Etiket arşivi: partizan

Disko Disko Partizani

PARTIZAN EFSANESİ (3)

DİSCO DİSCO PARTİZANİ

Daha önce 2 kez PARTIZAN EFSANESİ 1 ve 2’yi kaleme almış ve şu notu da eklemiştim ‘‘Ben daha çok Partizan Efsanesi yazısı yazarım’’…

Perşembe gecesi çok kararlı Maccabi Electra önünde muhteşem seyircisi ile Partizan bir kere daha tüm Avrupa’yı kendisine hayran bıraktı. Özellikle ilk yarıda iyi oynayan ve yüzdeli atışlar kullanıp çember altında Aleks Maric’i en sert şekilde durduran Maccabi hakemlerinde ev sahibine hiç taviz vermemesinden istifade edip seriyi 5.maça taşımak için çok uğraştı. Ama doğru basketboldan hiç ödün vemeyen Dusko Vujosevic’in talebeleri müthiş bir direnç ile Maccabi’yi sindirip zafere ulaştılar. Salonda takriben 22.000 kişi vardı. Yani liglerimizde özellikle İstanbul’da 50 maçta filan toplamda görebildiğimiz rakam ! Galatasaray-Fenerbahçe maçları olmasa Abdi İpekçi tribünleri örümcek tutacak !

3 yıldır Türk insanına ve basketbol dünyasına Partizan’ı ve doğrularını anlatmaya çalışıyorum. Basketbol dünyasından anlayan kaç kişi oldu bilemiyorum ama basketbolseverler basketbol adamlarından ve kulüp yöneticilerinden çok daha çabuk algıladılar. Elindeki yerli değerleri  içine sindiremeyen ve yabancı oyuncu hayranlığı ile yüksek bütçelere ulaşan kulüpler en hızlı şekilde yere çakıldı. Avrupa’da çok erken havlu attık.Türk takımlarının yapılanmasının ve seçimlerinin son derece kötü olduğu ortaya çıktı.

Minik bir etüd yaparsak geçtiğimiz sezon başarılı olan kadrosundan Uros Tripkovic, Novica Velickovic, Stephane Lasme ve Milenko Tepic’i kaybeden Partizan Türkiye’de kimsenin beğenip takımına almayacağı oyuncular ile yoluna devam kararı aldı. Özellikle Lasme’nin yerine getirilen Aleks Maric İspanya serüveninde Gran Canaria’da 4.5 sayı ortalaması yakalayıp akıllarda fazla kalmamıştı. Ancak Koç farkı ile Maric bu yılın süper yıldızı oldu. Şimdi Maric için bir çok kulüp devrede,hemde üst düzey takımlar. Partizan yine bonservis bedeli ile köşeyi dönecek. Buna Jan Vesely’yi de dahil etmek gerek. 1990 doğumlu Vesely 2 yıldır Dusko Vujosevic tarafından yabancı oyuncu kontenjanında kullanılıp ortalama 25 dakika süre aldı. Genç oyuncu Dusko’nun kendisine sunduğu nimetleri en iyi şekilde kullanıp yıldız oyuncu adayı haline geldi. Panathinaikos parayı bastırıp Vesely’yi sezon sonu alırsa kimse şaşırmasın.

Mesela Türk takımlarının Stevan Milosevic, Petar Bozic, Slavko Vranes, Branislav Dekic,Strahinja Milosevic ve Aleksandar Mitrovic gibi isimleri antrenmanına bile dahil etmeyeceğini hepimiz biliyoruz. Lawrence Roberts’ı kim yabancı kontenjanı için transfer eder? Efes’in beğenmediği hatta suratına bile bakmaığı Dusan Kecman ve Aleksandar Rasic takımı Final Four’a götüren önemli unsurlar oldular. Demek ki önce kulüp organizasyonu ve ardından doğru Koç seçimi önem kazanıyor. Para harcatmayı seven ama üretimden nefret eden Koç tiplemelerinin artık Türkiye’de işi olmamalı. Çünkü şu an varolan bazı yüksek bütçeler çok yanıltıcı. Bu iş böyle gitmez.Basketbolda paralar düşer yakında. Önlemini alıp alt yapıya dönen,bütçesini mantıklı noktalara çeken kulüpler yaşar diğerleri de kaybolup gider !

Dün sistemlerini çok iyi bilmeme rağmen Partizan’ın hücum organizasyonunu bir kez daha dikkatle inceledim. Dusko için önemli olan ilk şey topun önce pivota inmesi. Eğer buradan sonuç alınamıyorsa diğer seçenekler devreye giriyor. Vranes Türkiye’de olsa eline top değmez çünkü adama kimse güvenmez.Son yıllarda 3 sayı manyaklığımız iyice tavan yaptı. Bu da basketbolumuzun en görgüsüz tarafı ne yazık ki. Hani Dünyada en çabuk moda olan şeyler hemen Türkiye’de kullanıma başlar ya,işte onun gibi… Mesela son çıkan arabalar,son çıkan cep telefonları ve bilgisayarlar hep Avrupa’dan önce Türkiye’de satış rekorları kırar..Avrupalı çok daha mütevazi yaşıyor.Kazandığı paranın değerini biliyor. Malını satmayı,emeğinin karşılığını alıp yaşamını sürdürmeyi iyi biliyor.İşte onun gibi bir şey !

Hücum organizasyonuna devam edersek ilave ayrıntılar şöyle görünüyor. Öncelikle pick and roll dediğimiz ikili oyunları oynamayı çok iyi biliyorlar.Ayrıca pivota pas vermeyi. Pivotun ismi cismi önemli değil. Vranes gibi çok düşük yetenekteki bir oyuncuya bile Erazem Lorbek muamelesi yapıp bir çok müsait top indiriyorlar.Ama bire bir topu verip oynaması en son tercihleri.Genelde ikili oyunda perdeleme sonrası devrilmesini kullanıyorlar.Ya da penetre edip onu smaç yapacak şekilde topla buluşturuyorlar.Koç’luk zaten kapasiteye göre organizasyon yeteneği değimlidir?

Partizan’da Dusan Kecman çok iyi sezon geçirdi. Özellikle Efes Pilsen’i yendikleri maç ve Maccabi’yi Tel Aviv’de yendikleri maç Kecman’ın kariyer hanesine geçti. Dusko onu ne zaman ve ne şekilde kullanacağını çok iyi biliyordu ve nitekim öylede oldu. Dün Kecman 12 kritik sayı ile Partizan’a hayat verirken 6 ribaund 4 assist ile değerini arttırdı. Petar Bozic dışarıdan bakınca hiç basketbolcuya benzemiyor. Ama Dusko onu en iyi şekilde kullanıyor.Kritik 2 üçlüğü çok önemliydi.

McCalebb’i Türkiye’de alacak kulüp yok muydu? Herkes ayakta uyurken McCalebb Partizan’ın yolunu tuttu ve Final Four’a takımı götüren ilk unsur oldu. Demek ki gözümüzün önündeki oyuncuyu bile fark edemiyoruz !

Aslına bakarsanız Partizan çok savaşan ve doğru basketbol sistemine sahip ve kenardan iyi yönetilen bir takım. Çok mu çarpıcı basketbol oynuyorlar? Hayır tabiî ki……hücum zenginlikleri çok zayıf… kapasiteli oyuncu sayısı çok az… Ama imkanları en iyi şekilde kullanan bir Koç var.. Maçın sonlarında bile macera aramayıp Vesely’nin post-up pozisyonunu kovaladılar. Gerçi top kaybı oldu ama mentaliteyi anlatmaya çalışıyorum. Oyuncu hangi pozisyonda tercih edildiğini bildiğinde otomatik o pozisyonları kovalar -set dışında bile- Partizan’ın en büyük başarısı oyunun temposunu kontrol edip öncelikle rakibin temposunu düşürmek, en müsait atışı bulana kadar sabırla topu çevirmek, çember altını yeterince kullanmak, hücum ribaundlarına olağanüstü saldırmak ( ki Sırp ekolünün önemli bir karekteridir bu. Bu şekilde fastbreak savunması da yapmış olursunuz) ve savunmada canla başla 1 top için mücadele etmek. Siz hiç yıllardır Partizan’da Koç ya da başka bir oyuncuya jest mimik yapan bir oyuncu gördünüz mü? Kenara gelirken Koç’a laf söyleyen, el kol hareketi yapan,basına Koç aleyhinde demeç veren, maç içinde Koç ile çok sert tartışma yaşayan? Çünkü Koç çok saygın.Herkes onu TANRI kabul etmiş. Biliyorlar ki ‘Ben 1 verirsem Dusko karşılığında 3 verir’ …ve Dusko onlara bu değeri ve şansı veriyor….işte Partizan’ın sırrı bu….. Dusko torpille Koç olmuyor sağa sola…transfer yaparken oyunculardan yüzde almıyor (oyuncular zaten 3 liralık isimler) oyuncu menajerleri ile ortaklık yapmıyor,başka kulüplere Koç ya da oyuncu pazarlamaya çalışmıyor,sadece emek verip çalışıyor ve ortaya nadide ürünler çıkarıyor.İşte bu yüzden İmparator……..

Kısa yoldan köşeyi dönmeye çalışan sahtekar tiplemelerden değil Dusko……… Umarım Türkiye’de Dusko Vujosevic iyi bir örnek teşkil eder ve bir çok Koç adayımız onu kendisine örnek alır…. Sahtekarları izleyenler sahtekar olur…unutmayalım !!!!!

Birazda Final Four’a bakalım….Partizan Olympiacos eşleşmesinde üstünlük sağlayabilir mi? Neden olmasın diyorum… Tabiki Yunan lobisini aşmak kolay değil çünkü Olympiacos uzun süreli hatırı sayılır yatırımlar yapıp ULEB’in daha güçlenmesine neden oldu.Bence ULEB yönetimi Olympiacos’u 1.derecede şampiyon görmek ister. Barça tabiî ki büyük favori ama Barça Pesic ile Euroleague şampiyonluğu yaşadı.. Gerçi 6 yıl oldu ama Olympiacos’un ihtiyacı bence daha çok.Biraz komple teorisi oldu ama genelde 3 hamle sonrasını iyi görenlerdenimdir.Hep esprisini yaparım ‘Benim söylediğim ya da yazdığım şeyler ancak 6 ay ile 3 yıl arasında anlaşılabiliyor’ diye……Basın-medyadan ayrılmama az bir süre kala son uyarılarımı yapacağım tabiî ki…..anlayabilen yöneticiler için tabii…..

Paris’te müthiş bir Final Four olacak. Çok güç kaybetmesine rağmen Koç Pashutin ile dimdik ayakta duran CSKA Moscow yıkılmaz bir dev olduğunu kanıtladı.Onlar en kritik yerde Bonsu-Mensah’ı transfer ederken bizimkiler yine uyudu !

CSKA ilk maçta Barcelona önünde tabiî ki favori değil.Ancak Rus ekibi gerçekten çok sert.Pashutin Sasha Kaun’u resmen Euroleague’in iyi pivotlarından biri haline getirdi. Viktor Khryapa’yı müthiş kullanıp kendine getirdi.Khryapa bence sezonun en iyi 2-3 oyuncusundan biri oldu.Bu arada sezon başında tereddütle baktığım Koç Pashutin’i kutluyorum.Oyunculuğundan çok daha başarılı bir Koç kariyeri olacağı kesin.Langdon ve Siskauskas gibi 2 süper Joker CSKA’yı rahatlatıyor.Barça’ya çok sert gelebilirler.Çünkü oyunun temposunun yükselmesine izin vermiyorlar.Sete sette CSKA’ya sayı atmak gerçekten zor.Navarro’nun işi çok zor yani……

Ne yalan söyleyeyim Paris’te gönlümden Partizan geçiyor.Çünkü onlar bir emek takımı.Yoktan var edip Dünya basketboluna sürekli yıldız kazandırıyorlar.Sırbistan Milli Takımı Avrupa 2.si oldu.Herkes şaşırdı.Ama onlar kulüp-Milli Takım işbirliğini en üst düzeyde yapıp tek yürek olurken ve ülkece Milli Takımı desteklerken biz kulüplerde Milli Takıma destek vermek yerine köstek oluyoruz.Ucubeler Milli Takım kaybetsin diye dua edip kaybettiğinde göbek atıyor.Karakter zaafiyeti !!!!!!

Yani sonuçta bizim bir Partizan ya da Sırbistan olabilmemiz için fırınlarca ekmek yememiz gerek..avantacılık yerine emekçiliğe dönmemiz gerek..doğru dürüst işi bilen,etüd yapabilen ve parayı dürüstçe kullanan yönetici yetiştirmemiz gerek..iyi yöneticinin olduğu yerde hata yapmayan dürüst ve emekçi Koçlar olur….ülke böyle kalkınır basketbolda…baktığım yerden işler gelecek için hoş görünmüyor…aklı sadece para olan ve basketbolu sömürenlerin adedi artmaya başladı…ve bunların destekçileri….(birlikte avanta yani)…

Ben özellikle arabamı kullanırken DISCO DISCO PARTIZANI şarkısını zevkle dinleyip motive oluyorum….hala anlamayanlar…sizde dinleyin ve içinize sindirin…doğru yolu kısa zamanda bulursunuz….

Teşekkürler Dusko ve teşekkürler Partizan…Bize doğru yolu gösterdiğin için……

Nejat Sayman