Doğu inanılmaz bir çekişmeyle şekillenirken 4 büyük takım zirveye oynuyor. Bu takımlar ise tabii ki Boston, Miami, Chicago ve Orlando. Bu arada Atlanta da süpriz bir şekilde bu takımların arasına girmiş bulunmakta. Orlando’nun 1.5 maç önündeler ama sezon sonuna yaklaşırken orda bulunmaya devam etmeleri oldukça düşük ihtimal.
Bu bahsettiğim 4 takım teker teker incelendiğinde ortaya şu notlar çıkıyor :
Orlando Magic
Orlando son maçlardaki istikrarsızlığı yüzünden biraz tehlikede. Son 15 maçın 8’ini kaybederken yerlerini de Atlanta’ya kaptırdılar. Takas öncesi ve takas sonrası galibiyet oranları da şaşırtıcı olsa da aynı : 16-10.
Ama sadece kazanıp kaybettiklerine değil de form olarak bakarsak durum o kadar da kötü görünmüyor. 11 sayı ile kaybettikleri Boston maçında sadece skorda yenildiler. Arenas 7 de 0 la oynadı vs. Yani her zaman olmayacak ve sonradan düzeltilebilir değişkenler ile yenildiler. Son 5 galibiyetlerinin de hepsi çift haneli farklarla son buldu.
Orlando yüzde 50 ve üstü galibiyet oranı olan takımlara karşı 7 maç üstüste kaybetti ve bu da demek oluyor ki güçlü takımlara karşı iyi oyunlarını sürdüremiyorlar. Özellikle en çok yapılan değerlendirme de Rondo, Rose gibi rakibin oyun kurucularını savunmakta zorluk yaşıyorlar ve defansta da D.Howard’a her zamankinden daha fazla muhtaçlar.
Chicago Bulls
Açıkçası Bulls, Noah ve Boozer sakatlıklarından dolayı biraz sürpriz bir şekilde ilk 3’e giriyor. Derrick Rose kendisinden beklenenin fazlasını verebildi bu takıma ve neredeyse tek başına takımını ayakta tuttuğu maçlar oldu. Çoğu kişi Bulls’u hücum basketbolu oynuyor görse de aslında ofansif verimlilikleri NBA ‘de sadece 18. sırada. Yani Chicago da aslında bir defans takımı ve Noah sağlıklı olarak takımına döndüğü anda oyunları bir kademe daha iyi olacak.
Tüm bunlar olurken maç takvimleri Bulls’a oldukça yardımcı oldu. Chicago şimdiye kadar ligin en kolay 2. fikstürüne sahipti ve bunun üstüne bir de 49 maçn 27’sini evlerinde oynadılar. Noah’ın sakatlığı olabilecek en iyi zamana denk geldi aslında, çoğunlukla kolay maçlara. Bugünkü Portland maçıyla beraber son 33 maçlarının 19’unu deplasmanda oynayacaklar.
Miami Heat
Miami Heat 9-8 ile başladıklarına sezona 28-6 ile devam ederek doğu zirvesine aday oldular. Bu 28-6 lık serileri ise tüm NBA ‘ de kazanma yüzdesi en yüksek olan seri oluyor (Evet, Spurs’ten bile daha iyi bir dönem). Dolayısıyla kötü starta rağmen muhteşem bir geri dönüşle diğer takımların gözünü oldukça korkutuyorlar.
Ama Miami de aynı Chicago gibi fikstüründen yardım alan bir diğer takım. Kalan maçları oynadıklarına oranla daha zor. Özellikle All-Star arasından sonra 13 maçlık bir döneme girecekler ve bu 13 maçın 12’si yüzde 50 ve üstünde galibiyet oranı olan takımlarla olacakken 7 maç da NBA ‘in elit takımlarıyla oynanacak. Bu dönem Heat için en belirleyici sınav olacak. Dolayısıyla LeBron, Wade ve Bosh’un özellikle bu dönemde çok sağlıklı kalması gerekiyor.
Boston Celtics
Herkesin beklediği gibi Celtics doğunun zirvesinde. Fakat olumsuzdan başlamak istiyorum. Sezona 23-4 ile Christmas ‘a kadar neredeyse kusursuz bir yüzdeyle başladılar fakat devamında 15-8 yaparak hafiften çatırdadılar. Evlerinde de toplamda sadece 14 maçları kaldı.
İyi olan ise doğunun en kolay fikstürüne sahipler. Kalan 32 maçın sadece 12’si yüzde 50 ve üstü galibiyet alan takımlara karşı. Ayrıca Boston bu hafta oynayacakları Lakers ve Miami maçlarıyla da zor maçlarını da oldukça azaltmış olacak.
Zirve için en büyük rakipleri şu an Heat gibi görünüyor ve bu pazar günü oynanacak olan Boston – Miami maçı bu bakımdan inanılmaz önemli. Bu maçın zirve mücadelesindeki yeri çok belirleyici olarak değerlendiriliyor.