenler: Kelenna Azubuike, Corey Maggette, Anthony Morrow, Anthony Randolph, Anthony Tolliver, Ronny Turiaf, CJ Watson
Golden State bu sezona daha umutlu giriyor çünkü Don Nelson takımdan elini çekti. Stephen Curry ligin en iyi şutörlerinden ve oyun kurucu yeteneklerini geliştiriyor. Takımın geleceği için önemli bir parça. Monta Ellis üst düzey bir skorer ancak Curry ile birlikte arka alanda fizik olarak zayıf kalıyor ve iki oyuncuda topu elinde tutmayı seviyor. Ellis’i büyük ihtimalle değerinin en yüksek olduğu dönemde takas edeceklerdir. Dorrel Wright savunmaya hiç bulaşmayan takıma iyi savunmacı sıfatıyla geldi. Aynı zamanda etkili bir dış şutu var ve atlet bir oyuncu. David Lee hamlesi başarılı ancak serbest kalmış bir oyuncuyu almak için karşılığında çok fazla oyuncu verdiler. Lee sahada mücadele eden özveriyle oynayan bir oyuncu… Andris Biedrins pota altını kapatabilecek iyi bir ribauntçu. Loıis Almundson kendini yerden yere atan, her topun peşinden koşan bir oyuncu ve Golden State’in bu tarz oyunculara ihtiyacı var. Ellis ve Curry’nin uyumu bu takımın çıkabileceği noktayı belirleyecek. Ve tabiî ki Ellis’in takas edilmesi durumunda alınacak parçalar. Her şeye rağmen playoff uzak bir hayal gibi gözüküyor.

Houston Rockets
Gelenler: Courtney Lee, Brad Miller, Patrick Patterson, Ishmael Smith
Gidenler: David Andersen, Trevor Ariza

Geçen yıl 42 galibiyetle beklentileri aşan Houston Rockets’ın bu başarısındaki temel etmen koç Rick Adelman. Ligin en iyi koçlarından birisine sahip olmak Rockets için büyük bir avantaj. Yao Ming bu sezon dönecek ancak maç başına 24 dakika kısıtlaması getirildi. Uzun süredir Yao ile oynamayan oyuncuların, onun sahada bulunduğu kısıtlı sürede kendisinden faydalanmayı başarması gerekiyor. Luis Scola ligin üst düzey pota altı oyuncularından birisine dönüştü. Sınırlı atletik yetenekleri onun ligdeki en iyi oyunculardan birisi olmasını engelliyor. Shane Battier her takımın kadrosunda görmek isteyeceği tipte bir oyuncu. Sayı atabiliyor, savunma yapabiliyor, ribaunt alabiliyor, sorun çıkartmadan sessizce işini yapıp gerektiğinde takıma liderlik ediyor. Kevin Martin ve Aaron Brooks guard ikilisini oluşturuyor. İkiside atmayı seven bu oyuncuların birbiriyle uyum içinde oynamaları çok önemli. Brooks bu sezon şutundan önce takımı oynatmayı düşünmeli. Ligdeki en hızlı oyunculardan birisi ve içeri iyi penetre edebiliyor ancak zayıf olan fiziği bu penetreleri bitirmesini zorlaştırıyor. Corutney Lee, Kyle Lowry, Chase Budinger, Brad Miller, Chuck Hayes ve Jordan Hill gibi son derece üst düzey bir benche sahipler. Brad Miller sorunlu olan pota altına iyi bir takviye ancak savunma zaafları yaşı ilerledikçe artıyor. Chase Budinger inanılmaz bir sıçrama yeteneğine sahip ve bu ligde bir şeyler başarabileceğini ilk sezonunda gösterdi. Güçlü batıda bu sezonki playoff şanslarını Yao’nun katkısı belirleyecek. Ancak Houston takas senaryolarında oldukça hareketli ve ellerinde takımların ilgisini çekecek parçalar bulunuyor.

Indiana Pacers
Gelenler: Darren Collison, Paul George, James Posey, Lance Stephenson
Gidenler: Luther Head, Troy Murphy, Earl Watson

Bu sezon gelişme göstermesini beklediğim takımlardan birisi de Pacers. Darren Collison hamlesi son derece başarılı. Geçen yıl Chris Paul’ün sakatlığında New Orleans’da beklentilerin çok üzerine çıkan Collison, Pacers’ın yıllardır büyük sıkıntı çektiği 1 numara pozisyonuna çözüm oldu. Dış şutu istenen düzeyde olmasa da kötü değil. Topla çok çabuk ve içeri penetreleri etkili. Gelecek için önemli bir parça. Danny Granger takımın bir numaralı oyuncusu. İstatistik kağıdının blok ve top çalma dahil her bölümünü dolduruyor. Son dönemde çok fazla şut atmaya başladı. Granger’ın içeri daha fazla penetre etmesi gerekiyor. Roy Hibbert ligin en sıkı çalışan oyuncularından birisi. 2.20 ye varan boyuyla pota altında caydırıcı bir güç ve yumuşak bir bileği var. Aynı zamanda basketbol zekası iyi düzeyde. Pacers’ın geleceğe umutla bakmasını sağlayan 3 temel parçadan birisi. Mike Dunleavy iyi bir skorer ve üçlükçü ancak son dönemde sakatlık sorunları yaşadı ve savunmaya pek bulaşmıyor. Tyler Hansbrough geçen yıl sakatlıklarla boğuştu ancak sağlıklı olduğu takdir de bu ligde iyi işler yapabilecek bir oyuncu. Dahntay Jones. AJ Price . Brandon Rush. James Posey, Jeff Foster bench derinliğini oluşturuyor. Foster soyunma odasında bulunmasını isteyeceğiniz türden bir oyuncu ayrıca sahada büyük özveriyle oynuyor ve ligin en iyi ribauntçularından birisi. TJ Ford ise bu takımın çıbanı. Pacers bu sezon playoffu zorlayacaktır ve doğunun son 3 sırasından birisini kapmaya aday takımlardan.

Los Angeles Clippers
Gelenler: Randy Foye, Ryan Gomes, Al-Farouq Aminu, Eric Bledsoe, Jarron Collins, Brian Cook, Willie Warren
Gidenler: Steve Blake, Mardy Collins, Drew Gooden, Steve Novak, Travis Outlaw, Brian Skinner

NBA’in lanetli takımı geçen yıl Blake Griffin’i daha sezon başlamadan kaybetti. İnanılmaz atletik yeteneklere ve çok sağlam bir vücuda sahip olan Griffin, Clippers organizasyonunun yeni yüzü olacaktır. Baron Davis’in yıllardır aklı basketbolda değil gibi. Onun performansı Clippers için kilit bir etmen. Ligin en iyi bi kaç guardından birisi ancak basketbol onun beyninde ilk sırada değil. Eric Gordon iyi bir şutör ve atlet. Güçlü bir oyuncu ancak 1.93 olan boyuyla 2 numara pozisyonu için o kadar da güçlü değil. Milli takımla geçirdiği yaz oyununa olumlu katkılar yapacaktır. Chris Kaman pota altında sayı üretmesini bilen ve ribauntları toplayan bir uzun. Oyunun savunma tarafına pek bulaşmıyor. Bu yıl draft edilen çaylakları Eric Blodsoe ve Aminu gelecek için ışık vaat eden oyuncular. Bench derinliğini Randy Foye, Ryan Gomes, Rasual Butler, DeAndre Jordan gibi oyuncularla sağlıyorlar. Bu yıl Clippers’ın alacağı galibiyet sayısını Davis’in kafa yapısı belirleyecek. Ellerinde Griffin gibi bir cevher var. Oyununu geliştirmeye hevesli ve çok çok çalışkan bir oyuncu. Griffin’e kötü örnek olabilecek Baron Davis, Chris Kaman gibi oyunculardan Clippers’ın kurtulması lazım. Bu oyuncular karşılığında eksiklerini kapatacak iyi parçalar veya biten kontratlar alabildikleri takdirde ilerisi için umut gözüküyor. Ancak Baron Davis’i o kontratı ve şu anki haliyle kim ister o bilinmez.

Los Angeles Lakers
Gelenler: Steve Blake, Matt Barnes, Theo Ratliff, David Ebanks, Derrick Caracter
Gidenler: Jordan Farmar, DJ Mbenga, Adam Morrison, Josh Powell

Son şampiyon bu sezona güçlenerek başladı. Steve Blake bu yazın en başarılı hamlelerinden birisi. Aksayan 1 numara pozisyonuna üçgen hücuma uyum sağlayabilecek iyi bir guard eklentisi. Matt Barnes şampiyon takımların kadrolarında görmek isteyeceği türden boş şut sokabilen, rakibin skorerini oyundan yıldıran ve pis işleri yapabilen bir oyuncu. Bynum’un kronikleşen sakatlıklarına önlem olarak zamanının blok kralı veteran pivot Theo Ratliff kadroya katıldı. Çaylaklar David Ebanks ve Derrick Caracter sezon öncesinde iyi izlenimler bıraktılar ancak sezon içinde bu kadroda süre almaları zor. Takımdaki 2. yılına giren Ron Artest’in sisteme alıştıkça hücumdaki verimliliğinin artmasını bekleyebiliriz. Gasol, Bynum, Odom üçlüsü korkutucu bir pota altı oluşturuyor. Ligin en yönlü oyuncularından olan Odom benchden gelerek takıma ihtiyaç duyulan pozisyonda yardımcı oluyor. Zaman zaman topu getiren oyuncu görevini bile üstleniyor. Derek Fisher normal sezonu kaldırabilecek düzeyde değil ve savunmada hızlı oyunculara karşı ciddi zaafı bulunuyor. Ancak onun tecrübesinde bir oyuncu bulmak çok zor ve kritik anlarda eli titremeden şutları sokabiliyor. Shannon Brown her geçen yıl oyununu geliştirdi ve bu sezon 3 sayı çizgisinin gerisinden de ciddi bir tehdit haline geldi. Ve Kobe Bryant… Onca sakatlığa rağmen geçen yıl gösterdiği özveri birçok oyuncuya örnek olmalıdır. Kendisini geliştirmeye çalışmaktan asla vazgeçmeyen ve ligde geldiği noktayı hak eden bir oyuncu. Oyunu üzerinde çok sıkı çalışıyor ve imkânsız şutları sayıya çevirebilme yetisine sahip. Ancak ben her şeye rağmen Lakers’ı Celtics’in gerisinde görüyorum. Bu yıl normal sezonu daha fazla dinlenerek geçirecektir Celtics ve playofflara daha diri girecektir. Geçen yıl 7. maçta Boston’lı oyuncuların ayaklarının neredeyse zor gittiğini gördük. 1 yıl daha yaşlandılar ancak kadroları daha derin.

Memphis Grizzlies
Gelenler: Tony Allen, Acie Law, Greivis Vazquez, Xavier Henry
Gidenler: Ronnie Brewer, Lester Hudson, Jamaal Tinsley, Steven Hunter, Marcus Williams

Genç ve yetenekli bir çekirdeğe sahip olan Grizzlies geçen yıl Zach Randolph’u kadrosuna kattığına eleştiriye uğramıştı. Ancak Randolph takımdaki potansiyeli görmüş ve kaybetmekten sıkılmış olacak ki sahada ciddi bir basketbol oynadı ve bu takıma büyük yararlar sağladı. Mike Conley ligin üst düzey guardlarından birisi olabilir ve Grizzlies sabırla bu patlamayı bekliyor. OJ Mayo büyük ihtimalle takımdan gönderilecek. Conley ve Gay’e verilen kontratlardan sonra bu daha da kesinleşti diyebiliriz. Mayo olgun, soğukkanlı ve sayı üretme konusunda oldukça yetenekli bir guard. Marc Gasol ligin iyi pivotlarından birisine dönüştü. Yüksek basketbol zekası ve abisine göre daha sert olan oyunuyla ligde bir çok takımda ilk beş başlayabilecek bir oyuncu. Takımın benchi derin değil. Boston’dan alınan Tony Allen üst düzey bir savunmacı ve atlet bir oyuncu. Geçen yıl beklentileri aşarak uzun süre playoff yarışında kalan Memphis ligin sonuna doğru düşüşe geçmişti. Bu sezon hedefler daha yukarı çekildi ve şehir takımdan playoff bekliyor. Ancak önce Mayo sorununu çözmeleri lazım.

Miami Heat
Gelenler: Chris Bosh, Eddie House, Juwan Howard, Zydrunas Ilgauskas, LeBron James, Mike Miller, Jerry Stackhouse, Dexter Pittman
Gidenler: Michael Beasley, Daequan Cook, Yakhouba Diawara, Jermaine O’neal, Quentin Richardson, Dorell Wright

Bu yazın en çok konuşulan takımı şüphesiz Heat. Ligin en verimli çağlarındaki süper yıldızlardan 3’ü Miami’de buluştu. İmzalar atıldıktan sonra özellikle Chris Bosh’un ağzından kaçan bazı cümleler bunu çok önceden kararlaştırdıklarını kanıtlıyor ve bu NBA kurallarını çiğnedikleri anlamına geliyor. Daha sonra yalanlamalar oldu tabiî ki ve NBA yönetimi bu olayın üstüne fazla düşmedi. Mike Miller takımın eksik yönü olarak gözüken üç sayı tehdidini oluşturmak için kadroya alındı ancak sakatlığı nedeniyle sezonun ilk bölümünü kaçıracak. Udonis Halsem pis işleri yapan ve orta mesafeden boş şutları cezalandırabilen bir oyuncu. Miller ile ikisi büyük miktarda paradan feragat ederek bu takımın bir parçası oldular. Eddie House, Ilgauskas, Juwan Howard şampiyonluk adayı takımların ihtiyaç duydukları parçalar. Her şeye rağmen ben Miami Heat’in zorlanacağını düşünüyordum. Bu yazı yazıldığında ligde birkaç maç oynandı ve Miami beklediğimden daha fazla zorluk çekiyor. Bu 3 yıldız da eski takımlarında tek başlarına hücum eden ve skor yükünü çeken oyunculardı. Miami’de de aynı şekilde hücum etmeleri çok ilginç Biri topu eline alınca diğer ikisi sadece izliyor ve bu 3’lüyü bir araya getirmenin manası kayboluyor. Her şeye rağmen bu takım yıl ortasına kadar toparlanacaktır ancak ben Boston’u geçebileceklerini düşünmüyorum.

Milwaukee Bucks
Gelenler: Corey Maggette, Earl Boykins, Jon Brockman, Keyon Dooling, Chris Douglas-Roberts, Drew Gooden, Larry Sanders, Darington Hobson
Gidenler: Primoz Brezec, Luke Ridnour, Royal Ivey, Charlie Bell, Darnell Jackson, Dan Gadzuric, Jerry Stackhouse, Kurt Thomas

Geçen yıl beklentileri aşarak playoff yapan Bucks’da, oyuncularından verim almayı iyi bilen koç Scott Skiles övgüyü hak ediyor. Bir yıl daha olgulaşan Jennigs ve Corey Magette takviyeleriyle beklentiler bu sezon artmış durumda. Magette içeri penetre konusunda ligin en iyilerinden birisi. Sıklıkla faul çizgisine gidip kolay sayılar buluyor. İyi bir savunmacı olacak özelliklere sahip ve oyunun bu yönüne kendisini vermediği takdirde Scott Skiles’dan çok fazla süre alamayacaktır. Jennings zaman zaman topu çok fazla elinde tutup pozisyonları zorluyor. Bir point guard için oldukça düşük bir yüzdeye sahip. John Salmons gibi bir skorerin yanına Magette’nin de katılmasıyla Jennings’in atmayı kafasında ikinci plana alması lazım. Andrew Bogut geçen yıl beklenen gelişimi gösterdi ve maçları artık kazanmak için oynuyor ve çabalıyor. Onun pota altında savunmada büyük bir güce dönüşmesi Bucks’ın geçen yılki çıkışının asıl nedeniydi. Yılın sonunda yaşadığı sakatlıktan döndü ancak bileğinin düzelmesi biraz daha zaman alacaktır. Ersan benchin önemli bir parçası. Savunmada gayretli, ribaunlara katkı yapıyor ve ceza şutlarını kesiyor. John Salmons savunma da dahil her şeyi yapabiliyor ancak hiçbir şeyde mükemmel değil. Kobe Bryant’ın bir alt modeli gibi. Eski kasa… Luc Mbah a Moute oyunun savunma tarafında etkili ve iyi bir ribauntçu. Drew Gooden rol oyuncusu olmayı sonunda kabul etmiş gözüküyor. Bucks’a ribaunt ve pota altı sayılarında yararlı olacaktır. Carlos Delfino geçen yıl Bucks’ın başarısında büyük rol oynadı ve bu sezonda takımdaki yerini aldı. Earl Boykins, Chris Douglas-Roberts ve çaylak Larry Sanders bench derinliğini oluşturan diğer isimler. Doğuda ilk 5’in içine girmeleri oldukça zor gözüküyor. Yaptıkları kötü başlangıç şanslarını azalttı. Ancak takım toparlanıp alt sıralardan playoffa girecektir.

Minnesota TimberWolves
Gelenler: Michael Beasley, Anthony Tolliver, Luke Ridnour, Martell Webster, Kosta Koufos, Sebastian Telfair, Wesley Johnson, Lazar Hayward
Gidenler: Ryan Gomes, Ryan Hollins, Nathan Jawai, Al Jefferson, Oleksi Pacherov, Ramon Sessions

Geçen yılın en kötü takımlarından birisi olan Minnesota’nın bu yıl da ligin dibinde gezeceklerini düşünüyorum. Ancak 15 galibiyetten daha fazlasını alacaklardır. Al Jefferson’ın ayrılmasıyla 4 numara pozisyonun hakimi Kevin Love oldu. Çok iyi bir ribauntçu ve geniş bir hücum repertuarı var. Dış şutları da etkili… Uzun süre All-Star olabilecek bir oyuncu. Michael Beasley sezonu çoğunlukla 3 numara pozisyonunda geçirecek. Wolves’un hücumda kısıtlı kadrosunda daha çok şut kullanıp sayı ortalamasını yukarıya çekecektir ancak onun sorunu kafasının içinde. Jonny Flynn yetenekli bir guard ve gelişmeye açık. Luke Ridnour onu yedeklemek için iyi bir seçim ve tecrübeleriyle Flynn’in gelişmesine yardımcı olacaktır. Çaylak Wesley Johnson iyi bir atlet ve ortalama bir şutör. Fiziği boyuna göre zayıf. Vücuduna biraz daha kilo eklemesi lazım yoksa çok itilip kakılır. Atletik yetenekleri çok üstün olan Corey Brewer iyi bir savunmacı ve geçen sene oyununun hücum bölümünü oldukça geçirdi. Bu sezon kalabalıklaşan 2-3 numara rotasyonu nedeniyle dakika alması için daha çok çalışması gerekiyor. Darko Milicic’in geçen yılın sonunda oynadığı oyun Wolves yönetimi etkilenmiş olacak ki ona yıllık 5 milyon dolar civarında bir kontrat verdiler. 25 yaş sahip olduğu potansiyeli göstermeye başlaması için geç değil En azından ortayı kapatıp bloklarıyla kolay basketlere izin vermeyecektir.

New Jersey Nets
Gelenler: Jordan Farmar, Anthony Morrow, Troy Murphy, Travis Outlaw, Derrick Favors, Johan Petro, Quentin Ross, Damion Jones, Joe Smith, Ben Uzoh
Gidenler: Tony Battie, Ike Diogu, Chris Douglas-Roberts, Keyon Dooling, Courtney Lee, Sean Marks, Sean May, Y Jianlian

Geçen yıl lig tarihinin en kötü derecesini yapmaktan ucuz kurtulan Nets, bu yazın serbest oyuncu piyasasından kayda değer kimseyi alamadan çıktı. Travis Outlaw, Anthony Morrow gibi oyuncular değerli parçalar ancak yanlarında yıldız oyuncular olduğunda değerleri artanlardan. Ancak seneye serbest oyuncularla kontrat imzalayabilecek boşlukları olacak bütün çaba henüz boşa gitmiş değil. Brook Lopez ligin üst düzey pivotlarından birisi ve şu anda oyuncu bulması en zor olan bölgede iyi bir parça. Devin Harris geçen sene All-Star görüntüsünden oldukça uzaktı. Onun tekrar toparlanması şart. Troy Murphy ribauntlarda çok etkili ve ligin en iyi şutör uzunlarından birisi. Ayrıca biten büyük kontratı nedeniyle ayrı bir değer taşıyor. Derrick Favors atletik yetenekleri çok üst düzey bir çaylak. Son derece çalışkan olması gelecekte iyi bir yerlere geleceğinin sinyallerini veriyor. Jordan Farmar, Stephen Graham, Kris Humphries kadro derinliğini oluşturan oyuncular. New Jersey kesinlikle geçen yıldan daha iyi bir takım. Ancak henüz playoff yapmak için yeterli değiller. Tabii Carmelo takası gerçekleşmezse.

New Orleans Hornets
Gelenler: Trevor Ariza, Jerryd Bayless, Marco Belinelli, Willie Green, DJ Mbenga, Jason Smith, Pops Mensah-Bonsu, Quincy Pondexter
Gidenler: Darren Collins, Craig Brackins, Ike Diogu, Sean Marks, Morris Peterson, James Posey, Darius Songalia, Julian Wright

Chris Paul’un ayrılık mesajları göndermesinden hemen sonra Hornets yönetimi takıma eklemeler yaptı. Trevor Ariza 2-3 numarada savunma yapabilen ve skor kapasitesi olan bir oyuncu olarak Hornets’e fayda sağlayacaktır. Hornets’in en sıkıntılı olduğu 2 numara pozisyonuna Belinelli son derece başarılı bir hamle. Çok iyi bir şutör olan Belinelli aynı zamanda içeri drive edebilen bir oyuncu. Chris Paul savunmada ve hücumda ligin en iyi oyuncularından birisi. David West öldürücü bir orta mesafe şuta sahip ve uzunu dışarı çekerek pota altını boşaltabiliyor. Okafor sakatlıklar yüzünden kapasitesine ulaşamasa da iyi bir ribauntçu ve savunmacı. Aynı zamanda ligin ilk bölümünde hücumda daha aktif olduğunu gördük. Güçlü batıda playoff yapmak kolay değil ancak Phoenix’deki düşüş ve Denver’daki Anthony belirsizliği başka takımların playoff potasına girmesine olanak sağlıyor. Paul sağlıklı olduğu sürece New Orleans son sıralardan da olsa playoffa kalacaktır.

New York Knicks
Gidenler: Kelenna Azubuike, Raymond Felton, Landry Fields, Roger Mason, Timofey Mozgov, Anthony Randolph, Amar’e Stoudemire, Ronny Turiaf, Andy Rautins, Shawne Williams
Gidenler: David Lee, Eddie House, Sergio Rodriguez, Tracy McGrady, Al Harrington, Chris Duhon, JR Gideens, Jonathan Bender, Earl Barron

Yıllardır hayalini kurdukları LeBron’a kavuşamasa da New York iyi bir yaz geçirdi. Amar’e ile istikrarlı bir skorerleri ve ikili sıkıştırmalarla takım arkadaşlarına boş pozisyon yaratabilecek bir oyuncuları var. En azından yıllar sonra New York’un bir yıldızı var. Raymond Felton D’Antoni’nin sistemi için iyi bir guard aynı zamanda söylenenden daha iyi bir şutör. Danilo Gallinari ligin en iyi şutörlerinden birisi ve iyi bir ribauntçu. Wilson Chandler iyi savunma yapabilen ve aynı zamanda iyi bir skorer. Amar’e nin katılışından sonra takımda düşünülmeyen David Lee karşılığında Anthony Randolph, Kellenna Azubuike ve Ronny Turiaf’ı almaları son derece başarılı bir hamle. Randolph patlama yapması beklenen ve D’Antoni’nin koş koş sisteminde iş yapabilecek bir uzun. Turiaf yüreğiyle oynayan ve takımlara istatistik kağıdında görünmeyen katkılar yapabilen bir oyuncu. Aynı zamanda iyi bir blokçu ve savunmacı… Çaylak Landry Fields sezonun ilk bölümünde çok iyi ışık verdi. 2. yılına giren Toney Douglas ilerisi için iyi ışık veriyor. Doğuda son 3 sıranın muhtemel adaylarından birisi. Gerçekleşme ihtimali olan bir Carmelo takası her şeyi çok değiştirebilir tabiki.

Oklahoma City Thunder
Gelenler: Moris Peterson, Royal Ivey, Daequan Cook, Cole Aldrich
Gidenler: Kevin Ollie, Etan Thomas, Mustafa Shakur, Kyle Weaver

Thunder ligin geleceği en parlak takımı. Ancak şu anda da güçlüler. Kevin Durant lig tarihinin gördüğü en büyük skorerlerden birisi olmaya doğru ilerliyor. Ribauntlara katkı yapıyor ancak savunmada fazla konsantre değil. Russell Westbrook ligin elit guardlarından birisine dönüştü. Takımı oynatmakta artık daha başarılı ve üst düzey bir skorer. Thabo Sefolosha ligin en iyi dış şutörlerinden birisi ve ceza şutlarını sokuyor. Thunder için önemli bir tamamlayıcı parça. Jeff Green gösterdiği çabanın karşılığında gerekli övgüyü alamıyor. 3-4 numara arasında sıkışmış bir oyuncu izlenimi veren Green ribauntlara ve skor üretimine katkı yapıyor.Nenad Krstic pivot pozisyonu için yetersiz bir oyuncu. Serge Ibaka geçen yılın başından itibaren sürekli bir gelişim içerisinde. Çok iyi bir atlet, sert bir oyuncu iyi bir blokçu ve savunmacı. Aynı zamanda ben Ibaka’nın skor potansiyelinin de iyi olduğunu düşünüyorum ve yıllar ilerledikçe bu alanda kendisini gösterecektir. James Harden çok yönlü ve olgun bir oyuncu. Biraz daha agresif olması çünkü bir çok şeyi yapabilecek bir düzeyde. Eric Maynor 1 numara pozisyonu için iyi bir yedek ve aynı zamanda gelişmeye açık bir genç.Cole Aldrich ve BJ Mullens Thunder’ın sıkıntılı olduğu pota altında başka gelecek yatırımları.Koç Scott Brooks takımın başında olduğu dönemde son derece iyi işler yaptı. Bu genç kadroyu, antrenmanların büyük bir bölümünde savunma setleri üzerinde çalıştırıyor ve onlara kazanmak için neyin gerekli olduğunu vurguluyor. Thunder batıda playoffa kalacaktır ve üst turlara ilerlemeleri beni çok şaşırtmaz.

Orlando Magic
Gelenler: Chris Duhon, Quentin Richardson, Malik Allen, Daniel Orton
Gidenler: Anthony Johnson, Matt Barnes, Adonal Foyle

Dwight Howard etrafında kurulan bu takım her ne kadar şampiyonluk adayı olarak anılsa da kimse onların şampiyon olacağına inanmıyor. Bunda en büyük etmen kadrodaki bazı eksiklerle birlikte Howard’ın hücumu domine edememesi. Bu yazın bir bölümünü, pota altı hareketlerinin ustası, muhteşem fakeleriyle rakiplerini oyundan düşüren efsanevi pivot Hakem Olajuwon ile çalışarak geçirdi ve bunun etkilerini sezonun ilk bölümünde gördük. Dwight Howard’ın deyimiyle ‘yarı emekli’ Vince Carter Orlando’ya geçen yıl beklenen katkıyı yapamadı. Hidayet’in takımı oynatma kabiliyetini oldukça aradılar. Jameer Nelson üst düzey bir şutör ancak takımı oynatma konusunda çok başarılı değil ve hızlı guardların karşısında durmakta zorluk çekiyor. Rashard Lewis kontratı yüzünden çokça eleştiriliyor ancak bu onun suçu değil ve dış şutuyla Magic’in sisteminde önemli yeri var. Ancak içeri iyi penetre edebilecekken bu silahını neredeyse hiç kullanmaması kabul edilebilir gibi değil. Kendini savunan oyuncuların ondan daha yavaş olduğunu düşündükçe Lewis’e kızmamak elde değil. Quentin Richardson iyi bir şutör ve son yıllarda savunmasını oldukça geliştirdi. Chris Duhon bir numara için çok iyi bir yedek. Mickael Pietrus özellikle savunmada son derece yetenekli bir oyuncu ve skor potansiyeline de sahip ancak Magic ondan beklediği katkıyı henüz alabilmiş değil. Marcin Gortat başka takımlarda daha fazla süre alabilecek iyi bir pivot yedeğil. Ryan Anderson Orlando sistemine uyan bir uzun ancak geçen yıl ondan bekledikleri katkıyı alamadılar. Kolej basketbolunda bir efsane olan JJ Reddick geçen yıl oyunun diğer bölümlerini de geliştirdi ve artık takımda bir rolü var. Brandon Bass Dallas’da başarılı bir yedekti ancak Orlando’da pek fazla şans bulabilmiş değil. Magic normal sezonu en yüksek galibiyet sayısıyla bitirebilir ancak playofflarda durum daha farklı. Miami’yi zorlayabilirler çünkü Heat’in Howard’ı yavaşlatabilecek uzunları yok ancak Boston karşısında şansları olduğunu düşünmüyorum. Her iki takımı da elemeleri uzak bir ihtimal.

Philadelphia 76ers
Gelenler: Tony Battie, Andres Nocioni, Spencer Hawes, Craig Brackins, Evan Turner, Darius Sognalia,
Gidenler: Rodney Carney, Samuel Dalembert, Willie Green, Jason Smith, Francisco Elson

Philly’den bu sezon bir çıkış beklemek pek mümkün değil. Özellikle Iguodala takasını isteyip maçlarda çabalamayı bıraktın sonra. Elton Brand bu takıma geldiğinden beri tam bir hayal kırıklığı. Eğer o eski Brand gibi oynasaydı bu takım şu anda başka yerlerde olabilirdi. Jrue Holiday potansiyelli bir guard. Ayrıca iyi bir savunmacı olabilecek özelliklere de sahip. Evan Turner hem kendi şutunu yaratabilen hem de takım arkadaşlarına pozisyon hazırlayabilen bir oyuncu. Çok üst düzey bir atlet değil ve daha çok fundamentalıyla sonuca gidiyor. Thaddeus Young iyi bir atlet ve ilk iki yılında oyununda gelişme gösterdi ancak geçen yıla kadar. Philly’nin alabileceği her katkıya ihtiyacı var onun gelişimi takımın geleceği açısından önemli. Louis Williams benchden gelip skora etki edebilecek bir oyuncu. Jason Kapono ligin en kötü 3 sayı atan takımlardan biri için önemli bir parça ancak oyunundaki diğer zaafları sahada kaldığı süreyi kısıtlıyor. Spencer Hawes şutör uzunlardan ve skorer bir oyuncu ancak serlikten yoksun ve savunma zaafları var. Philly sezon boyunca ligde iddialı olacaktır. Toronto ile birlikte lig sonunculuğu için.

Phoenix Suns
Gelenler: Josh Childress, Hidayet Türkoğlu, Hakim Warrick, Matt Janning, Gani Lawal
Gidenler: Louis Almundson, Leandro Barbosa, Jarron Collins, Taylor Griffin, Amar’e Stoudemire

Amar’e gidişi Suns’ı batı finali için iddalı takımlar arasından çıkardı. Steve Nash yaşlandıkça daha iyi istatistikler ortaya koyuyor. Takas edilmesi gündemde çünkü bu en mantıklı hamle olur. Takımın bu şekilde bir yere varması güçken ve Goran Dragic özgüvenle 1 numara pozisyonunda iyi işler yaparken Nash karşılığında takımın ihtiyaçlarını karşılayacak parçalar almak akılcı olabilir. Nash gibi bir oyuncuyu takas etme düşüncesi bile güç ancak takımı oynatabilecek Hidayet’de bulunurken bunu yapmak için doğru zaman olabilir. Jason Richardson geçen yıl playofflarda oyununu bir üst kademeye çıkartarak Suns’ın batı finaline çıkmasında önemli pay sahibi oldu. Robin Lopez takımın pota altında güvenebileceği tek isim ancak hücumu çok kısıtlı. Savunmacı ve sert bir uzun… Josh Childress Suns’ın sıkıntısı savunma konusunda yardımcı olabilecek, açık alanda etkili iyi bir görev oyuncusu. Grant Hill sakat geçirdiği yılların acısını çıkarırcasına 38 yaşında hala etkili. Channing Frye, Jared Dudley ve Goran Dragic ile birlikte Suns ligin en kaliteli benchlerinden birisine sahip. Herhangi bir takas olmazsa Suns sezon boyunca playoff yarışının içinde kalacaktır.

Portland Trail Blazers

Gelenler: Wesley Matthews, Fabricio Oberto, Luke Babbit, Eliot Williams, Armon Johnson
Gidenler: Jerryd Bayless, Juwan Howard, Martell Webster

Greg Oden tekrar sakatlanıp sezonu kapattı. Gerçekten çok üzücü bir gelişme ve Blazers’ın planlarını bozan bir olay. Brandon Roy çok yönlü bir oyuncu ve iyi bir skorer ancak sık sık sakatlanıyor. LaMarcus Aldridge sahada gösterdiklerinden çok daha fazla şeyler yapabilecek bir oyuncu. 18 sayı 8 ribaunt bu potansiyelde bir oyuncu için hiç yeterli değil. Marcus Camby ortayı kapatan sert bir uzun ve üst düzey bir savunmacı. Nicolas Batum hem savunma hem de hücumda yetenekli bir oyuncu. Zayıf olan fiziğine bir kaç kilo daha eklemesi lazım. Andre Miller iyi bir lider ancak üç sayı tehdidi hiç yok. Yine de skor üretme kapasitesine hala sahip. Wesley Matthews’a verdikleri kontrat son derece ilginç. Hücumda ve savunma da bazı şeyler yapabileceğini gösterdi ancak aldığı kontratı hak etmesi için geçen yıl yaptıklarını ilerletmesi gerekiyor. Yazın ülkesine dönmek istediğini söylemesine rağmen gitmesine izin verilmeyen Rudy Fernandez bench derinliğini oluşturan oyunculardan. Sakatlıklar onların bu yılki kaderini belirleyecek. Takımlarda sakatlıkları kronikleşmiş çok sayıda oyuncu bulunuyor. Son ana kadar playoff yarışı içinde kalacaklardır.

Sacramento Kings

Gelenler: DeMarcus Cousins, Samuel Dalembert, Luther Head, Darnell Jackson, Pooh Jater, Marcus Landry, Hassan Whiteside, Antoine Wright
Gidenler: Spencer Hawes, Andres Nocioni, Jon Brockman, Sean May, Dominic McGuire, Ime Udoka

Tyreke Evans ligin yeni superstar adaylarından. Zaman zaman topu elinde çok fazla tutsa da, kendi şutunu yaratabilen, takım arkadaşlarına pozisyon hazırlayabilen ve içeri driveları oldukça etkili bir oyuncu. Son derece güçlü fiziği ve uzun kolları hem pota altında bitirmesini hem de yüksek bir savunma potansiyeline sahip olmasını sağlıyor. Philly’den alınan Dalembert pota altına savunma sertliği getirecek ve ribauntlara katkı sağlayacaktır. Çaylak DeMarcus Cousins ligin en iyi 2-3 pivotundan biri olabilecek potansiyele sahip olsa da kişiliği nedeniyle bu ligde tutunmasının zor olduğu izlenimi verdi. Henüz 19 yaşında ve erken olgunlaşması onun yararına. Carl Landry ribauntlarda fena değil ve etkili bir skorer. Jason Thompson fizikli ve içerden ve dışarıdan oynayabilen bir 4 numara. Omri Casspi fiziksel mücadeleden kaçınmayan sert bir oyuncu. Aynı zamanda bir beyaza göre üst düzey bir atlet. Dış şutları etkili ve mücadeleci bir oyuncu… Oyunu gelişmeye çok açık. Beno Udrih 1 numara pozisyonunda ilk 5 de görmek istemeyeceğiniz bir oyuncu ancak işini elinden geldiğince iyi yapıyor. Ben Sacramento’nun bu yıl gelişme göstermesini bekliyordum. Ancak sezonun şu ana kadarki bölümünde Cousins hakkında duyduklarım onların bu senede ligin en kötü takımlarından biri olacaklarını düşünmeme yol açtı.

San Antonio Spurs

Gelenler: Bobby Simmons, Tiago Splittler, Gary Neal, James Anderson
Gidenler: Keith Bogans, Roger Mason, Ian Mahinmi

2 kere MVP seçilmiş, basketbol tarihinin en büyük oyuncularından birisi olan Tim Duncan’ın yaşlandıkça çabukluğunu kaybetmesi San Antonio’yu şampiyonluk adayı bir takım olmaktan uzaklaştırdı. Bu yıl normal sezonda Duncan’ı kısıtlı sürede kullanmak isteyen Spurs teknik kadrosu, Onu playofflara daha diri bir şekilde hazırlamaya çalışıyor. 4 şampiyonluk yüzüğü bulunan Duncan hala ligin en savunmacılarından ve ribauntçularından. Richard Jefferson takviyesiyle geçen yıl Spurs umutlarını arttırmıştı ancak Jefferson çok kötü bir yıl geçirdi. Yazın Popovich ile sistemini daha iyi anlamak için özel çalışan Jefferson’la birlikte antrenman yapanlar, 95 yazındaki Michael Jordan kadar sıkı çalıştığını söylüyorlar. Jefferson iyi bir savunmacı ve içeri penetre etme ve dış şut sokma yetisine sahip. Tony Parker ligin en iyi delicilerinden ve boyalı alandan en çok sayı bulan oyuncularından. Hala iyi bir oyun kurucu değil. Takımı oynatmayı daha çok düşünmesi lazım… Manu Ginobili komple bir oyuncu. Sahada birçok şeyi yapabilen ve gerektiğinde takımını sırtlayabilen bir isim. Dejuan Blair kısa boyu ve geçirdiği diz sakatlıkları yüzünden 2. tura sarktı ve Spurs’e geçen yıl güzel bir sürpriz oldu. McDyess çok yaşlandı ve katkısı azaldı. Blair uzun rotasyonunda daha çok şans bulacaktır. Popovich’in favori oyuncularından George Hill benchden direkt skora etki edebilen bir oyuncu. Tiago Splitter hamlesi Spurs’ü bu yıl daha da çok umutlandıran bir hamle oldu. Avrupa’nın en dominant uzunu olan Splitter, Duncan’la birlikte pota altında skor üretebilen, sert ve savunmacı bir ikili oluşturuyor. Spurs sezona sağlıklı giriyor ve bu yıl geçen yıldan daha iyi bir görüntü sergiliyor. Tim Duncan playofflarda eski formuna yaklaşabilirse şampiyon bile olabilirler. En az konferans yarı finali yapacaklarını düşünüyorum ve Duncan’ın etkinliği gidebilecekleri maksimum noktayı belirleyecek.

Toronto Raptors

Gelenler: Leandro Barbosa, Linas Kleiza, Ronald Dupree, David Andersen, Julian Wright, Ed Davis
Gidenler: Hidayet Türkoğlu, Chris Bosh, Marco Belinelli, Antoine Wright, Dwayne Jones

Chris Bosh’un ayrılmasından sonra Torontoyu çok sıkıntılı günler bekliyor. Kadrolarında tek elle tutulur parça maç başına 5 ribaund ortalamasıyla oynayan pivot Bargnani. Ligin en iyi şutörlerinden olan oyuncu, oyunun diğer bölümleri yokmuş gibi davranmaya devam ettikçe yıldız statüsüne kavuşamayacaktır. Jose Calderon hücumda son derece etkili bir guard. Ancak beni bile savunabileceğinden şüpheliyim. DeMar DeRozan son derece atletik bir oyuncu. Aynı zaman çalışkan kişiliğiyle adını duyurdu. Kariyerinde ilerleme olacaktır. Leandro Barbosa ve Linas Kleiza takım derinliğini sağlıyor ancak üst tabaka olmadan derinliğin pek bir anlamı yok. Raptors ligin son sıralarında gezinecektir ve Draft çalışmalarına şimdiden başlamaları lazım. Perry Jones veya Ense Kanter Raptors’ın pota altına çözüm olabilir.

Utah Jazz

Gelenler: Raja Bell, Francisco Elson, Al Jefferson, Jeremy Evans, Gordon Hayward, Demetris Nichols, Earl Watson
Gidenler: Carlos Boozer, Kyle Korver, Wesley Matthews, Kosa Koufos

Ligin en iyi guardlarından birisine sahip olmak takım kurmak için çok iyi bir başlangıç. Derron Williams çok etkili bir dış şutör ve potaya yüklenme konusunda oldukça başarılı. İyi bir lider ve saha görüşü muazzam… Pota altında iyi bitirmesini sağlayan güçlü bir fiziği var. Aynı zamanda savunmada başarılı olabilecekken oyunun bu yönüne kendisini pek fazla vermiyor. Utah Boozer’ı kaybetti ancak Jefferson’ı alarak gücünden pek fazla şey kaybetmedi. Boozer’ın takımda sevilmediğini ve takım kimyasını bozduğunu düşünürsek bu hamle Utah açısından yararlı oldu. Mehmet Okur çok şansız bir şekilde playoffun ilk maçının ilk dakikalarında sakatlık ve ağır bir ameliyat geçirdi. Döndüğünde ritim bulması zaman alacaktır. Utah hücumunda kilit bir rolü var Memo’nun. Bu ayak sakatlığı ile dinlenerek geçirdiği dönemin en azından bel ağrılarına iyi gelmesini umuyorum. Boozer yüzünden Memo savunmada hakkettiği övgüyü alamıyordu. Çabuk oyunculara karşı zorlansa da iyi bir savunmacı… Al Jefferson tabii ki Boozer kadar felaket olmasa da kötü bir savunmacı. Andrei Kirilenko bu takımı bir üst seviyeye çıkarabilecek bir oyuncu ancak uzun yıllardır maçlarda konsantre değil. Yinede bu takım için değerli bir parça. Paul Milsap bir çok takımda ilk beş başlayacak bir oyuncu ve sezona fırtına gibi girdi. Utah benchinin önemli oyuncularından. Çaylak Gordon Hayward Sloan’ın sevdiği tarzda bir oyuncu. Raja Bell ligin iyi guard savunmacılarından ve takıma başka alanlarda da yarar sağlayabilecek veteran bir figür. CJ Miles, Earl Watson ve Ronnie Price takımın benchini oluşturan diğer isimler. Utah’ın etkili bir kadrosu var batıda 2. sırayı almak için uğraşacaklardır. Memo döndüğünde iyi performanslar ortaya koyarsa beklenenden ileri gidebilirler. Uzun yıllardır kendilerini batıda Lakers’a en büyük rakip olarak görüyordum ve Anti-Kobe Raja Bell’i kadrolarına kattılar. Al Jefferson’ın performansı playofflarda onlar için belirleyici olacak. En azından konferans yarı finali yapacaklardır.

Washington Wizards

Gelenler: Kirk Hinrich, John Wall, Yi Jianlian, Trevor Booker, Hilton Armstrong, Lester Hudson, Kevin Seraphin
Gidenler: Earl Boykins, Javaris Crittenton, Randy Foye, Mike Miller, Shaun Livingston, Cedric Jackson, Quinton Ross

Geçen yılki silah faciasından sonra yeniden yapılanmaya giden Wizards yönetimi son derece şanslı bir şekilde draftda 1. sırayı kaptı. John Wall bir superstar adayı ve 3 yıl içinde o mevkiye ulaşacaktır. Dış şutu etkisiz, çoğu çaylakta olduğu gibi… İnanılmaz bir hızı var, sahayı boydan boya göz açıp kapayıncaya kadar geçebiliyor. Takım arkadaşlarını oynatmayı seven gerçek bir guard. Chris Paul ve Derron Williams’dan daha iyi olabilir. Gilbert Arenas’ın ne şekilde döneceği merak konusu. Nasıl bir kafa yapısında olacak. Sezon öncesi hazırlık maçları oynanırken bir maçtan önce, sakatım diyerek oynamak istemedi ve maçtan sonra Nick Young’ın şans bulup kendisini göstermesini için yalan söylediğini açıkladı. Kısaca Arenas kaş yapayım derken göz çıkarmaya devam ediyor. Andre Blatche son derece yetenekli bir uzun. İçeriden ve dışarıdan sayı bulabilen aynı zamanda savunmacısını dribblingiyle geçebilen bir oyuncu. Ancak umursamaz kişiliği güvenilir bir isim olmasını engelliyor. JaVale McGee geçen yıl büyük bir gelişim gösterdi ve pivot pozisyonunda iyi işler çıkartabilecek bir oyuncu. Fiziki yapısına oranla muazzam bir atletikliği var. İyi bir ribauntçu ve blokçu. Kirk Hinrich John Wall’ın gelişimine yardımcı olabilecek bir isim. Soyunma odasında takımı iyi yönde etkileyebilecek, iyi bir savunmacı ve üçlükçü. Yi Jianlian son derece yetenekli bir oyuncu ancak kendisini geliştirmek için çabalamayan isim. Al Thornton ve Josh Howard 3 numara pozisyonunda ki isimler. Howard uzun yıllardır maçları gazozuna oynuyor. Thornton ise takım oyuncusu olmayı başaramadı. Wizards sezon boyunca doğuda playoffu kovalayabilecek bir ekip. Arenas’ın performansı belirleyici olacak. Kafasını oyuna verse dahi geçirdiği sakatlıklardan sonra ondan 30 sayı ortalamalık oyuncu olmasını beklemek güç. Ayrıca Wall’un sezon başında ardı ardına yaşadığı sakatlıklar ve alınan mağlubiyetler playoff şanslarını zora sokuyor.

Sinan Cem Civili, 3SAYI


NBA TV Yayın Programı-Ocak

Cumartesi 01/1/2011 03:00 Atlanta @ Oklahoma City
Pazar 02/1/2011 02:30 Golden State @ Miami
Pazartesi 03/1/2011 01:00 Boston @ Toronto
Salı 04/1/2011 02:00 Golden State @ Orlando
Çarşamba 05/1/2011 02:30 San Antonio @ New York
Perşembe 06/1/2011 02:00 Milwaukee @ Orlando
Perşembe 06/1/2011 05:30 Denver @ L.A. Clippers
Cumartesi 08/1/2011 03:30 Miami @ Milwaukee
Pazar 09/1/2011 03:00 Memphis @ Oklahoma City
Pazartesi 10/1/2011 04:00 New Orleans @ Denver
Salı 11/1/2011 03:00 Detroit @ Chicago
Çarşamba 12/1/2011 03:00 San Antonio @ Minnesota
Çarşamba 12/1/2011 05:30 Cleveland @ L.A. Lakers
Perşembe 13/1/2011 04:00 New York @ Utah
Cuma 14/1/2011 03:00 Washington @ Minnesota
Cumartesi 15/1/2011 02:00 Chicago @ Indiana
Pazar 16/1/2011 03:00 Dallas @ Memphis
Salı 18/1/2011 05:00 Minnesota @ Portland
Çarşamba 19/1/2011 03:00 Charlotte @ Chicago
Perşembe 20/1/2011 04:00 Oklahoma City @ Denver
Cuma 21/1/2011 02:00 Philadelphia @ Charlotte
Cumartesi 22/1/2011 02:30 Utah @ Boston
Pazar 23/1/2011 02:00 Dallas @ New Jersey
Pazar 23/1/2011 05:30 Golden State @ L.A. Clippers
Salı 25/1/2011 03:00 Oklahoma City @ New Orleans
Çarşamba 26/1/2011 02:30 Cleveland @ Boston
Çarşamba 26/1/2011 05:30 Utah @ L.A. Lakers
Perşembe 27/1/2011 05:30 New Orleans @ Golden State
Cuma 28/1/2011 03:30 Houston @ Dallas
Cumartesi 29/1/2011 02:30 Detroit @ Miami
Pazar 30/1/2011 03:00 Indiana @ Chicago
Pazartesi 31/1/2011 02:30 Detroit @ New York
Pazartesi 31/1/2011 05:00 Utah @ Golden State
Salı 01/1/2011 04:00 Charlotte @ Utah

* NBA TV yayın programında değişiklik yapabilir.

NBA’de Ayın En Önemli Gelişmeleri

Bu yazımızda NBA’deki en önemli gelişmeleri; takaslar, sakatlıklar, en iyi performanslar, önemli haberler, ilginç istatistikler ve gündemdeki dedikodular hakkındaki yorumları bulabilirsiniz. Öncelikle takaslardan başlayalım.

NBA’de bu ay takas piyasası olarak çok hareketli geçti diyebiliriz.3’lü olarak 2 takas yapıldı.  Öncelikle daha önemsiz gibi görülen ince ayarların yapıldığı ama ileride daha büyük bir takasa yol açabilecek takasa bakalım.

Nets-Rockets-Lakers Takası,İnce Ayarlar…

Bu takasla birlikte Nets veteran forvet  Joe Smith’i Lakers’a,sorunlu çocuk Terrence Williams’ı da Rockets’a yolladı.Karşılığında ise Lakers’tan Sloven guard Sasha Vujacic’le birlikte Houston ve Lakers’tan 1.tur draft haklarını aldı.Peki bu takasın amacı neydi.Nelere yol açabilir.Takımsal olarak inceliyelim.

Önce Houston açısından bakarsak yetenekli forvet Terrence Williams’ı kattılar kadrolarına.Williams bu sene Nets’le çok sorunlar yaşadı.Antremanlara katılmadı,sorun yarattı ve hatta D-League’e bile yollandı.Gerçekten çok yetenekli bir oyuncu.Ama kendinden bekleneni bir türlü veremedi ve bunun üstüne de yarattığı sorunlar eklenince Nets onu gözden çıkardı.Houston eğer Williams kendini basketbola verirse Houston’a çok şey katabilir.Yao’nun sakatlığından sonra zaten sezona da pek istediği gibi başlayamayan Rockets için bu sezon ölü sezon gibi düşünebiliriz ve bu da kendisini göstermesi için Terrence Williams’a bir şans olacaktır.Üzerinde baskı olmaması da cabası.Ama bahsettiğim gibi basketbolunun yanında saha dışındaki davranışlarıyla da çok gündeme geldi Williams ve şu an bu önündeki en büyük handikap.

Lakers açısından bakacak olursak onlar da veteran forvet Joe Smith’i alarak ince bir ayar çektiler kadrolarına.Bynum’un sakatlığında uzun rotasyonu daralmıştı zaten son şampiyonun.Üstüne de bir başka veteran oyuncu olarak kadrolarına bu sezon kattıkları Theo Ratliff’te uzun süreli olarak sakatlanınca uzun rotasyonunda biri çaylak Derrick Caracter olmak üzere 3kişi kaldılar.Bu da özellikle Gasol’u çok yordu.Genel olarak 40 dk civarı oynayan Gasol’un performansı da yorgunluk dolayısıyla düştü.İlerleyen dönemde de Theo Ratliff’e özellikle bu sakatlıktan sonra güvenemeyecekleri dolayısıyla bu hamle doğru bir hamle olarak gözüküyor.Ekonomik açıdan bakarsak ta Sasha Vujacic’in 5 küsür milyon dolarlık kontratını erken yolladılar böylece bu kontrat için ödedikleri lüks vergisi de iptal oldu Lakers’ın.

Takasın son tarafını inceleyecek olursak Nets ince ayarlar çekiyor.Tabi bu ince ayarlar oturmuş kadronun eksiklerine yönelik değil tabiki.Carmelo Anthony’i takıma kazandırabilmek için…Melo’nun takas dedikoduları Brezilya dizisini geçti.İlerleyen kısımda buna değiniceğim zaten.Nets Sasha’nın biten kontratını ve draft haklarını bu takasta kullanılabilecek bir koz olarak aldı.Süper yıldızını takas etmek zorunda kalan takımlar için de biten kontratlar ve draft hakları ilgi çekicidir çünkü rebuilding açısından önemli şeylerdir bunlar.Yani dediğim gibi basit bir takas gibi görünebilir ama bir kelebeğin kanat çırpışlarının fırtınaya dönüşmesi gibi bu da büyük sonuçlar doğurabilir Nets’in kozlarını nasıl oynayacağına bağlı olarak.

Orlando-Suns-Wizards Takası,Evine Hoşgeldin Hido…

NBA’de bu ay gerçekleşen tek takas bu değildi.Bizi çok yakından ilgilendiren bir takasla 3 takımlı 7 oyuncuyu kapsayan büyük bir takas gerçekleşti.Bizi neden ilgilendirdiği kısmına gelirsek milli oyuncumuz Hidayet Türkoğlu bu takasla Jason Richardson ve Gilbert Arenas’la birlikte eski takımı Orlando Magic’in yolunu tuttu.Vince Carter,Mikael Pietrus ve Marcin Gortat Phoenix’e giderken Rashard Lewis’te başkent ekibinin yolunu tuttu.

Bizi en çok ilgilendiren kısım yani Hidayet ve Orlando kısmından başlayalım bu takası değerlendirmeye.Öncelikle Hido için Toronto ve Phoenix günleri çok kötüydü.Topun elinde olmasıyla verimli olamadı.Hidayet’i sadece ceza şutörü olarak kullandıklarından dolayı bu dikiş tutmadı.Seyircisiyle de arası bozulan Hido mutsuz olduğunu açıkladı,takasını istedi.Daha sonra Phoenix’e gitti Hido.İlk başta yeni bir kent,yeni bir takımın Hido’nun eski haline dönmesini sağlar diye düşünüldü ancak daha sonra detaylı olarak incelediğimizde Nash’in komutasında ve yine toptan uzak bir oyun bekliyordu Hido’yu.Zaten o da yine başarılı olamadı.Önce dakikaları azaldı sonra ilk beşteki yerini kaybetti.Ve daha sonra Hido için olabilecek en güzel şeylerden biri oldu ve eski takımı Orlando Magic’e takas oldu.Tabi yanında çok iyi bir sezon geçiren Jason Ricahrdson ve sorunlu yıldız Gilbert Arenas’la birlikte.Bu takas Orlando’ya ve Hidayet’e çok şey kazandırdı bence.Orlando sene başından beri hücumda bir organizasyon sıkıntıs çekiyordu.Üstüne Rashard Lewis’in de formsuzluğu eklenince Magic’in hücumu özellikle çok teklemeye başladı.Onlar da eski bir dosttan yardım bulmayı umdular ve Hido’yu aldılar.Hido zaten bu sisteme alışık ve bu sistemde çok ta başarılı oldu.Ondan iyisini zor bulurlardı.Hidayet’in gelişi Howard’ı da çok etkiledi.Birlikte oynadıkları zaman Dwight’ta çok verimli oluyor.Hidayet te top elinde olduğu için gerçek performansını gösterebilecek.Bu da son zamanlarda kendisi için yapılan “Kontratı aldı yatıyor” eleştrilerine de cevap verebilecek.Takasın diğer parçalarına gelicek olursak Jason Richardson bu sene çok formda ve çok iyi bir sezon geçiriyor.Ayrıca Orlando’nun şuta dayalı sistemine de uyuyor.Bu açıdan onun da başarılı olucağını düşünüyorum.Ancak bazen savunmada problem yaratabilir.Özellikle karşılığında giden Pietrus’un takımın en iyi dış savunmacısı olduğu düşünülünce bu problem daha çok göze batabilir.Richardson’un bir başka avantajı Orlando adına sezon sonunda bitecek olan kontratı.Yani olası bir dikiş tutmama durumunda biten büyük kontratından dolayı iyi bir oyuncuyla anlaşabilirler.Son olarak ta Arenas’a gelelim.Arenas’ın yetenekleri tartışılmaz ama kafası hep başka yerlerde.Oyuna konsantre olduğu dönemlerde başarılı performanslar sergiledi Arenas ama son dönemde saha içinden çok saha dışındaki olaylarla gündeme geldi.Orlando’ya gelişi guard rotasyonunu iyice zenginleştirdi.Ayrıca Orlando’nun bundan önceki problemlerinden biri de oyun sıkışınca onlar da sıkışıyor bazen.Hido’yla birlikte Arenas’ın da katılması bu açıdan takıma zenginlik katıcak.Ama Arenas’ın basketbola kafasını verememesi de Orlando’ya bir o kadar da zarar verebilir.Bu yüzden burada kritik nokta Arenas’ın basketbola kendini ne kadar verip veremeyeceği…

Takasın diğer uçlarına değinecek olursak Suns için Vince Carter’ın gelişi her ne kadar eski formunda olmasa da bir heyecan yarattı diyebiliriz.Taraftarlar son demlerinde Nash’le Carter’ın aley-oop’larını görebilecekler.Tabi zaten yeterince fazla olan kısa rotasyonu iyice doldu Carter’la birlikte Pietrus’un da gelişiyle.Carter’dan Suns’ın da pek büyük bir beklentisi yok tahminimce çünkü zaten Suns için ciddi bir yeniden yapılanma gerekiyor.Nash’in de son dediğim gibi son demlerini yaşıyor olması ve takımın o eski günlerinden hayli uzak olması nedeniyle Carter’dan beklentileri pek fazla değil.Takasın diğer parçaları Pietrus ve Gortat’ın katkısı bence çok olucak Suns’a.Pietrus Suns’ın hızlı oyun sisteminde kendine yer bulabilir ve ayrıca takımın olmayan savunmasına biraz olsun hareketlilik getirebilir.Keza Gortat ta yine son derece zayıf olan uzun rotasyonuna güzel bir takviye oldu.Gortat ortayı kapatabilen bir uzun.Ayrıca kadrosunda pivot olarak sadece Robin Lopez’i bulunduran Suns adına sağlam katkı alabilirler.

Son olarak Wizards’ın penceresinden bakalım.Onlar da Rashard Lewis’i alarak zengin 3 numara rotasyonlarına güzel bir derinlik(!) kattılar.Lewis bu sezon çok formsuzdu gerçekten.Eskisi gibi değildi.Wizards ondan bir patlama bekliyor demekki.Bana göre asıl amaçları John Wall’un önünü açmaktı.Arenas’ın da bu konuda büyük bir engel olduklarını düşündüklerinden dolayı böyle bir takasa yöneldiler.Takımın geleceği olarak gördükleri Wall’un gelişimi açısından çok olumlu bir hamle oldu.Lewis’in gelişiyle Thornton’u veya Lewis’i 4 numaraya kaydırıp kısa beşle hızlı bir tempo basketbolu oynayabilir Lewis.Ya da Josh Howard’ı gözden çıkartıp gelecek adına kurmayı planladıkları takım adına güzel bir ekleme yapabilirler.
Larry Brown’la Bobcats’in Yolları Ayrıldı
Tabi bu ay sadece takaslardan ibaret geçmedi.Charlotte Bobcats tecrübeli koçu Larry Brown’la yollarını ayırdı.Takımın büyük hissedarı Jordan değişim için bu yolu seçtiklerini söyledi.Bobcats gerçekten hiç iyi yolda değil açıkçası.Giderek sınırlanan bir kadroları var.Larry Brown geçen sene play-off yaptı ve bu takımın bir düzen içinde tutulduğunda kazanabileceği maksimum başarılardan birini elde etti.Zaten son maçlarda Larry Brown’la Bobcats’in birlikteliğinin süresinin dolduğu görülüyordu.Düzenden de kopmaya başlamışlardı.Dolayısıyla Larry Brown kendisi ve sağlığı açısından çok güzel bir karar oldu diyebiliriz. Brown’un yerine Jordan’ın yakın arkadaşlarından Charles Oakley’in geçebileceği konuşuluyor. Jordan’ın oyunculuğuna söylenecek hiçbir laf yok. Ama bir yönetici olarak hiç iyi işler yapmıyor.Önce Wizards’ta daha sonra Bobcats’te yanlış hamleler yapıyor.Takaslar,serbest oyuncu ve draft tercihleri bakımından sıkça sorgulanıyor Jordan.Bu son olaydan sonra da Bobcats’te değişimin biteceğini düşünmüyorum.Kadronun çok takviyeye ihtiyacı var ama bunun için acele ve yanlış bir hamle de yapabileceklerini düşünmüyor da değilim.

Yao Ming Sezonu Kapattı
Houston’un dev pivotu Yao Ming’te bir kez daha sezonu kapattı. Yao sakatlıktan sonra zaten kısıtlı süreler alıyordu ama yine de bir kez daha sakatlık geçirdi.Bunun Yao’nun basketbol kariyerinin bitmesine yol açabilir büyük ihtimal.Bacakları bu dev cüsseyi taşıyacak kadar değil ne yazıkki ve Yao yeteneklerine rağmen sağlıklı kalamıyor.Yao’nun kariyerinin devam edip etmeyeceği şu an için bilinmiyor ama ben bırakması taraftarıyım.İleride kendisi açısından daha büyük bir sorun olabilir.Nitekim doktorlarının açıklamaları da bu yöndeymiş.

Tabi bu ay yaşanan sakatlıklar bununla sınırlı değil.Chicago’nun pivotu Joakim Noah ta geçirdiği sakatlıktan dolayı 2 ay gibi bir süre takımdaki yerini alamayacak.Bu Bulls adına kötü olsa da Ömer Aşık adına çok iyi oldu diyebiliriz.Cihago adına kötü oldu çünkü Boozer’ın da dönüşüyle iyice ivme yakalayan ve kadrosu yavaş yavaş oturan Bulls için savunma müdürü ve takımı ateşleyen oyuncu Joakim Noah’ın sakatlığı kötü oldu.Ömer için iyi oldu çünkü Boozer’ın dönüşüyle süreleri iyiden iyiye azalmıştı.Noah’ın sakatlığından sonra Bulls kadrosunda pivot olarak Ömer Aşık ve Kurt Thomas kaldı.Thomas’ın ilerleyen yaşı,yavaşlayan ayakları ve artık yıpranan vücudu göz önüne alındığında bu Ömer için büyük bir şans.Burada kendini gösterebilirse Ömer rotasyonda yerini iyice sağlamlaştırabilir.Aksi taktirde Ömer’in dakikaları iyiden iyiye azalacaktır.

Milwakuee guardı Brandon Jennings’te sakatlığa kurban gidenlerden. O da yaklaşık 1 ay kadar sahalardan uzak kalacak.Bucks zaten çok dağınık bir görüntüde.Sahada Ersan ve Bogut dışında doğru basketbol oynayan çok az oyuncu var.Bu yüzden takımın ilk beş guardının her ne kadar daha çok atmaya dayalı oynasa da sakatlığa gitmesi onlar adına kötü oldu.

NBA’de bu ay gerçekleşen ilginç olaylardan biri de Wizards’ın uzunlarının bir gece kulübünde küfürleşerek kavga ettiği iddiasıydı. Blatche ve Mcgee’den söz ediyorum.2 oyuncunun ciddi bir kavga ettikleri iddialar arasında.Laf arasında yalanlandı ama yine de bu 2 oyuncu takım tarafından cezalandırıldı ve Spurs maçında oynamadılar.Ateş olmayan yerden duman çıkmaz diye boşuna dememişler.Tabi bu olay bizlere Wizards’ın eski uzunları Etan Thomas ve Brendon Haywood’un olayını hatırlattı.

Yılın Basketbolcusu Kevin Durant
Yılın Basketbolcusu ödülü de sahibini buldu bu ay. Ödüle hem Oklahoma’da hem de Amerika Milli Takımı’nda süper bir sezon geçiren lig tarihinin en genç sayı kralı Kevin Durant layık görüldü.Zaten hakkediyordu da.Hem Thunder’da hem de Dünya Şampiyonası’nda takımlarını sırtladı.Dünya Şampiyonası’nda Mvp ödülünü de kazandı ve taraflı tarafsız herkesin takdirini kazandı Durant.Hem oyunuyla hem de kişiliğiyle ligin çok sevilen oyuncularından biri.

Takas Dedikoduları
Tabi bu ay da Carmelo Anthony’nin takas dedikoduları konuşulup durdu ancak şu ana kadar gerçekleşen bir şey yok.Melo Knicks’e gitmek istediğini söylüyor her fırsatta ama Knicks’te kimi önerecek olsa o adam patlama yapıyor. Chandler,Fields gibi isimler süper bir sezon geçiriyorlar.Nets te Melo’nun çok büyük taliplilerinden.Vujacic takasıyla da dediğim gibi ufak ayarlar çekiyorlar kadrolarına bu takas için. Ama Melo ayak diretiyor oraya gitmemek için. Carmelo’nun bu dedikoduları en çok takımı Denver Nuggets’a zarar veriyor. Onlar da bir türlü hedef belirliyemiyorlar,plan yapamıyorlar ve beklenilenden kötü bir sezon geçiriyorlar.Melo’daki bu belirsizlik dediğim gibi en çok Denver’ı etkiliyor. Son zamanlarda Nets ve Knicks için 3 takımlı takas dedikoduları atılıyor ortaya. Melo’yu almak için başka takımları katalizör olarak kullanıyorlar tabi ki bu dedikodulara göre.Nuggets ta ne istediğine karar veremiyor açıkçası.Draft hakkımı yoksa biten kontrat mı istiyorlar belli değil.

Takas dedikoduları da bununla sınırlı değil tabiki.Portland’ın da takımda gençleşmeye gitmek istediği ve tecrübeli oyuncuları Marcus Camby ve Andre Miller’ı gözden çıkardıkları gelen haberler arasında.Bu ilginç bir karar.Hem Camby hem de Miller gerek tecrübeleriyle gerek iş ahlaklarıyla gerek te oyunlarıyla bu takıma ve takımdaki genç oyunculara çok şey katıyorlar.Böyle oyuncu arayan çok takım olduğundan havada kapacaklardır bu 2 oyuncuyu o yüzden Blazers’ın iyi düşünmesi lazım bence.Bu takas için Bobcats’in devrede olduğu ve Gerald Wallace ve Dj Agustin’i gözden çıkardığı yine konuşulan dedikodulardan.Ancak Camby’nin gidişiyle tek pivot olarak Pyrzibilla’nın kalacağı düşünüldüğünde Blazers’ın bu takası bir pivot olmadan yapması zor gözüküyor.

Ard Arda Maça Çıkma Rekoru
Andre Miller demişken Portland Trail Blazers forması giyen deneyimli oyun kurucu Andre Miller 2002 – 2003 sezonundan bu yana, tam 632 maçta üst üste forma giydi.  Ancak Miller’ın üst üste sahada yer alma serisi, Phoenix Suns karşısında son buldu.  Takımının,  Los Angeles Clippers ile oynadığı maçta,  çaylak Blake Griffin’e sert bir faul yaptığı için 1 maç ceza alan Miller, Phoenix karşılaşmasında takımını yalnız bıraktı. Miller’in 632 maçlık serisinin bozulması ile bu alanda NBA liderliği, son 444 maçın tamamına çıkan Los Angeles Lakers’ın oyun kurucusu Derek Fisher’ın eline geçti.  NBA tarihinin üst üste en fazla maç oynama rekorunu ise Lakers’ın bir diğer unutulmaz oyuncusu A.C. Green elinde tutuyor.  Green,  1986 ile 2001 yılları arasında tam 15 sezon, hiç kaçırmadan 1192 maça çıkmıştı.

Oyuncu Arayanlar
Konuşulan dedikodular arasında Knicks’in bir yedek point guard aradığı söylentileri de var. Felton’a çok yükleniyor diyebiliriz Knicks için. Zaten koç D’Antoni’de böyle giderse sezon sonunu çıkaramazlar diyerek bu konuda bir formül aradığını ima etti.Toney Douglas’ın da tam bir point guard değil de daha çok shooting guard pozisyonuna uyması nedeniyle Felton’un olmadığı dönemde Knicks bir düzen sıkıntısı çekiyor.Bu bölge için konuşulan en ciddi adaysa Sebastian Telfair.O da  bu hızlı tempoda başarılı olabilir bence.Çok yetenekli ama kuzeni Stephon Marbury gibi kafasını basketbola vermede hiç başarılı değil.Şayet gelirse Knicks’e güzel katkı verebilir hem de Douglas 2 numara pozisyonunda daha başarılı olur.

Bir başka senaryo da son takas sonucu uzun rotasyonunda problem yaşayabilecek olan Orlando Magic’in buraya takviye yapmak istediği…Gortat’ın gidişinden sonra yedek pivot konusunda sorun yaşayabilirler.Ayrıca 4 numara pozisyonunda da sıkıntı yaşıyorlar.Bu bölgeler için Turiaf veya Tyrus Thomas’ın alınabileceği konuşuluyor ki eğer bunu gerçekleşirse Magic çok daha komple bir takım olur.Zaten kısa rotasyonu son derece geniş.Oradan Q-Rich başta olmak üzere birkaç oyuncuyla birlikte güzel bir takviye yapabilirler.

Kobe, THY’nin Tanıtım Elçisi
NBA’le değil de bizle daha çok ilgili olan bir gelişme de Kobe Bryant’ın THY’nin tanıtım elçiliği görevine getirilmesi oldu. Kobe gibi adını NBA tarihine yazdırmış tüm dünya tarafından bilinen bir oyuncunun bu görevi alması hem Thy’nin hem de ülkemizin reklamı açısından müthiş bir gelişme.Kobe’nin yazın çekilecek reklam filmlerinde oynayacağı hatta Türkiye’ye bile gelebileceği belirtiliyor.

Haberlere devam edecek olursak ekonomik sorunlar yaşayan New Orleans Hornets’ın yeni sahibi NBA oldu.Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan NBA Başkanı David Stern, takım sahipleri George Shinn ve Gary Chouest’in New Oreans kentindeki ekonomik durumların belirsizliği nedeniyle yola devam etmeme kararı verdiklerini belirtti.New Orleans takımının ekonomik açıdan sağlam bir şekilde desteklenmesi için NBA’in kulübü satın aldığını vurguladı.

Ayın Performansları
Tabi bu ay adını tarihe yazdıran isimleri de geçmeden olmaz NBA’de.Knicks’in süper yıldızı Amar’e Stoudamire takımının bu sezon yakaladığı 8 maçlık galibiyet serisinin tümünde 30 ve üstü sayı atarak adını takım tarihine yazdırdı.Utah’ın tecrübeli koçu Jerry Sloan’da takımının Cleveland’ı yendiği maçta kariyerinde bir kilometre taşını daha geride bıraktı. 1210. galibiyetini elde eden deneyimli antrenör, NBA tarihinin en çok maç kazanan 3. koçu konumundaki Pat Riley’i yakaladı.

Ayın göze çarpan performanslarına da değinelim son olarak.Bucks pivotu Andrew Bogut Rockets karşısında 24 sayı 22 ribaundla galibiyette baş rol oynadı.Her ne kadar eleştiriyor olsak ta Melo kendi gibi oynadığı zaman büyük silah nitekim Orlando karşısında 35 sayı 11 ribaundla oynayarak Magic’i geçerken Nuggets’ı sırtlayan isim oldu.Amar’e’den bahsetmişken bir peformansını da belirtelim.Boston karşısında 39 sayı 11 ribaundla oynadı Amar’e.Boston’a bu kadar sayı atmak gerçekten büyük iş.Son saniyede attığı üçlüğü de süre bitmeden atmış olsa gerçekten eksiksiz olcaktı ama kaybettiler bu maçı.Minnesota adına bu sezon belki de uzun yıllar sonra ilk defa ilerisi için umut veren cinsten.Beasley ve Love dikkat çeken performanslar sergiliyor özellikle Love.Açık ara ribaund kralı olan Love süper istatistiklerle oynayarak hem taraftarların hem de fantasy basketbol oynayanların gözdesi konumunda.Bu ay da Nuggets karşısında 43 sayı 17 ribaund gibi süper bir performansla oynadı ama galibiyete yeterli olmadı bu.

NBA’de bu sezon Spurs fırtınası esiyor.Harika bir başlangıç yaptılar ve bu fırtına bu ay da devam etti.Spurs’ün 3 silahşörleri Parker-Manu-Duncan’da bu sezon çok formda ve sakatlık yaşamadılar henüz.Her maç ön plana çıkan performanslar görebiliyoruz bu üçlüden.Bu ay da Memphis’i yendikleri maçta Parker 37 sayı 9 asistle galibiyetin baş mimarı oldu.Spurs demişken onların galibiyet serilerine Orlando Magic bu ay son verdi.Tabi bunda en büyük pay 26 sayı 23 ribaunt gibi etkili bir performans sergileyip pota altını domine eden Dwight Howard’ın ve bunun o kadar etkili performans sergilemesini sağlayan Hido’nun.

Oklahoma Thunder’ın süper guardı Russell Westbrook bu sezon çok formda gerçekten. Kevin Durant’in olmadığı dönemde takımını sırtladı Westbrook ve fırtına gibi esiyor.Takımının çok çekişmeli geçen ve 3 uzatmaya giden New Jersey’i yendiği maçta 38 sayı, 15 ribaund, 9 asist gibi kusursuz bir performans sergileyerek triple double’ın kapısından döndü Westbrook.Formda guardlardan devam edecek olursak Derrick Rose da bu senenin formda oyuncularından. Şutunu da geliştirdikten sonra hepten durdurulamaz bir oyuncu oldu Rose. Bu sezon da göz kamaştırıcı peformanslar görüyoruz kendisinden.Rose bu ay Clippers’a kaybettikleri maçta 34 sayı 6 ribaund ve 8 asistle çok yönlü bir performans sergiledi.Bulls demişken Carlos Boozer’a değinmeden olmaz.Sakatlıktan döndükten sonra gerçekten süper katkı veriyor Boozer Bulls’a.Pota altından çok iyi katkı veriyor ve Rose’la birlikte takımını sırtlıyor Boozer.Genelde 30-10 lu performanslar sergiliyor.Bir performansını vermek gerekirse Wizards deplasmanında 30 sayı 10 ribaund ve 7 asistle takımının galibiyetinin baş mimarıydı.

Büyük takas dediğimiz Suns-Magic-Wizards takası beklenmedik bir isme daha yaradı ve sene başında süre bulmakta zorlanan Suns guardı Jared Dudley ilk beşte buldu kendini. O da bu güveni boşa çıkarmayacak cinsten oynuyor diyebiliriz şu ana kadar.Özellikle Miami’ye kaybettikleri maçta 33 sayı 12 ribaundla harika bir performans ortaya koydu Dudley.Bakalım Carter döndükten sonra süreleri nasıl olacak Dudley’in.Etkileyici performanslardan bahsetmeye Warriors’un süper guardı Monta Ellis’le devam ediyoruz.Ellis bu ligin elit skorerleri arasına kendini yazdırdı diyebiliriz.Müthiş bir deliciliği var ve inanılmaz süratli o da bunları çok iyi kullanıyor.Houston’a yenildikleri maçta tam 44 sayı attı Ellis ve 7asist te ekledi bu etkileyici skor performansının yanına.Gerçekten göz kamaştırıcı.44 sayı demişken Kevin Durant te kötü başladığı bir sezonda yavaş yavaş ritmini bulmaya başladı.Buna rağmen ligin sayı kralı olan Durant Noel akşamı Oklahoma’nın Denver Nuggets’ı yendiği maçta 44 sayıyla bu sezonun en yüksek rakamına ulaştı kendi adına ve bunun yanına 7ribaund 4 asist te ekledi Durant.Onun da ritmini bulmasından sonra Thunder çıkışa geçti ve bu çıkışa devam ediyor.Noel akşamı demişken herkesin merakla beklediği Los Angeles Lakers-Miami Heat randevusunu Lebron James önderliğinde Miami beklenenden çok kolay bir şekilde kazandı.Maçı baştan sona ciddiye alarak üstün olarak götüren Heat’te Lebron 27 sayı 11 ribaunt ve 10 asistle maçı noktaladı ve takımını galibiyete taşıdı.Ayrıca Lebron için bu maçta en dikkat çeken nokta attığı 5-6 üçlük oldu.Her zaman kötü şutör eleştirilerine maruz kalan James bu maçta süper şut attı.

Evet bu aylık olan önemli gelişmeleri,haberleri,dedikoduları ve önemli performansları elimden geldiğince anlatmaya çalıştım. Gelecek ay görüşmek üzere.

Buğra Uzar, 3SAYI Basketbol Dergisi


27. Sayı

3SAYI basketbol dergisinin 27. sayısı online yayında. 16 konudan oluşan dergi 134 sayfa. Derginin bu ay kapak konusu Derrick Rose olurken dergimzide ayrıca Hidayet Türkoğlu’nun yanı sıra bir çok özel hazırlanmış incelemeleri bulabileceksiniz. Ücretsiz olan e-dergiyi okumak için tıklayınız.

3SAYI Basketbol Dergisi tamamen ücretsizdir. İstediğiniz her yerde yayınlayabilirsiniz.

3SAYI OCAK 2011

Genel Koordinatör

Bekir Sıddık KOÇ

Kapak Tasarımı

Fırat Çimenli

Dergi Tasarımı

Fırat Çimenli

3SAYI Yazım Ekibi

Bekir Sıddık Koç

Cem Tokatlıoğlu

Çetin Kuzu

Emre Dağdelen

Fırat Çimenli

İlker Keser

Gizem Kumbasar

Gökhan Bayezit

Mehmet Buğra Çiçek

Mehmet Samet Bora

Okan Çarga

Önder Akcollu

Salih Cengiz

Sinan Cem Civili

3SAYI Ocak 2011 Konu ve Yazarları

08 Ayın Öne Çıkan Oyuncuları- Sinan Cem Civili

16 Son Saniyelerin Adamı: Manu Ginobili – Sinan Cem Civili

20 Sihrin Gerçek Sahibi: Hidayet Türkoğlu – Gökhan Bayezit

26 Muhteşem Poohdini: Derrick Rose – Sinan Cem Civili

36 NBA Takımı Tutmak – Cem Tokatlıoğlu

42 Sercan Topcu Röportajı – Emre Dağdelen

50 Ahmet Çakı Röportajı – Gizem Kumbasar

62 Turkish Airlines Euroleague Top 16 – Önder Akcollu

70 Gençlik Kulüplerinde Antrenör Olmak – Emre Dağdelen

76 Basketbolumuzda İz Bırakanlar #5: İbrahim Kutluay – Çetin Kuzu

84 Bayan Basketbolunda Hedefler Buraya Kadar mı? – Mehmet Samet Bora

90 Bruce Bowen & Ron Artest – Okan Çarga

100 NBA Smaç Efsaneleri – En İyi 10 Smaçör  – Sinan Cem Civili

106 TB2L’de Yabancılar Olmasaydı – Emre Dağdelen

110 Beko Basketbol Ligi’ne Genel Bakış: TBL11 – İlker Keser

128 NBA2K11 – Salih Cengiz

134 Kapanış

e-dergiyi okumak için tıklayınız

3SAYI Basketbol Dergisi 27. Sayı Konu İçerikleri

Ayın Öne Çıkan Oyuncuları: Aralık ayının öne çıkan oyuncuları; Andrew Bogut, Kevin Love, Grant Hill, Amare Stoudemire

Son Saniyelerin Adamı: Manu Ginobili : San Antonio Spurs Bugün NBA’in Zirvesinde yer alıyorsa en büyük katkı şüphesiz ondan geldi.. Emanuel Ginobili yazısı sizlerle..

Sihrin Gerçek Sahibi: Hidayet Türkoğlu: Takas gerçekleşti ve Hidayet Orlandoya döndü. Hido’nun dönmesiyle maçları kaybeden Orlando da işler tersine döndü.. Orlando bir seri yakaladı gidiyor, bunda şüphesiz en önemli katkı Hidayet Türkoğlu’ndan geliyor. Bu da Orlando’daki sihrin Hidayet’ten kaynaklandığını gösteriyor herkese..

Muhteşem Poohdini – Derrick Rose: Chicago Bulls’un en değerli oyuncu, Jordan’dan sonra belki de en etkileyeci performans sergileyen bu hızlı adam, dergimizin bu ayki kapak konusu olmayı hak etti..

NBA Takımı Tutmak: Hangi takımı niçin tutuyorsunuz, takımınız kafaya oynamasa yine de tutar mısınız? Yoksa siz sadece popüler takım peşinde misiniz?

Sercan Topcu Röportajı: TB2L’den bu ayki röportajımız Gelişim Koleji’nin başarılı, başarılı olduğu kadar, saygılı, centilmen oyuncusu Sercan Topçu.

Ahmet Çakı Röportajı‘‘Fenerbahçe Ülker maçını hakem kararı ile kaybetmemiz ilkti ve bu son da olmayacak’’ : Erdemir Antrenörü Ahmet Çakı’dan yine bomba açıklamalar.. Koç ile gündemdeki konuları ve basketbolumuzdaki istikrarsızlığı konuştuk.

Turkish Airlines Euroleague Top 16: İkinci tura kalan takımlardan öne çıkanları incelediğimiz yazıda final 4 yolunda kimlerin daha şanslı olduklarını yazdık.

Gençlik Kulüplerinde Antrenör Olmak : Altyapılarda antrenör olmanın zorluklarını, heyacanını, gururunu, çalışanını, çalışmayanını yazdık.

Basketbolumuzda İz Bırakanlar #5: İbrahim Kutluay: Basketbolumuzun efsaneleri bölümünde bu ayki konuğumuz İbrahim Kutluay.

Bayan Basketbolunda Hedefler Buraya Kadar mı?: Şampiyonluk hedefi olan yok mu? Herkesin hedefi ligde kalmak mı sadece?

Bruce Bowen & Ron Artest: NBA’de savunma deyince akla ilk gelen isimlerden ikisini karşılaştırdık. Bunlar işi biraz da abartanlardan: Kelepçe Bowen, Sert Kaya Artes

NBA Smaç Efsaneleri – En İyi 10 Smaçör: NBA Tarihinin en iyi 10 smaçörünü sıraladık.

TB2L’de Yabancılar Olmasaydı: İkinci ligde yabancılar olmasaydı nasıl bir lig izlerdik acaba?

Beko Basketbol Ligi’ne Genel Bakış: TBL11: Beko Basketbol Liginde’ki takımlara bir göz attık..

NBA2K11: Bugüne kadar yapılmış en iyi NBA oyununu inceledik. Ayrıca ufak tefek birkaç oyun hilelerini de bulabilirsiniz yazıda..

online dergiyi okumak için tıklayınız